DÜNYA’DA KÖMÜR TÜKETEN 4’NCÜ ÜLKEYİZ!!!

Öncelikle Soma’da hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Çevre yazıları yazmaya başladığım 2000 yılından buyana kömürün zararlarını anlatan yüzlerce yazı yazdım. Bu hafta Manisa’nın Soma İlçesinde yaşanan faciadan sonra yine kömür üzerine yazmaya karar verdim. Bu kez kendi düşüncelerimi değil dünyanın önemli kuruluşlarının fosil yakıt kabul edilen kömürün dünyaya ve insanlara verdiği zararları istatistiki bilgilerle aktaracağım. Çin’de hava kirliliğine bağlı ölümleri inceleyen Amerikalı bilim adamları 1950-1980 yılları arasında dağıtılan bedava kömürlerin ortalama ömrü 5.5 yıl kısalttığını tespit etmişler ve hazırladıkları raporda, “Bedava kömürlerin 90 şehirde ısınmayı başardığı övgüye değer. Ancak sağlık açısından sonuçları felaket oldu” . Kömürün yol açtığı hava kirliliğinden her yıl Çin’de 190 bin, Hindistan’da 60 bin, ABD’de 13 bin kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. İngiltere Harvard Üniversitesi’nin İtalya’da yaşayan 2 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada fosil (kömür) yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan küçük parçacıkların kanın pıhtılaşarak beyne gitmesine sebep olduğu ve bu parçacıkların kalp hastalıkları ve felç riskini arttırdığı ortaya çıkarıldı.  Dünya üzerinde çalışılan 1200 kömür santralinden yılda 8 milyar ton karbondioksit salımının iklimlerin değişmesine yol açtı belirtildi.
İki kez günün fosili seçildi
Çin’in Başkenti Pekin’de toplanan Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, dünyadaki rüzgar enerjisinin kullanımı halinde karbon salınımı yılda 1,5 milyar ton azalacağını açıkladı. Dünya üzerinde sıcaklık 333 aydan beri artıyor. Alman bilim adamlarından kabus gibi bir uyarı; “El Nino'nun etkisiyle 2014 kaydedilmiş en sıcak yıl olabilir. Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında kömüre en çok yatırım yapan ülke olduğu ve dünyada Çin, Hindistan ve Rusya’dan sonra en fazla kömür tüketen ülkeler arasında 4’ncü sırada geldiği belirtiliyor. İstanbul Uluslararası finans kuruluşlarının verdikleri kredilerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini araştıran Bankwatch kuruluşu, Greenpeace Akdeniz’in desteğiyle hazırladığı raporda, Türkiye’de birkaç yıl içinde 50 ila 86 arası (37 bin megavatlık) yeni kömürlü termik santral kurulması planlandığını açıkladı. Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği’nin yaptığı açıklamada Türkiye’nin sera gazı salınımı yüzde 272 arttı. Bu yıl Polonya’nın Varşova kentinde yapılan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’nda, 800’den fazla sivil toplum kuruluşunun oluşturan İklim Eylem Ağı (Climate Action Network CAN) Türkiye’yi “Günün Fosili” seçti. Türkiye geçen yılda Durban ve Doha’da yapılan taraflar konferansında günün fosili olmuştu. Kömürle ilgili başka söze gerek var mı?
Türkiye rüzgar enerjisi cenneti
Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, yeni yayınladığı “Rüzgâr Enerjisi Görünümü Raporu”na göre rüzgâr enerjisiyle 2020 yılına dek dünya elektrik ihtiyacının yüzde 12’si, Türkiye’de yüzde 20’sini karşılama potansiyeline sahip olduğu gibi 1 milyon 400 bin yeni iş istihdamı yaratacağı belirtiliyor. Raporda Türkiye’de rüzgar endüstrisinin durumuna ilişkin de aşağıdaki şu ifadelere yer veriliyor:  “Türkiye'de toplam rüzgâr enerjisi potansiyeli 47 GW ve bu potansiyel önümüzdeki yıllarda da rüzgâr pazarında hızlı bir ilerlemeye olanak tanıyor. 2015 yılına kadar kurulu rüzgâr kapasitesinin yılda 500 ila 1000 MW büyüyerek 5 GW'ı aşması bekleniyor. Hükümet 2023 yılına kadar kurulu rüzgâr gücünü 20 GW'a kadar çıkarmayı planlıyor. Ancak Türkiye'de rüzgâr enerjisindeki gelişmeler önündeki en büyük engel karmaşık ve bürokratik idari süreçler. Yöneticiler hala Türkiye'nin elektrik ihtiyacını nükleer gibi tehlikeli ve pahalı bir enerji türü ve kömür gibi iklim değişikliğinin en büyük nedeni olan enerjiyle vakit kaybediyor. Almanya'nın Aachen kentinde bulunan Solitem Şirketler Grubu'nun başkanı ve bilim adamı Dr. Ahmet Lokurlu, Türkiye'nin hâlihazırda enerji ihtiyacının yüzde 30’nu yenilenebilir enerjilerden karşıladığını belirterek, doğru yatırımla bunun yüzde 70-80’lere kadar yükseltilebileceğini ifade ediyor.
Çocuklara denizlerin kıymetini anlatan kitap
Geçen hafta insan eliyle dereler ve denizlerin nasıl kirletildiğini yazmıştım. İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi, çocuklara denizi sevdirmek ve denizcilik temel bilgilerini vermek amacıyla okullara “Ben Denizciyim” kitabı dağıtmaya başladı. Alkışlanacak bir çalışma. Çünkü her zaman bilinç oluşturmanın, eğitimin küçük yaşlardan başlaması gerektiğini yazıyorum. Kitapta, Deniz temizliği, balık türleri, deniz sporları, denizcilik tarihi gibi önemli pek çok bilgi yer alıyor. Bu kitapçık denizlerin çok iyi korunması gerektiğini anlattığı gibi yarının ünlü denizcilerinin yetişmesine de ışık tutacak.