Ahmet Aydın Akansu

Ahmet Aydın Akansu


Aliağa ve çevresinde yaşayanlar insan değil mi?

12 Mart 2014 - 15:37

Prof . Dr. Ali Osman Karababa, günümüzde bütün hastalıkların yüzde 80’inin çevresel etkilere bağlı olduğunu dikkat çekiyor. Seçimler yaklaşıyor kentinizi yönetecek başkan adaylarının çevre, hava, su ve toprağın korunması için ne gibi projelerinin olduğunu takip ediyor musunuz?. Yaşamımın çoğu Menemen, Eski Foça, Aliağa bölgelerinde geçtiği için Yeni Foça’da yapılan “Termik Santral ve Cüruf Alanlarının Çevresel Etkileri ve Yenilenebilir Çözümler” paneline gitmeyi çok istemiştim. Ancak yatağa düşüren grip rahatsızlığına yenik düştüm. Panelin üzerinden bir ay değil bir yıl geçse bile çözüm getirilmediği sürece Aliağa ve çevresindeki hava, su ve toprak kirliliği çok konuşulur ve yazılır. Panele, iki bilim insanının sözleri damgasını vurmuş. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı, Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı ve Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Aliağa’da hava, su ve toprak kirliliğinin artarak devam ettiğine dikkat çekmiş. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül de “Aliağa’ya yüz binlerce ton atık yığıldı. Radyasyonlu bir atığın eritilip bir çatal haline getirildiğini düşürsek, yıllarca bu çatal etrafa radyasyon ışını yaymaya devam edecektir” diyor. İşte burası çok önemlidir. Neden kirlik yaratan ve zehir üreten fabrika ile tesisler Aliağa veya Türkiye’de yaygındır. Neden Avrupa ülkelerinde yoktur. Neden Avrupa ülkeleri daha temiz, çevreye daha az zarar veren teknolojilerle ilgileniyorlar. Demir çelik fabrikaları Aliağa’da. Gemi söküm tesisleri Aliağa’da. Vay efendim dünyaca ünlü aşk gemisi Pasifik Prenses adlı kurvaziyer gemisi Aliağa’da sökülecekmiş, el ovuşturup seviniyoruz. Yıllardır Gencelli, Kozbeyli, Bozköy, Çakmaklı, Yeni Foça’da yaşayan vatandaşlardan en çok duyduğum şikayet “Demir çelik fabrikaları zehirli gazlarını geceleri direkt doğaya veriyor” olmuştur. Bu kadar hava, su ve toprak kirliliği yetmiyormuş gibi 8 tane termik santral kurmak üzere çalışmalar başlatılıyor. Aliağa, Yeni Foça, İzmir’de yaşayanlar insan değil mi?. Onlarında Avrupa’daki insanlar gibi daha temiz bir çevrede yaşama hakları yok mu? Prof . Dr. Ali Osman Karababa, günümüzde bütün hastalıkların yüzde 80’inin çevresel etkilere bağlı olduğunu söylüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık tekrarladığı “Son nehir kuruduğunda, son balık avlandığında, son ağaç kesildiğinde, beyaz adam paranın yenilemeyeceğini anlayacak” sözünü ne zaman hayata geçireceğiz. Seçimler yaklaşıyor kentinizi yönetecek başkan adaylarının çevrenin, hava, su ve toprağın korunması için ne gibi projelerinin olduğunu takip ediyor musunuz?
OKUR MEKTUBU: Prof. Dr.Sıkı “18 milyon boşa gitti”
Halk arasında İzmir Kuş Cenneti olarak bilinen dünyanın en önemli sulak alanları arasında yeralan Gediz Deltası’nın korunmasına kendini adayan Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Çevre-Yaşam köşesine bir e-mail atmış. Orman Genel Müdürlüğü’nün, dumansız yangın olarak bilinen ve ormanlara ekonomik büyük zarar veren çamkese böceğini yiyerek yok eden böcekçil kuşlar için yaptırdığı 2 milyon 500 bin adet tahta yuvanın kullanışsız olduğuna dikkat çekerek şunları yazmış; “Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) belirlediği 50 mm çaplı yuva modelleri böcekçil kuşların davranışlarına uygun değil. İzmir’de yaptığımız yapay yuva asma çalışmalarında 50 mm çaplı yuvaları kuşların kullanma oranı yüzde 1 iken, yuva giriş deliği 28,30 ve 32 mm. olan yuvalara yüzde 70-80 olduğunu tespit ettik. Kişi ve kurumlar zaman zaman hata yapabilirler. Hatadan dönmek erdemliliktir. Hatada ısrarcı olmamak ve bilimsel çalışmalara göre uygulamalar yapmak aklın gereğidir. Basın organlarından öğrendiğimize göre çamkese böceğine karşı mücadele etmek için yapılan 2 milyon 500 bin yuva için 18 milyon TL harcanmış. Hem emek hem para boşa gitmiştir. Orman Genel Müdürlüğü’ne 2011 ve 2013 yılında bu konuda hazırlanmış yüksek lisans tezi ve bu tezden hazırlanan yayın gönderdiğimiz
halde 3 yıldan beri cevap alınamamıştır. Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu’ndan bu hatadan dönülmesini ve gönderdiğimiz yayınları incelemesini diliyoruz.
İzmir'i, resimlerle İstanbul’da yaşadım
İzmir’de yetişip Avrupa'da isim yaptıktan sonra İstanbul'a yerleşen Ressam ve Heykeltraş İsmet Bilen’in daveti üzerine "İzmir'i İstanbul'da Yaşamak" adlı resim sergisine gittim. 59'uncu kişisel resim sergisini unutamadığı İzmir'e adayan ve İstanbul Bulunmaz Kültür Merkezi'nde açılan sergisinde yağlı boya, figuratif soyut, akrilik ve karışık tekniklerle çizilmiş 25 adet resim vardı. Açılışta bir konuşma yapan İsmet Bilen, "Sanatımın en zor ve en güzel yıllarını İzmir'de yaşadım. Dünyanın pek çok ülkesini dolaştığım halde İzmir'in çağdaş ve aydın insanlarını unutamadım. Her köşesinde ayrı bir anımın olduğu İzmir'e olan vefa borcumu bu resim sergisi ile yerine getirmek istedim” dedi. Sergi 8 Nisan 2014 tarihine kadar açık kalacak.

YORUMLAR

  • 0 Yorum