Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


İNADINAAA AĞAÇ DİKELİM

19 Aralık 2014 - 17:33

Düşünebiliyor musunuz Avrupa'nın büyük şehirleri arasında yüzde 63.5 ile en yeşil kent seçilen Londra’dan ülkeme döner dönmez gazetelerden, TV’lerden asırlık ağaçların termik santral, yol yapımı, rüzgar santrali için kesildiğini duysanız delirmez misiniz? Nedir bu ağaç kesme sevdası böyle? Son aylarda adeta moda haline geldi. İlk katliam Soma Yırcalı Köyü’nde 6 bin zeytin ağacı ile başladı. Sonra Amasra'da 40 bin ağaç. Neymiş? Termik santral kurmak içinmiş. İstanbul Beykoz'da da yüzyıllık ağaçlar kesildi. Bunun nedeni daha komik. Dünyanın en büyük kent ormanını oluşturmak. Nasıl yani kent ormanı oluşturmak için yüzyıllık orman ağaçları kesilir mi?. Bu kadarına da pes demek geliyor içimden. Bir tane de İzmir Urla’dan. Rüzgar Enerji Santrali kurulmak üzere Urla’nın Ovacık Köyü’nde 1806 ağacın kesilmesine başlanıyor ancak köylülerin tepki ve direnişi ile durduruluyor. Daha birkaç hafta önce köşemde “Temiz Enerji” diye savunduğumuz rüzgar enerji türbinlerin rastgele kurulup doğa ve insan haklarına zarar vermemesi gerektiğini yazmıştım. Urla Ovacık’ta kesilmesi planlanan 1806 ağaç öyle az buz bir şey değil. Türkiye aynı zamanda en önemli kuş göçebe yollarından birine sahip. Yok termik santral, yok rüzgar türbini derken ormanlarımızı bir bir yok edersek sonra yüzde 63.5 en yeşil kent seçilen Londra’ya her zaman özeniriz. Bakın dünyanın en iyi düşünenleri ağaçlar için neler Çinli Filozof La-Otse “Ağaç diken sonsuzluğa inanıyor demektir”, Mustafa Kemal Atatürk “Ormansız ve ağaçsız toprak vatan değildir” veya bir Arap ata sözü “Ağacın, ormanın kıymetini çöle düşen anlar”. Haydi bu hafta sonu ağaç fidanlarınızı toprakla buluşturun veya Ege Orman Vakfı’nın kampanyalarına katılın (0232 4645160 – 0232 4638080)
Japonlar, “Yeşil ömrü uzatıyor” Japon bilim adamları park veya ormanlık alanlara yakın oturan insanlar ile kent merkezi ve beton yığınları arasında yaşamını sürdüren 80 yaşın üzerinde 3 bin 100 emekliği 5 yıl süreyle incelemeye almışlar. Araştırma sonucunda, yeşillikler içinde oturan ve evlerinin pencereleri güneş ışığı alan emeklilerin yaşam kalitesinin artığını ve ömürlerinin uzadığını tesbit etmişler. Araştırma sırasında 900 emeklinin öldüğünü belirleyen Japon bilim adamları, ölenlerin çoğunun beton yapılar ve kötü çevre koşullarından kaynaklandığını belirlemişler ve şehir planlamacılarına "İnsanların sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşam sürebilmeleri için yeşil alanları çoğaltın" şeklinde bir rapor sunmuşlar.
84 yıl önce Atatürk’ün verdiği ders Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Atatürk, günümüzde pek çok insanın henüz bilincine varamadığı doğaya olan duyarlılığını 84 yıl önce Yalova’da verdiği dersle ortaya koymuş. Ulu önder, asırlık çınarın bir metrelik dalını kestirmemek için yaşadığı köşkü 4 metre 80 santim raylar üzerinde ağaçtan uzaklaştırmış. Keza o yıllarda dünyada ne ozon tabakasının delinmesi, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamları konuşulmuyormuş. Bir iğde ağacının kesilmesine, bir tayın ölümüne ağlayan büyük önder, bakın çınar ağcının dalının kesilmesine nasıl karşı çıkmış. “Atatürk’ün 21 Ağustos 1929 günü Bursa’ya gitmesi gerekir. Bu gezisinde ilk defa Mudanya yolunu kulak istemez. Yanındaki heyetle Ertuğrul Yatıyla İstanbul’dan hareket eder. Marmara’da kıyılarında gezintiye başlarlar. Yalova sahilinden geçerken birden dallarını özgürce uzatmış, başı dik ve asırlık o çınarı görüp hayranlıkla izler ve yatından inip altında saatlerce oturur. Ayağa kalktığında çınara daha yakın olmak istediğini ve hemen yakınına bir ev yapılması emrini verir. Çünkü, Atatürk için hayatı boyunca çınarlar, kayınlar, meşeler, çamlar, salkım söğütler en kutsal değerlerdir. Atatürk’ün dev çınar ağacının hemen yanına yapılmasını istediği ev 13 Eylül 1929 tarihinde bitirilir. Atatürk bir gün, dev çınar ağacının yanına yaptırdığı köşküne geldiğinde çınar ağacının dalını kesmeye çalışan
bahçıvana nedenini sorar. Görevli bahçıvandan, “Ağacın dalları uzamış, binanın duvarlarına dayandığı için kesiyorum efendim” yanıtını alınca Atatürk düşünülmesi bile imkansız olan bir emir verir “Ağaç kesilmeyecek bina kaydırılacak ”der. 1930 yılında imkansız olan başarılır ve bina ulu çınar ağacından 4 metre 80 santim uzaklaştırılır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum