Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


Kazdağları çevrecilerin desteğini bekliyor

11 Aralık 2013 - 19:17

Çevre konularının yanı sıra gezi yazıları da yazan bir kişi olarak geçen hafta 4 gün süren Travel Turkey Turizm İzmir Fuarı’nı gezdim. Bu yıl fuarın onur konuğu Çanakkale’ydi. 40 yıllık yaşamımda gidemediğim Çanakkale’ye aldığım davetlerle bu yıl 2 kez gidip karış karış gezerek “Türklerin dünya tarihine altın harflerle yazdığı destanın şehri Çanakkale” ve “Bir vatan kalbinin attığı yerdir Çanakkale” yazılarını yazmıştım. Çok güzel hazırlanan Çanakkale standında en önemli sorun Kazdağları’ydı. Çanakkale Belediyesi'nin "Bize Kazdağları’nın altını değil, oksijeni, suyu, toprağı, bereketi lazım" ve "Bizim Kazdağları’na, Kazdağları'nın bize ihtiyacı var" sloganları ile katılarak bölgede yaşanan çevre felaketine de dikkat çekmişler. Çanakkale Şehitlerini anmak için iki kez zirve tırmanışı yaptığım sırada Kazdağları’nın endemikleri (O bölgede olan) göknar ağaçlarına hayran kalmıştım. Kazdağları’nda dünyada eşi çok az görülen 29 adet endemik bitki türü var. Şimdi o bitki ve ağaç türleri altın çıkarmak uğruna yok oluyorlar. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kızılderili Şef Seattle’nın “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” sözünü hatırlatarak “Biz Kazdağları’nın altınını istemiyoruz. Bu kadar para hırsı yüzünden doğa, toprak, içme suyu yok oluyor” diyor.
Kazdağları ve çevresinde helikopterle çektirilen fotoğraf ve video görüntüleri ile madencilik faaliyetlerinin verdiği zarar gözler önüne seriliyor. Dünya Dağlar Günü nedeniyle Kazdağları’nda yaşanan çevre katliamına dikkat çekmek istedim. Dilerim yanlıştan biran önce dönülür.
Dağlar büyük bir zenginliktir
Her yıl 11 Aralık’ta Dünya Dağlar Günü kutlanıyor. Türkiye’de Ağrı Dağı (5167mt.) dahil pek çok yüksek dağa zirve tırmanışları yapan biri kişi olarak ve Türkiye’de tanıdığım binlerce dağcılık sporu yapan arkadaşlarım adına dağların insan yaşamında büyük bir zenginlik olduğunu söylemek istiyorum. Dağ ekosistemleri sıcaklığı, yağışı ve dolayısı ile su döngüsünü belirleyerek, tarım, ormancılık ve turizm gibi sektörleri besler. Tüm canlılar için temiz hava, su, gıda ve diğer doğal kaynaklar açısından da hayati bir önem taşımaktadır. İklim değişiklikleri yani küresel ısınma öncelikle dağlık alanları etkilemekte ve bundan dolaylı tüm canlılar da etkilenmektedir. Dağlar gününde Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman başkanlığında toplanan Dağlık Alanların Sürdürülebilirliği ve Yönetişimi Derneği, dağlık alanlarda yaşayan nüfusun sosyal ve ekonomik yaşam koşullarının geliştirilmesi, iyileştirilmesi ile dağ eko-sisteminin korunması ve katılımcı bir anlayışla akılcı yönetilmesi hususunda ulusal ve uluslar arası düzeyde etkin bir çalışma yürüteceklerini söyledi.
İzmir Harmandalı çöplüğünden kurtuluyor
Kokusu ayrı dert, yanmaları, patlamaları ayrı dertti. Yaz aylarında insanları bayıltacak hale gelen ve İzmir merkezine kadar yayılan çöp kokuları konusunda aldığım şikayet ve yazdığım yazı sayısını hatırlamıyorum. 21 yıllık Harmandalı çöplüğü çilesi bitiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Harmandalı’da katı atık depolama fonksiyonlarını tamamlamış alanları kademe kademe kapatarak yeşil alana dönüştürme projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay aldı. Türkiye’nin ilk düzenli katı atık depolama alanı olan Harmandalı çöplüğü rehabilite edilerek 17 farklı türde toplam 135.530 adet fidan dikilerek kent ormanı haline getirilecek. Çevresinde oturanlaın çocuklarına oyun alanları, büyüklere yürüyüş tartan pistleri dev bir rekreasyon alanına dönüşecek.
Swissôtel Büyük Efes örnek olsun
Davetli olduğum Swissôtel Büyük Efes’deki geleneksel yemekler gününde bir çevre yazarı olarak ilgimi çeken otelin 2012 yılında 3 bin 729 metreküp su tasarrufu yaptığı ve elektrik enerjisini kendisinin ürettiği oldu tabiki. Yemekte birlikte oturduğum Pazarlama Müdürü
Ayşe Karpar, Genel Müdürleri Rıza Elibol’un çevre ve sürdürülebilir ekosisteme büyük değer verdiğini anlattı. Swissôtel Büyük Efes, TUROB (Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği) ve Bureau Veritas (Uluslararası bağımsız denetim, kalite, gözetim, çevre, sağlık, uygunluk kontrolü hizmetleri veriyor) işbirliği ile yürütülen “Yeşillenen Oteller Projesi ” kapsamında Gold Green Hotel (Altın Yeşil Otel) belgesini alan İzmir’in ilk oteli olmuş. “Yeşillenen Oteller” uygulamasında tesislerin hizmet kalitesinden ödün vermeden çevreye zararlarını en aza indirmesi gözleniyor. Ayrıca Avrupalı turistlerin otel seçimlerinde“Yeşillenen Oteller” belirleyici rol oynuyormuş. Böyle işletmeler olduğu sürece o kentin sırtı yere gelmez. Çevreye duyarlılıklarından dolayı Swissôtel Büyük Efes Oteli Genel Müdürleri Rıza Elibol ve çalışanlarını kutluyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum