Şehrinaz Bayraktar

Şehrinaz Bayraktar

[email protected]

DOST DEĞİL TOST HEM DE ÇİFT KAŞARLI

31 Mayıs 2014 - 15:05

Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlıyor sanırım ve biliyor musunuz biz bunu kötü günde öğrenmiyoruz hani derler ya dost kara günde belli olur diye ne yazık ki öyle değil sevgili okurlarım dost kara günde değil iyi günde belli oluyor. Şimdi hepiniz olur mu hiç öyle şey diyecek “dostum olmasaydı eğer, neden kötü günümde yanımda olsun ki” diye de ekleyeceksiniz. Evet, haklısınız ama ben de haklıyım bence kulak verin sözlerime.
Değerli okurlarım iki çeşit dost vardır hayatta: Biri gerçek dostlarınız candan öte olanlar... İyi günde de kötü günde de yanınızda bulunanlar… Diğerleri ise dost sandığınız şeytanlar yani tostlar. Düşünün biraz hak vereceksiniz bana. Bu dost sandığınız şeytanlar yani ben onlara tost diyorum tostlar her kötü gününüzde sizin yanınızdadır. Başınıza bir felaket gelir onu bulursunuz yanınızda. Eşinizle kavga edersiniz o vardır kavganın sonunda. Borcunuz olur eşe, dosta, bankaya o bitiverir burnunuzun ucunda… Ve söylememe dahi gerek yok her zaman daha fazlasında varlardır… Her sıkıntınızda, dar zamanınızda, zor anınızda o tostlar burnunuzun dibindedir ama sanmayın acınızı azaltırlar, sanmayın aranızı düzeltirler, sanmayın borcunuza destek çıkarlar, sanmayın üzüntünüzü paylaşırlar. Asla! Onlar sizin acınızı paylaşmak yerine kötü durumda oluşunuzun hazzını yaşamaktadırlar içten içe.
İşte çevremiz bu insan görünümlü şeytan olan dost görünümlü tostlarla dolu sevgili okurlarım.
Siz aylarca yıllarca ve belki de bir ömür boyunca taşırsınız o kıskanç, içleri nefret ve kin dolu lânetli şeytanları. Ta ki en mutlu gününüze kadar. Bu insanların dost değil de tost olduklarını ne zaman anlarsınız biliyor musunuz? Sıkı durun söylüyorum en mutlu gününüzde…
Neden mi?
Çünkü onlar sizin mutluluğunuza dayanamazlar. Yürekleri; hasetlerinden, kıskançlıklarından sıkışır. Tabiri caizse deliye dönerler. İsterler ki siz hep ezik olun onların yanında. Üzülün, dertlenin, ağlayın. Aman ha sakın ola ki şanlı şöhretli işlere girişmeyin. Adınız, namınız güzel işlerle anılarak marka olmasın. Sakın ha (!) yoksa tostlarınız sudan sebeplerle en mutlu gününüzü zehir etmeye çalışırlar. Sizi mutlu ve başarılı gördükçe kıskançlık ve hasetleri öyle büyür ki adeta öfkeye ve kine dönüşür. Ve biliyor musunuz bir anda sudan sebep bulurlar ve kusuverirler içlerindeki pisliği. Yüreklerini kaplamış kara lekeyi bulaştırmaya çalışırlar sizin tertemiz kalbinize. Biri şöyle der mesela “Düğününe geldim o neydi öyle insanlar dizilmiş ayıp be senin yaptığın hiç utanmadın mı? Bir dahaki düğünlerini dostlarınla değil, iş arkadaşlarınla yap, öbür düğünü de protokolünle yaparsın hatta bir sonrakine Obama gelsin.” : )
ha ha ha, kih kih kih hatta Pu ha ha ha bir başkası şöyle der: “Ben kiiiii senin ezelden beri dostunum benimle bir fotoğraf bile çekilmedin.” Öteki ise dost acı söyler sen şanlı şöhretli işler yaparak bizi bir kalemde sildin der. Verdiğim örnekleri hiç anlamıyorsunuz değil mi merak buyurmayın ben de anlamıyorum çünkü çok saçmalar söyledim ya insan görünümlü şeytani tostlar böyle saçma sebepler ileri sürerek yıllardır içlerinde biriken kıskançlıklarını kusuyorlar anlayış gösterin onlara. Yazık be ne çektiler yıllardır sizi kıskana kıskana… Boş verin yahu kafaya takmaya değer mi? Siz söyleyin oradan güzel, lezzetli bir çift kaşarlı tost keyfinize bakın. Çatır çatır yiyin o çift kaşarlı tostu üzerine de bir yayık ayran iyi gider hani. Onlar sizi hazmedemeye dursun siz çoktan kanalizasyon çukuruna gönderin tostunuzu J

YORUMLAR

  • 0 Yorum