KUTSAL KAZANÇ

Hafta sonu yürüyüş halindeyken Vergi Dairesinin önünden geçtim. Bina üzerinde, daha önce yüzlerce defa görmüş olduğum tabela bu sefer bende ayrı bir his oluşturdu. Eskimiş halinden anlaşılacağı üzere uzun yıllardır asılı olan tabelada şöyle yazılıydı:  ‘’Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır’’
            İnsan düşününce şöyle bir kanaate varıyor.  Vergi yasalarla belirlenmiş, rasyonel bir gerçeklik.  Hatta 100 doların üzerinde gördüğünüz Benjamin Franklin'in bir sözü var ‘’Dünyada kesin olan iki şey var: ölüm ve vergi’’ 
           Kutsallık ise inanca ait bir terim. Nihayetinde vatandaşın vergi vermesi için inanç öğelerinin öne sürüldüğünü görüyoruz. Bu durumu politikada oy isterken görmeye alışkınız ancak bürokraside vergi toplarken görmek dikkatimi çekti. Zaten toplumsal gerçekliğe bakınca  düşük gelirli insanların veya memurların vergiden kaçmak gibi bir durumu kolay kolay olmuyor.  Çünkü tüketim esnasında KDV'den ÖTV'den muaf olamıyorsunuz.  Fakat üst gelir grubu ürettikleri ürün veya hizmetin vergisinden kaçmayı bir şekilde başarabiliyor.
           Daha rahat ve adilce yaşamak için birtakım toplumsal yasalar çıkarıyoruz. Hepimizin de bunlara harfiyen uyması gerekir. Uygulamada birtakım zorluklar görünce bu toplumsal yasaları dini metinlere dönüştürmek  hem topluma hem de inançlara saygısızlıktır. Bireyler arası hesaplaşmalarda helal-haram gibi ilişkiler kurabilirsiniz. Fakat devletle olan mali işlerinizde yasalar devreye girmelidir.
         Akla, mantığa ve demokrasiye dayalı bir idari yönetimde  o levhada şöyle yazılı olmasını isterdim  ‘’Vergi yasal bir zorunluluktur ve tüm vatandaşlar yasalar önünde eşittir.’’

Kalın sağlıcakla.