Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


Bir tarafta kuraklık bir tarafta seller

22 Ocak 2014 - 16:42

TV kanallarındaki doğa ve çevre haberleri daha çok dikkatimi çekiyor. Şu sıralar en çok kuraklık ve sel haberleri gündemde. Türkiye’nin pek çok yerinden “Çiftçi yağmur bekliyor”, “Kuraklık buğdayı vurdu”, “Çiftçiler hayvanlarına yedirecekleri yeşil ot bulamıyor”, “Barajlarda su seviyesi azaldı” sesleri yükselirken, Uzak Doğu ve Avrupa ülkelerinde ise yağmur ve sellerden insanlar yaşamını kaybediyor. Avustralya’da yüzyılın en sıcak günleri, Amerika'da son 50 yılın en kurak dönemini yaşanıyormuş. Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği (DATÜB) Başkanı Nazmi Ilıcalı, Türkiye'deki kuraklığın ciddi boyutlara ulaştığını ve Doğu Anadolu'daki çiftçiyi kırıp geçirdiğini söylüyor. Türkiye’nin buğday ambarı Trakya’da buğdayların renkleri değişirken, ürünlerde hastalıklar arttı. Financial Times, dünyanın yeni bir gıda kriziyle karşı karşıya kaldığını yazdı. Kışın ortasında adeta yazdan kalma günler yaşanıyor.
8 milyar ton karbon durdurulmalı
Sebebi kesinlikle küresel ısınma. Bunu ben değil Birleşmiş Millerler söylüyor. 5 yılda bir dünyadaki gelişmeleri araştırıp devletlere ve hükümetlere raporlar sunan Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Kurulu, (IPCC) eylül ayında açıkladığı son raporunda Küresel Isınmanın (Dünyanın Isınması) durdurulmaması halinde yağış alan bölgelerde aşırı yağışların, kurak olan bölgelerde ise daha fazla kuraklığın görüleceğini belirtmişti. Gerekçe olarak da karbondioksit gazının acilen düşürülmesini göstermişti. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) yayınladığı ‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporunda dünya üzerinde çalışılan 1200 kömür santralinin yılda 8 milyar ton karbondioksit salınımıyla dünyaya büyük zarar verdiğini açıklamasına rağmen ciddiye alınmazsa biz daha kuraklık ve selleri çok konuşuruz.
Çin’deki gibi güneşi ekrandan izlemeyelim
Dünyada en çok kömür tüketen ülkelerin başında gelen Çin’in Pekin ve Şangay’da hava kirliliğinden göz gözü görmeyince yetkililer güneşin doğuşu ve batışının anlaşılması için meydanlara dev dijital ekranlar kurmuş. Dünya Sağlık Örgütü'nün havadaki zararlı partikül oranını ölçen ve güvenli kabul ettiği partikül madde (PM 25)  Pekin ve Şangay’da 20 kat artarak tehlikeli kabul edilen 500 seviyelerine çıkmış. Haftalardır hava kirliliği konusunu gündemde tutmamın sebebi birincisi tabi ki insan sağlığı, ikincisi ise son iki ayda en çok şikayet aldığım kömür ve is kokularından oluşan İzmir’deki hava kirliliğinin önlenmesi. Çünkü Türkiye’de kömür konusunda Çin’den masum sayılmaz. Dünya’da en çok kömür tüketen 4’ncü ülkeyiz. 1999 yılında karbon salınımı yüzde 95 olan Türkiye’nin son ölçümlerde yüzde 272’ye ulaştığı belirlendi. Bakın kömür yakmaya bağlı hava kirliliği insan ömrünü 5,5 yıl kısalttığı kesinleşti. Çin'de 20 milyonu aşkın astım hastası yaşıyor ve dünyada astımdan ölenlerin sayısında Çin başı çekiyormuş. Dünyada havası en kirli 20 şehirden 16'sı Çin'de bulunuyor.
Çevre ve doğa için Savaş’tı
Yusuf Savaş Emek Türkiye’nin her köşesindeki çevre sorunlarını düşünür ve korunması için  mücadele ederdi. Orman Mühendisi olması nedeniyle birçok çevre hareketinin içerisinde etkin görevler aldı. İnsanlara çevrenin önemini anlattı ve doğayı sevdirdi. Türkiye Yeşiller Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Yusuf Savaş Emek 67 yaşında ailesine ve sevenlerine veda etti. Mekanı cennet olsun çevre ve doğa dostu. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum