İlkgün Demir

İlkgün Demir

[email protected]

Bir Terapi Yöntemi Olarak Sanat Terapisi

18 Ocak 2024 - 21:18

İnsanın duygu, düşünce, yetenek ve hayal gücünün çeşitli malzemelerle estetik bir aktarıma dönüşmesidir ‘’Sanat’’
Tarihçesi mağara resimlerine kadar dayanan sanatın, ilk önceleri gereksinimden daha sonra duyguların ifadesine ve estetiğe dönüşmesi ise yıllar içindeki yolculuğudur sanatın.
İşin içinde duygular ve bilinçaltı olunca da psikoloji ile buluşması,  sanatın iyileştirici özelliğinin var olmasındandır. Sanat , icra edeni de gözlemciyi yani seyredeni de iyi eden bir iletişim aracıdır duygusal anlamda.
Bunun içindir ki 1940’lı yıllardan beri sanat, bir terapi yöntemi olarak kullanılmış, 1960’larda ise tam anlamı ile ekol olarak profesyonel ismini almıştır. Sanat terapisi her ne kadar 1940 ‘larda ilk uygulama olarak yerini alsa da, eski uygarlıklar ve kadim medeniyetlerdeki anlatımlar, iletişim yöntemi olarak mağara resimleri, çanak çömlek yapımı ile yaratıcılık ve duyguların ifade ediş biçimleri olarak tarihsel izlere bakacak olursak hepsi sanat terapisinin temellerini atmıştır. Bu noktada ilk insanlıkla birlikte duyguların, düşüncelerin resim, çanak, çömlek ve daha sonra kitabelerdeki yazılı ifadelerde aslen hep sanat terapisinin bugün yapmaya çalıştığı süreci ve iyileştiriciliği, aktarımı görüyoruz. Dolayısıyla bilinç dışının ve gereksinimlerin aynı zamanda merakın ,keşfin her zaman dışa vurumu sanatsal araçlar ile olmuş , bilinç dışından dünyaya sözler ve anlatımlar sanatla taşmıştır…
Bir terapi yöntemi olarak sanat terapisi, sanatı araç olarak kullanır. Danışanın bazen yaşadığı travmayı ya da söze dökemediği duygularını açığa çıkaran veya bazen psikiyatrik teşhis almış ve terapötik ilişkide zorlanılan hastaların kendini ifade edebilmelerini kolaylaştırıcı olan , özgür, teşhis ve tanı üzerinde durulmadan, güvenli bir ortamda kişinin kendini rahatça ifade edebilmesine olanak sağlayan etkili bir terapi yöntemidir sanat terapisi . Burada danışan özgüven geliştirir, sınırları ,sağlıklı ayrışmayı ve birleşmeyi öğrenirken bilinç altı da sanatsal araçlarla sözel olmayan aktarıma dönüşür.Bu dönüşümde , terapist bazen yapılandırılmış bazen de doğal bir akış kullanır,tüm süreç sonunda ise bu aktarımlarla güvenli bağlanma oluşmuş ve terapötik süreç de başlamış olur.
Sanat terapisi yöntemlerinden bazıları şunlardır: Müzik terapisi ki kökenleri su sesi ve makamlarla ile bir terapi yöntemi olarak bizim coğrafyamıza aittir. Film terapisi, dans terapisi, resim terapisi, yaratıcı drama, heykel terapisi … gibi.
Konuya, var olan şikayete göre aracı terapist belirler ve terapi süreci içinde değiştirebilir…
Bilinç dışı denince ilk akla gelen terapist Carl Jung ‘da terapilerinde bilinç dışını açığa çıkarttığına inandığı Mandala Boyamayı hep kullanmıştır.
İfade edilemeyen duygular bireylerde anksiyete ve direnç geliştirir, şayet sözlere dökülemez ise de birey için sancıya dönüşür, sanatı araç olarak kullanan sanat terapisi ise kişiye aslında duygularının dünyaya doğmasına yardımcı olur. Dolayısıyla o sancı, tatlı bir doğum sancısına dönüşür ve kişi kendine doğru bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sonunda ise kişi sağlıklı bir ‘’ben’’in doğumunu gerçekleştirir.
Klinik Psikoloji yüksek lisans bitirme tezim sanat terapisinin tarihçesi üzerineydi ve doktorada da film terapileri ile ilgiliydim hep, sanatın iyileştiriciliğini her ortamda izah etmeye bayılıyorum.
Sanatın iyileştiriciliği  ,evrenin estetiğinin içinde her an vardır…ister terapi yöntemi olarak tercih edin veya etmeyin ama hayattan iç dünyamıza akan evrendeki sanatın hepimize şifa olması için , bu iyi edici görselliğe izin verin ,size de değsin.
Sevgi ve Sanatla Kalın,

YORUMLAR

  • 0 Yorum