Greenpeace (Yeşil Barış) Kampanyalar Sorumlusu Yiğit Erçevik, 5 Şubat tarihinde torba
yasa ile kabul edilen internet kanunundaki yeni düzenlemelerin çevre suçlarını arttıracağını
söyledi. Çevre-Yaşam köşesi ile ilgili elektronik posta (e-mail), Facebook ve Twitter
adreslerime çevre ve doğa ile ilgili onlarca olumlu ve olumsuz haberler gönderiliyor. İnternet
yaygınlaşmadan önce ya telefonla yada mektup yazıp gönderilirdi, ancak bu kadar yaygın
değildi. Şimdi dünyanın diğer ucunda yaşanan bir olayı internet sosyal ağı ile dakikalar
içinde duyabiliyoruz. Kendi konum gereği takip ettiğim internet sosyal ağının çevre bilincinin
artmasında büyük faydası olduğunu söyleyebilirim. Örneğin bir fotoğraf facebookta 300-
400 paylaşımla on binlerce kişiye ulaşıp çevre bilincinin yaygınlaşmasını sağlıyor. “Eğer
bu dünyanın geleceği umurundaysa, bu afişi duvarında paylaş” başlıklı fotoğrafta bir
kaplumbağanın naylon torbaya dolanmış hali var ve çöplerin doğada yok olma süreleri
verilmiş. Diğer foto ise yere atılan sakızların gagalarına yapışarak kuşların nasıl ölümüne yol
açtığını anlatıyor. Aslında pek çok örnek daha verilebilir. Yerlere atılan sakızların, kuşların
gagalarına yapışıp ölümlerine neden olmasını İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencileri, “Bireysel Sorumluluktan Toplumsal
Sorumluluğa” adlı bir araştırma konusu yapmışlar. Türkiye’de aylık sakız tüketiminin 740
ton civarında olduğunu, 43 milyon kişinin de sakız çiğnediğini belirleyen öğrenciler, yerel
yönetimlere sakız kutularının yanı sıra ABD’deki Seattle şehrinde bir örneği bulunan “Sakız
Duvarı” önerisinde bulunmuşlar.
İnternet çevre bilincini arttırır
Çöplerin doğada yok olmasıyla ilgili fotoğraftaki yorumlar çok ise ilginç. Haydar Bayrak
“Kullandığınız bir ürünü doğaya fırlatıvermek ne kadar kolay değil mi? O ürün hiçbir şekilde
doğal olmasada ve doğada yüzlerce yıl ancak çözünebilen bir plastik ürünün, pet şişenin yok
olana kadar kaç canlıya zarar verdiğinin farkında mısınız? Atıklarınızı ve çöplerinizi ilgili geri
dönüşüm ve çöp kutularına atın. Emin olun ki bugün hiçe saydığınız doğanın "birikmiş öfkesi",
yarın tüm zekamızı da, teknolojimizi de, bilimimizi de aşacak şekilde bize geri dönecek.
Muharrem Bulut “İnsanlar 2000 sene ortaklıktan kaybolsa her şey daha güzel olacak. Dünya
için kanser hücresi gibiyiz”, Şükran Belekoğulu Yamak, “Hemen hemen 3 senedir evde, kağıt
(ilaç kutuları dahil) cam ve plastikleri bir araya topluyorum. Restoran da içtiğim soda şişesini
bile çantama koyup eve getiriyorum”, Nazife Özşahin Ekinci, “Ben bunu takıntı derecesinde
uyguluyorum. Burada dönüşüm kutusu olmadığı için yorucu oluyor. İnsanlara örnek olmak
için yapıyorum. Bence daha fazla söze gerek yok interneti kullananlar faydalarını da iyi bilir.
İzmir etkilenecek iller arasında
Sadece bu yılın ilk 5 haftasında üst üste küresel ısınmanın geldiği boyutlar ve dünyaya verdiği
zararları yazdım. Geçen hafta da İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü "İklim
Değişikliğinin Kıyı Kentlerine Etkileri" konulu bir sempozyum düzenledi. konusunda uzman
akademisyenler, iklim değişikliğinin etkilerini tartıştı; alınması gereken önlemleri belirledi
ve yapılacaklara ilişkin stratejiler ortaya koydu. konusunda uzman akademisyenler, iklim
değişikliğinin etkilerini tartıştı; alınması gereken önlemleri belirledi ve yapılacaklara ilişkin
stratejiler ortaya koydu. İzmir etkilenecek iller arasında. Zirvede, olası riskler belirlenerek,
acil eylem planı hazırlanması, iklim değişikliğini önleyecek bir yaşam kültürü geliştirilmesi,
iklim değişikliği sonucu meydana gelen afetlerle ilgili uzmanlar arasında bilgi ve işbirliği
geliştirilmesi belirlendi. Manisa Ziraat Mühendisler Odası Şubesi Başkanı İbrahim Demran,
ılıman geçen kış aylarının bağ, zeytin ve meyve alanları için risk oluşturduğunu belirterek
“Bitkiler aşırı soğuktan zarar gördüğü gibi, kış aylarında belirli bir dönem soğuklanma ihtiyacı
karşılanmadığında da olumsuzluk yaşanmaktadır. Erken çiçek açan meyve ağaçları ve üzüm
bağlarının erken uyanması kaygı verici” diyor
İki genç bayan ve bir sokak kedisi
Yanımda staj yapan Eskişehir Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı Bölümü
ikinci sınıf öğrencisi Gözde Kıroğlu, tüm belge ve fotoğraflarıyla hazırladığı bu yazıda
insanlığımdan utandım. Gözde Kıroğlu, olayı şöyle anlatmış; “Arkadaşım Tuğba Usluer aradı
ve (Gözümün önünde bir araç kediye çarpıp kaçtı ve kedi kanlar içinde kaldı. O kediyi iki
gündür arıyordum şimdi buldum gel Çiğli Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne götürelim)
dedi. Teslim ettiğimiz Veteriner Hekim Mustafa Yalçın daha sonra aradığımızda (Kedi de
çarpmadan dolayı iç kanama oluşmuş ve beden ciddi derecede zarar görmüş. Bir de kuyruğu
yanıcı bir madde ile yakılmış. Çeşitli müdahalelere rağmen kurtaramadık) dedi. İki arkadaş
çok üzüldük ve insanların bu kadar sevgisiz ve duyarsız olduklarına şaşırdık. Şimdi Çiğli
Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğü, çocuklara ve vatandaşlara hayvan sevgisi ve bilincini
aşılamak için eğitimlere başlamış. Eğitim sonunda 'Yerel Hayvan Koruma Görevlisi' sertifikası
verilecekmiş". Yazıdan iki tür insan kimliği çıkaracaksınız; kalbinde insanlık duygusunu
kaybedenler ve yaşatmaya devam edenler. Sokak hayvanlarına gösterdikleri ilgi ve saygıdan
dolayı da öğrencim Gözde Kıroğlu ve arkadaşı Tuğba Usluer’i kutluyorum. Sık sık yazıyorum
çevre ve doğa bilincinin küçük yaşlardan aşılanması gerekiyor. Dilerim herkese örnek olur.
YORUMLAR