Sibel Bingöl

Sibel Bingöl

[email protected]

Eşim Narsist!

22 Kasım 2023 - 09:56

Okuyucumuz N.K ile röportajımız. 

Okuyucumuz N.K, ‘Psikolojik Vampir, Narsist..!’ başlıklı, Doç. Dr. Limunet Emrahli ile röportajımızı okuduğunu ve eşinin narsist olduğunu belirterek bu durumu yaşayan  insanlara yardımcı olmak umuduyla yaşadıklarını bizimle paylaştı. 

Hatay’da yaşayan okuyucumuz N. K. Hanımefendi ile sohbetimizi ilginize sunuyorum. 

-Eşinizin narsist olduğunu fark ettiğinizde ne yaptınız? 
-Profesyonel destek önerdiniz mi, yoksa hemen uzaklaşmak mı istediniz?

N.K:” Tedavi önerdim, kabul etmedi. Zaten bu kişiler hasta olduklarına inanmayan insanlar, maalesef…

Ben her zaman hayatımda pozitif düşünen ve çözüm odaklı olan neşeli bir kadınım. Evliliğimin kurtulması için her türlü fedakarlığı yaptım. Ama bir saatten sonra kısır bir döngü olduğunu anlayınca son noktayı koymak zorunda kaldım.”

-Fark edip kurtulmak kolay oldu mu?

N.K.” 10 yılım gitti. Çok şükür anlaşmalı boşanmaya ikna ettim. 

-Boşanma olunca bıraktı mı peşinizi? 

N.K. “ Boşanma henüz gerçekleşmedi. Başta çok tedirgindim, anlaşmayı kabul etti. Şu an hafiflemiş hissediyorum.

-Psikolojik saldırı devam etti mi? 

N.K:” En azından köle pozisyonundan, kamburundan kurtuldum. Hayallerim ve umutlarım artık ona esir değil. Üzerimden koca bir yük kalktı. 

-Çocuk var mı?

N.K.” Biri 10 yaşında, biri de 2 yaşında iki oğlum var. Çocuklarım için ömür boyu onunla görüşmek zorundayım, insan ayrılsa bile yine de sorguluyor her çocuğun yüzüne baktıkça…
Ama gerçekten sağlıklı bir evlilik değildi. 

-10 yıl çok uzun süre. Bu durumdan oğlunuz çok etkilendi mi? 

N.K.” Geleceği çok parlak bir çocuk ama maalesef çok etkileniyor. Disiplin sorunu var, beni dinlemiyor. Çok sitemkâr oldu her konuda.

-Oğlunuz ve sizin için yardım almayı düşündünüz mü? 

N.K.” Yani ben bu ayrılık kararını bir nevi çocuklarım için de aldım. Çünkü sevgi, muhabbet yoktu evde. Oğlum psikoloğa gitmeyi hiç istemiyor. Rehber öğretmenimizle iletişimdeyim, çok yardımcı oluyor. Özel bir durumum var, ben psikiyatriye gidiyorum. 

-Anlaşma olunca çekişmeye de maruz kalmazsınız.

N.K. İşinden dolayı düzeni yoktu. 
Kendimi hep kandırdım…
Düzeni olunca değişir dedim.
Çocuğumuz olunca değişir dedim, olmadı. 
Sonra, dava açtım 5 sene davalık olduk, boşanmadı. Aile baskısıyla tekrar barıştık. Keşkem yok benim, çocuklarım olduğu için mutluyum. Allah rızıka kefildir.  
İkinci çocuğu  yapalım değişir dedim,
emekli olur değişir dedim. Hiç sevilmedim, hiç şefkat görmedim. Her şey, boş.

-Sanırım yaş farkı da var. Siz kaç yaşındasınız?

N.K.”30 yaşım. Evet,  aramızda 13 yaş fark var. Aslında yaş farkı bana göre çok problem olacak bir durum değil. Tabi abartı olmadığı sürece.
Asıl önemli olan anlaşmak, ruhların birlikteliği, kişisel bakım v.b.

-Nasıl bir baskı oldu? Psikolojik saldırıya maruz kaldığınızı zaten anlıyoruz.  -Fiziksel bir saldırıya da maruz kaldınız mı?  

N.K:”Fiziksel saldırı olmadı ama son zamanlarda ses tonu yükseltme ve üstüme yürüme baş göstermeye başlamıştı.

-Kendinizde öz güven kaybı, değersiz ve güzel hissetmeme gibi duygular oldu mu? 

N.K. “Evet. Değersiz, kıymetsiz hissediyordum.”

-Bu durumu yaşayan insanlara bir mesaj verecek olsanız ne derdiniz? 

N.K.”Karşınızda ki insanların size manipülasyon yapmasına izin vermeyin. Kesinlikle egoist ve narsist insanların sizi duygularınızı kullanmasını akabinde ruhunuzu sömürmesine izin vermeyin. Çözümler arayın, eğer bu durumu bir hastalık olarak görmüyorsa tedavi kabul etmiyorsa; kim olursa olsun uzaklaşın, bağınızı kesin..!”

 -Kendiniz olma savaşınızda gösterdiğiniz cesaretinizi ve azminizi kutluyorum. Bu kadar özel konuları paylaştığınız için de ayrıca çok teşekkür ederim. Bundan sonra hayatı hissederek ve doğru tercihler yaparak yaşamanızı bütün kalbimle temenni ederim.

Daha önce narsistlerle  ilgili Azerbaycanlı değerli hocamız Limunet Emrahli ile röportajımız olduğu için  yine hocamıza danışalım istedim bu ayrılık sürecinde, boşanma evresinde sert geçen bazı durumlara çocuklar da maruz kalıyor. 

-Boşanma durumunda çocukların zarar görmemesi için anne, babalar bu evreyi nasıl atlatmalı? Çocuklarla ilgili nasıl tedbirler alınması gerekiyor?

Psikolog Doç. Dr. Limunet Emrahli: 

“Ailelerin Boşanma esnasında  çocukların psikolojik travmalar yaşaması kaçınılmazdır. Yetişkinler ne kadar onları korumaya çalışsa da, çocuklar ne kadar sakin ve ölçülü, sanki hiçbir şey olmamış gibi yapsalarda bu travma onların zihinlerinde ömür boyu iz bırakmaktadır. 

Her iki ebeveyn çocuklar için önemlidir ve çocuklar onlarla büyümek istiyor. 

Fakat bu her zaman böyle değildir. Bazı Ailelerde bazı babalar varki  herkesin uzak durmayı tercih ettiği babalardır: alkolikler, kumarbazlar, uyuşturucu bağımlıları, saldırgan karakterli, narsist, vampir, ahlaksız, suçlu vb. Kimin böyle babaya ve ya anneye ihtiyacı var ki?

Kendi tecrübelerimde böyle anneler gördüm. 2, 3, 4 çocuğunu bırakıp başkasıyla giden, akıl hastası, ahlaksız bir hayat yaşayan anneler de var. Öyle annelerin Çocuklarına ihtiyaçları yok. Empati, annelik, babalık sorumluluklarından kaçıyor,  bazı anneler babalar.

Fakat karakterleri uyumsuz olan ve çeşitli sebeplerle birlikte yaşayamayan ebeveynler de vardır. Çocuklarını seviyorlar. Bu tür ebeveynlerin çocuklarını travmadan korumak için ayrılık sürecini kademeli olarak gerçekleştirmeleri gerekir. Bir anda karar veremezsin. Çocuğa, bazen yetişkinlerin birlikte yaşamak istemedikleri ancak bunun onlara olan sevgiyi azaltmadığı anlatılmalıdır. Çocuklarla vakit geçirip bu sevgiyi onlara aktarmak gerekiyor.

Ben bu tür ailelerle çok çalıştım. Her türlü durumla karşılaştım. Hem baba, hem de anne ile birlikte çalışarak çoğu zaman çocukları olumsuz psikolojik etkilerden korumayı başardık ama tam olarak koruyamadık.

Keşke hiçbir fark olmasaydı. Gençlerin evlendikleri zaman doğru kararlar vermelerini, doğru tercihler yapmalarını diliyorum ki hayat yolları ayrılmasın. Ne yapılabilir? Bu bizim irademize, arzumuza bağlı bir konu değil.

Herkese mutlu bir aile diliyorum!”

(Azerbaycan Türkçesi ile)

-Uşaqlar da boşanma mərhələsində bəzi çətin vəziyyətlərlə üzləşirlər. Valideynlər bu pisliyə necə qalib gəlməlidirlər ki, uşaqlar zərər görməsin?

Dos.Dr. Limunat Əmrahlı: Boşanma dönəmində uşaqların psixoloji travmalar almaları qaçılmazdır. Böyüklər onları nə qədər qorumağa çalışsalar da,  uşaqlar özlərini nə qəsədr sakit və təmkinli, heç nə olmamış kimi aparsalar da, bu travma ömür boyu onların şüurunda iz qoyur. Çünki uşaq atalı-analı böyümək istəyir. Onların hər ikisi uşaq üçün keçilməzdir. Ancaq həmişə belə olmur. Elə atalar var ki, ailədə hər kəs onlardan uzaq olmağı üstün tutur: içkiyə, qumara, narkotikaya aludəçilik, xarakterdə aqressiya, narsist, vampir, əxlaqsız, cinayətkar  və s. ata, yaxud ana kimə gərəkdir?  Öz təcrübəmdə belə analar da görmüşəm. 2, 3, 4 uşağını qoyaraq bir başqası ilə qoşulub gedən, xəstə psixikalı, tüfeyli, əxlaqsız həyat sürən analar da var. Onlara övlad gərək deyil.  Empatiyaları, analıq, atalıq msuliyyətləri yoxdur.
Ancaq xarakterlərində uyğunsuzluq olan, müxtəlif səbəblərə görə birgə həyat sürə bilməyən valideynlər də var. Övldlarını sevirlər. Belə valideynlər övladlarını travmadan qorumaq üçün ayrılıq prosesini tədricən aparmalıdırlar. Birdən-birə qərar vermək olmaz. Uşağa anladılmalıdır ki, bəzən böyüklər birgə yaşamaq istəmirlər, lakin bu onlara olan sevgini azaltmır. Uşaqlarla vaxt keçirmək, bu sevgini onlara çatdırmaq gərəkdir.
Belə ailələrlə çox işləmişəm. Hər cür situasiyalarla üzləşmişəm. Çox zaman həm ata, həm də ana ilə iş apararaq uşaqları neqativ psixoloji təsirlərdən qoruya bilmişik, ancaq tamamilə deyil.
Kaş ayrılıqlar olmayadı. Kaş gənclər evlənəndə doğru qərarlar verəydilər, doğru seçimlər edəydilər ki, həyat yolları da ayrılmayaydı. Nə etmək olar? Bu bizim iradəmizdən və istəyimizdən asılı olan məsələ deyil.

Hər kəsə xoşbəxt ailə arzulayıram!”
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum