Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


Kömüre yok rüzgar ve güneşe var

17 Ocak 2014 - 08:07

Dünya Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar Bankası, yenilenebilir enerji kaynaklarına desteği arttıracağını, kömürle ilgili yatırımlarını kesinlikle desteklemeyeceklerini açıkladı. Dünya’daki yatırımlar konusunda önemli rol oynayan üç bankanın almış olduğu karar çevre adına önemli bir mesaj değil midir? Neden kömür santrallerine ya da kömürle ilgili yatırımlara kredi vermiyorlar?. Çünkü dünyanın kötü gidişatını onlarda gördü mutlaka. Çünkü, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporları fosil yakıtların (odun, kömür, doğal gaz, petrol ) dünyaya verdiği zararları ortaya açıkça koyuyor da ondan. Raporlarda, kömürün hava kirliliğinin yanı sıra iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıt olduğu vurgulanıyor. İçerdiği yüksek miktardaki karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak en çok karbondioksit kirliliğine yol açan enerji üretim şekli olarak gösteriliyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) yayınladığı ‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporunda dünya üzerinde çalışılan 1200 kömür santralinin iklimlerin değişmesi bakımından büyük tehlike oluşturduğunu belirtiyor. Tüm dünyada kömür santrallerinden sadece bir yılda 8 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleştiği ve bu santrallerin neden olduğu hava kirliliği yüzünden her yıl Çin’de 190 bin, Hindistan’da 60 bin, ABD’de 13 bin kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Keza hızlı kentleşme, sanayileşme ve nüfus artışı insan eliyle atmosferdeki karbon dengesinin bozulduğunu da gösteriyor. Türkiye’nin dünyada en çok kömür tüketen Çin, Hindistan, Rusya’dan sonra 4’ncü sırada yer aldığı ve sera gazı salınımının yüzde 272 oranında arttığı tespitler arasında. Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, dünyadaki rüzgar enerjisinin kullanımı halinde karbon salımının yılda 1,5 milyar ton azalacağını açıklıyor. Birey olarak da emisyon salınımını, daha az tüketerek, toplu ulaşımı kullanıp ve ormanları çoğaltarak azaltabilirsin.
Yenilenebilen enerjisi projesi olanlar işte size kredi
Ulusarası Enerji Ajansı (IEA), jeotermal, biyoyakıt, güneş ve rüzgârdan oluşan yenilenebilir enerji sektörünün 5 yılda yüzde 40 artacağını, 2018’ya kadar doğalgazı geçip kömürden sonra ikinci sıraya yerleşeceğini açıkladı. Yine Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, “Rüzgâr Enerjisi Görünümü Raporu”nda rüzgâr enerjisiyle 2020 yılına dek dünya elektrik ihtiyacının yüzde 12’si, Türkiye’de ise yüzde 20’sini karşılama potansiyeline sahip olduğu gibi 1 milyon 400 bin yeni iş istihdamı yaratacağını belirtti. Türkiye’de rüzgar endüstrisinin durumuna ilişkin şu ifadelere yer verilmiş; “Türkiye'de rüzgâr sektöründeki kurulu güç 2007’deki 30 MW’tan, 2011 yılında 1800 MW'a çıkarak hızlı bir ilerleme kaydetti. Türkiye'de toplam rüzgâr enerjisi potansiyeli 47 GW ve bu potansiyel önümüzdeki yıllarda da rüzgâr pazarında hızlı bir ilerlemeye olanak tanıyor. 2015 yılında 5 GW, 2023 yılına kadar kurulu rüzgâr gücünün 20 GW'a kadar çıkarmayı planlıyor. Türkiye’nin güneş enerjisi bakımından İspanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük potansiyeline sahip olduğunu belirten Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği Başkanı Mehmet Özer, “2015 yılına kadar yerli yabancı yatırım 500 milyon Euro’yu bulacak” diyor. Yani İzmir, Ege ve hatta Türkiye rüzgar, güneş ve jeotermal enerji bakımından dünyada eşi benzeri olmayan zenginliğe sahip olduğunu düşünürsek, Dünya Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar Bankası’nın bu enerji türüne desteği için haydi bu fırsatı kaçırmayın.
Böyle okullar çoğalmalı
Özel İzmir Amerikan Koleji doğanın ve çevrenin korunmasına yönelik birçok etkinlik gerçekleştiriyor. Okulun kurduğu Sadece Yeşil Kulübü, kasım ayından itibaren yaptıkları duyurularla öğretmen ve personelden topladıkları kullanılmayan kadın, erkek ve çocuk giysilerini 1 TL’den satışa çıkardılar. Taleplerin artması üzerine cumartesi günleri de satışların yapıldığı çarşı da birbirinden şık kıyafetlerde var. Sadece Yeşil Kulübü çarşısı ile amaç,
insanların dünyaya verdikleri karbon emisyonunu azaltmak. Bakın çarşının duvarlarında asılı olan afişlerde neler yazılı; “Bir kilogram kullanılmış giysiyi yeniden kullanıma sokmanın 3,6 kg karbon emisyonu, 6 bin litre su ve 0,3 kg gübre tüketimi ve 0,2 kg tarım ilacı kullanımını azaltın” Özel İzmir Amerikan Koleji öğretmenleri, öğrencilerini kutluyorum ve çevreyi koruyan okulların çoğalmasını diliyorum.
Bu mektuptan kent yöneticilerinin ders çıkarsın
Geçen hafta Çevre-Yaşam köşesindeki “Hava kirliliği yaşam kısaltıyor” yazısını okuyan Ahmet Avada’nın gönderdiği mailini aynen yayınlıyorum; “Sayın Akansu yazınızı okudum ve gülümsemekten kendimi alamadım. Afyon modeli iyiymiş. Termal ısıtma Balçova’da yıllardır olan bir şey ancak insanlar kapının önüne gelmiş doğal gazı almıyor. Ben Buca Yaylacık’ta oturuyorum ve şu ana kadar 3 ton kadar kömür yaktım. Beni o verdiğiniz numaralara ihbar edebilirsiniz. Bu işin çözümü ne sorarım. Ankara’nın etrafı dağlarla çevrili ve çanak gibi. Nüfusu da İzmir’den daha fazla ama Esenboğa Havaalanı’na uçak iniyor İzmir’e inemiyor. Şimdi diyeceksiniz ki (Neden evinize doğal gaz almıyorsunuz). Çünkü biz meraklıyız kömürle ısınmaya. Her gün kova taşımaya belimizi incitip iğne yemeye. Her sene badana yapmaya, baca temizlemeye ondan. Yahu bu hava kirliliği gece kondu meselesi ve 60 model imar planı bitmez. Benim evim 75 yılında yapılmış kapı pencere püfür püfür. Bu evin akıbeti belli değil. 2 katlı evime gaz almaya kalksam 10 bin TL gider. Alsam da bu İzolasyonsuz evi gazla ısıtamam. Şu an çare kömür yakmak. Ha babayiğit bir başkan gelip de rantı düşünmeden mevcut imarları 2 kattan en az 4 kata çıkarmazsa sorun çözülmez. Çünkü vatandaşın evini yenileyecek gücü maalesef yok. Hasan Ağa Parkını kaldırımları yeniden sök yap ile belediyecilik olmuyor. Bazı yerler 4, bazı yerler 5, 6, 7, 10, 12 kat. Ben anlamıyorum. Anlayan var mı? Bir seferde şu rant denilen şey vatandaşa verilsin korkmayın zengin olmayız. Gene işlerimizde çalışmaya devam ederiz. belki biraz daha modern binalarda otururuz o kadar”. “Devlet, hükümet” demek ülkesinde yaşayan insanlara hizmet veren, eğriyi doğruyu gösterendir. Bu mektuptan kent yöneticilerinin çıkaracağı dersler var.

YORUMLAR

  • 0 Yorum