Av. Özcan Akar

Av. Özcan Akar

[email protected]

İKLİM

29 Kasım 2022 - 13:25

1760 yılı sonrasında  aktif gelişmeler ile sanayi devriminin başladığı kabul edilir. Sanayi Devrimi'nin en önemli gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. 1763'te James Watt, İskoçya'da buharla çalışan makineyi buldu. Bu makinenin gelişmiş biçimi, makine çağının gerçek başlangıç noktasını oluşturur.
O zamandan bu zamana fabrikalar kuruldu, yeni  icatlar yapıldı. İnsanlık yeni buluşlar sağlayarak ; mühendislik ve bilimsel gelişmeler sağladı.
Hayatımızın neredeyse her alanına temas eden teknolojinin yararlarını saymamıza gerek yok. Ama madalyonun birde öbür yüzü var ki , teknoloji üretiminde tercih edilen fosil yakıt bazlı enerji üretimi ve tüketimi, doğanın başına dert olmuştur.
Sanayi devriminin en başında , çevre dostu dönüştürülebilir  enerjiyi tercih etmek için belki gerekli farkındalık  yoktu. Peki ya sonrasında !
Sonrasında da maalesef gerekli ve yeterli adımlar atılmadı. İklim değişikliği  çoktan başladı.
Hükümetler arası İklim Değişikliği  Paneli’ndeki  Değerlendirme Raporu’na göre; iklim değişikliği ve krizinin birincil sebebi  insanların atmosfere yaydığı sera gazları olarak belirlenir. Sera gazlarının sebebiyet şeklide ayrı bir konudur. Neticede doğa tahribatının ve yaşanan/yaşanacak olumsuz sonuçların artık insan sebepli olduğu noktasında bilim dünyası hem fikirdir.
İnsan ise; sınırlı kaynakları olduğunun farkında olmasına rağmen , sınırsız istekler içindedir. Kontrolsüz ve sonuçları planlanmadan yapılan teknoloji üretimi ile tüketimi, insanlıga ve doğaya elbette bir bedel ödetecektir. 
Bu bedellerin başında ; iklim değişikliği  olmak üzere, gıda ve su yetersizligi, aşırı yoksulluk , büyük göç dalgaları  gelmektedir. Dünya bankası raporunda ; iklim değişikliği yaşanabilir alanların azalmasına neden olacağından, 2050 yılına kadar 216 milyondan fazla insanın göçe zorlanabileceğinden bahsetmektedir. Aynı içerikte; İyi bir çalışma ile bu sayı  azaltılabilir ama engellenemez mesajı verilmektedir.
Dünya bankası raporunda ;  yine sonuçlardan biri olan aşırı yoksulluğu azaltma yolunda kaydedilen küresel  ilerlemenin durma noktasına geldiğine dikkat çekilmiş; gelecek 10 yılda tarihe meydan okuyan ekonomik büyüme oranlarının olmaması halinde ,dünyanın 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğu sona erdirme hedefine ulaşmasının pek olası görünmediği açıklanmıştır.
Raporlara ve verilere göre ülkemiz; iklim değişikliğinden etkilenecek ülkelerdendir.Biz , zaman zaman sonuçlarını zaten yaşamaktayız.
Yapılan bir değişiklik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, iklim değişikliği ibaresi eklenmiştir. Bu sayede Bakanlığın adı ; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmuştur.  Söz konusu değişikliğe ilaveten bilinçlendirme, mevzuatsal çalışma,  gerçekçi ve somut adımların atılması zaruridir. Atılacak adımlar ve alınacak aksiyonlarda  kurumsal  istek ve destek çok büyük öneme sahiptir. Temennimiz, fiili ve gerçekçi adımların sayısının arttırılmasından yanadır.
Dünya genelinde geçte olsa iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için yapılan bir takım çalışmalar vardır. Bunlardan bir taneside otomotiv sektöründe, ülkelerin ve firmaların 2030 yılı sonrası için verdikleri  taahhütlerdir. Türkiye, İngiltere ve Hindistan'ın da aralarında bulunduğu 33 ülke, 11 araç üreticisi şirket ve başkaca filo şirketlerle beraber 100'ün üzerinde imzacı ile sıfır emisyonlu araçlara geçiş için mutabakat sağlanmıştır. Sıfır Emisyonlu Araçlar için Glasgow Mutabakatına imza atmayan ülkeler ve firmalarda vardır. Umarız ki, bu husustada en kısa zamanda oy birliği sağlanır.
İklim değişikliğinin sonuçlarını  ve alınacak tedbirleri saymakla bitiremeyiz. Ancak ,  Birleşmiş Milletlerin iklim değişikliği hususunda çizdiği plana sadık kalınması ve çevre dostu dönüştürülebilir enerji yönündeki bilimsel çalışmaların desteklenmesi  en önemli yol haritamızdır.Aksi yöndeki  davranışlar; tüm canlı yaşamı için çok büyük göç dalgalarına neden olacak ve bu durum  sonuçta gelişmiş-gelişmemiş ülke ayrımı yapmayacaktır.
...Kendinize iyi davranın...

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum