Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


İşte böyle özendirici olmalı

18 Temmuz 2014 - 11:36

Kalem, şapka, anahtarlık veya araç kokusu. Baktığınızda küçücük hediyelerdir ama sevgiyi pekiştirir, iz bırakır, bilinç oluşturur. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, trafik kontrol noktalarında sürücülere üzerlerinde anlamlı mesajların bulunduğu hediye çantası dağıtarak “Ormanları yangınlardan ancak sen koruyabilirsin” diyor. Böyle anlamlı ve başarılı çalışmaları çok takdir ediyorum. Çünkü doğru zamanda doğru yapılan çalışmanın faydası büyük oluyor. Özellikle çöl sıcaklarının yaşandığı Ege Bölgesi’nde temmuz ayı orman yangınları için en tehlikeli dönemdir ve üstelik yüzde 92’lik gibi büyük bir oranı insan kaynaklı ise çalışma çok yerindedir. Maalesef orman yangınlarının yüzde 92’si biz insanlardan kaynaklanıyor. Yüzde 44’ünü rastgele atılan sigara izmariti oluşturuyor. Çobanların yaktığı ateşi ya tam söndürmemesi veya unutup gitmesinden ormanların yüzde 13 yanıyor. Tarla ve bahçe temizliği sırasında yüzde 12, piknik, yabancı turistler, kampçılık, avcılık yüzde 11 ve yüzde 12’si ise kasten yakmak sonucu yakılıyor. Bu nedenle üzerinde “Ormanı korumak sevgiyle başlar. Sevmek korumaktır”, “Orman yurdun hem süsü, hem gücüdür”, “Ormanı bekçi değil, sevgi korunur” gibi mesajların bulunduğu küçücük de olsa hediyeler sevgiyi pekiştirir, iz bırakır, bilinç oluşturur. Çalışma özellikle ormanlık alanların yoğun olduğu Menderes, Gümüldür, Seferihisar, Kuşadası tatil beldelerine giden yol güzergahlarında başladı. “Ormanları yangınlardan ancak sen koruyabilirsin” sloganı çok etkileyici. Ege Bölgesi’nin her tarafı ormanlarla çevrili ve bu çalışmanın tüm tatil beldelerinde yapılması gerekir. Bazı şeyler teşvik edilerek ve özendirilerek öğretilmeli. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü yetkililerini kutluyorum. Yoksa bu yaz mevsimine damgasını vuran ve milyonlarca lira maddi manevi zarara uğratan Antalya’nın cennet köşesi Adrasan’daki orman yangını üzüntüsünü yaşamayalım.
Aliağalılar toprağınıza sahip çıkın
Alptekin Düven’in SKY TV’de 10 yıldır ara vermeden sürdürdüğü “Bilinçli Tüketici” programına konuk olup Foça, Aliağa ve Horozgediği Köyü’nde yaşayan vatandaşlarının ormanlara ve gelişi güzel dökülen termik santral küllerinin zararlarını konuştuk. Benim gibi uzun yıllardır Çevre yazıları yazan İbrahim Irmak, “Prof. Dr. Tanay Sıdkı Aliağa’da üretime hazırlanan termik santrallerin çevreye verdiği zararları yıllar önce kanıtladı. Amerika Termik Santralleri 1990 yılında devre dışı bıraktı.  Kömürle elektrik üretilen Kalifornia’da her yıl 25 bin kişinin kanserden öldüğü anlaşılınca termik santraller bir bir kapatıldı” dedi. Ben de izlediğim görüntüler karşısında dehşete kapıldım ve dünya çapında verimli Bakırçay Ovasının yok olmaması için İzmir’in yetkili makamlarının kül dağlarını incelemeye almasını söyledim. Alptekin Düven, program bitiminde İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan’ın çekilen görüntüleri istediğini ve inceleme başlatacaklarını belirttiğini söyledi.
Denize dökülen çöpler ne olacak?
Akşamları ışıl ışıl yanan ve püfür püfür esen İzmir Körfezi’ne karşı banklarda çiğdem çıtlamak mutlaka çok güzeldir ama kabukları yerlere neden atılır anlamış değilim. “Bu insanlar neden çevre kirliliği yaratıyorlar”, “Bir daha o güzellikleri yaşamak istemiyorlar mı?” diye kendi kendime hep soruyorum. O küçük kabukların kaldırım araları ve çimenlerden ne kadar zor temizlendiğini gidip bir görsünler. Sabah yürüyüşü yaptığım sırada bir görevlinin sahil duvarındaki çöpleri hava ile püskürttüğünü gördüm ve neden yaptığını sorunca “Kabuklar beton aralarına girdiği için çıkmıyor” yanıtını verdi. “Ahh yurdumun insanı” dedim ayrıldım. Peki püskürme esnasında milyon dolarlar harcanan körfezin tekrar kirlenmesi ne olacak?
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum