Taner Kılıç

Taner Kılıç

[email protected]

TÜRİYE YÜZÜNÜ DOĞUYA MI DÖNÜYOR?

29 Haziran 2016 - 08:41

Merhaba Değerli Okuyucularım,

Geçen yazımda İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkıp çıkmayacağını yorumlamış ve olası sonuçlarını sizlerle paylaşmıştım.  Yapılan referandumla halkın çoğunluğu Brexit’ten yana oy kullandı ve Avrupa Birliğinden ayrılmayı seçti.  Bu duruma şüphesiz Almanya haricinde diğer üye ülkeler sert bir şekilde tepki gösterdi ve ayrılığın bir an önce gerçekleşmesini dile getirdiler. Bir bakıma ‘’ Sen bizi istemiyorsan biz seni hiç istemiyoruz’’ sitemkarlığına büründüler.

Sadece birkaç hafta önce İngiltere Başbakanı Cameron Türkiye ‘nin 3000 yılında ancak üye olabileceğini söylemişti. Üzerinden bir ay geçtikten sonra Türkiye üye olamadı ancak tüm çabalarına rağmen ülkesi Avrupa Birliğinden ayrılmayı seçti hatta başbakanlığı bırakmak zorunda kaldı. Bu gelişmelerden bizim çıkaracağımız pay şu olmalıdır: Başka ülkeler için yol çizmeden önce kendi yolumuzda sağlam adımlar atmalıyız.

Hafta başındaki haberlerle Türkiye’nin komşu devletlerle ilişkileri tekrar gündemimizde ilk sıralarda kendisine yer buldu. İsrail ve Rusya tarafından  yapılan açıklamalar, bu ülkelerle ilişkilerin düzeleceğine dair emareler taşıyor. Tabi gerek Cumhurbaşkanının açıklamaları gerekse ilgili devletlerin açıklamaları farklı şekillerde yorumlanmaya başladı. Bu hamlelerde veya söz düellolarında kimin galip geldiği ayrı bir tartışma konusu olabilir. Fakat gerçek olan bir şey var ki ; o da bu devletlerle ilişkilerin artık yeni bir sürece girdiğidir.

Batı dünyasındaki belirsizlikler hatta çözülme süreci bizi Doğudaki eski ticari ortaklarımıza yöneltti diyebiliriz. Tabi İsrail ve Rusya’yla ilişkilerin düzelmesi sadece Türkiye için değil bu ülkeler için de hayati önem arz etmektedir. İsrail düzelen ilişkiler sayesinde doğalgazı Türkiye üzerinden satma peşindeyken, Rusya ise uyguladığı ekonomik ambargonun ülkesine etkilerini  azaltma peşindedir. Özellikle Ruslar turizmde en çok Türkiye’yi seçerken veya tarım ürünlerini Türkiye’den karşılarken Türkiye’yi çok sevdiklerinden değil, Avrupa’ya nazaran daha ucuz ürün ve hizmet aldıkları içindir. Bir kez daha anladık ki ülkelerin daimi düşmanları ve daimi dostları yoktur. Sadece çıkar ilişkileri kurduğumuz veya  kurmadığımız ülkeler vardır. Zaten öyle olsaydı geçmişte topyekün bize  savaş ilan etmiş Avrupa ülkeleriyle, aynı birliğin içinde yer almak için yıllarca çabalamazdık.

Sonuç olarak Amerika’nın belki başkanlık modelini almayız ama ticari ve askeri müttefiklik modelini dikkatle incelemekte fayda vardır. Dünya üzerindeki birçok ülkeye ‘’Değerli Müttefikim’’ deyip en küçük ticari veya askeri çıkar çatışmasında hemen rol değiştirip kendi çıkarlarına göre hareket edebiliyor. Sanırım bu tezimi PYD/PKK olayı yeterince destekliyordur. Bizim de gerek komşularımızla gerek ilişki kurabildiğimiz okyanus ötesi ülkelerle en büyük önceliğimiz duygularımız değil ekonomik çıkarlarımız olmalıdır. Ancak bu şekilde büyük devlet olabiliriz.

Mutlu günlerde görüşmek dileğiyle. Esen kalın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum