Murat Gülşan

Murat Gülşan

[email protected]

ÖLDÜREN SİYASET

15 Haziran 2025 - 16:27

Siyasetin en karanlık yönü önüne çıkanı yok etme fikriyle yapılan işlerdir. Bu yok etmeyi her türlü mübah sayanlar belki kendi koltuklarında oturuyorlar ama o koltuklar kanlı koltuklardır. Siyasi şüpheli kafaları karıştıran 3 olay daha yıllarca konuşulacak kim yaptı neden yaptılar gibi sorular aydınlatılmayacak belki de.

MUHSİN BAŞKAN OLAYI


Tarih 25 Mart 2009. Hava çok soğuk tu, tipi vardı her taraf bembeyaz karlarla kaplıydı. Yerel seçimler öncesiydi. Ne gariptir ki Muhsin başkan Başına gelecek felaketi hissetmişti sanki. Helikopteri istemedi. “Beni öldürtecek misiniz?” diye sordu. Ama miting programı çok yoğundu. Ulaşımın kara yoluyla dahada zor olacağını söylediler Muhsin başkanı Helikoptere binmeye ikna ettiler. Vuslattan önce sevenlerine, “Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiçbirimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil” dedi. Beraberindekilerle birlikte bindi helikoptere. İlk günkü gibi bembeyazdı her yer. Fakat karların üstünü örteceğinden habersizdi. Ve Muhsin başkan son helikopter yolculuğunu yapmıştı. O sonsuzluğun sahibine yürüyordu o şehadetiyle milyonları gözyaşlarına boğupta gitti.
Hayatını kaybettiği helikopter kazasının ayak sesleri belki de önceden duyuldu. Yazıcıoğlu’nun başına gelen şüpheli trafik kazaları, akıllarda hep soru işareti bıraktı. 13 Mayıs 2007’de eşi Gülefer Hanım, Sivas yakınlarında trafik kazası geçirdi. 21 Mayıs’ta Samsun-Ordu arasında ve 25 Ağustos’ta Sivas’ta Yazıcıoğlu’nun kendisi önemli kazalar atlattı. 7 Haziran 2008’de bu kez Bolu Tüneli’nde trafik kazası geçirdi Muhsin Yazıcıoğlu ve yara almadan kurtuldu. Bolu Dağı civarında başına gelen ve basına yansımayan bir trafik kazası daha var. Kamuoyuna mâl olmuş bir ismin başına bu kadar çok kaza gelmesi, zihinlerde şüphelerin oluşmasına neden oluyordu. Sanki birileri ısrarla bir şekilde Muhsin başkanın veya ailesinin bir kaza sonucu ölmesini istiyordu. Bu kadar kazalar zinciri tesadüf olamazdı.


SİNAN ATEŞ OLAYI


Sinan Ateş de Twitter hesabından Bahadıroğlu’nun bu mesajına, “FETÖ’nün alternatif tarih tezlerinin savunucusu olan Yavuz Bahadıroğlu, hiçbir zaman Türk tarihini bütün olarak görmemiş ve romanlarında genç zihinlere gizli nifak tohumları ekmeyi vazife bilmiş bir yazar müsveddesidir. Bir ticani kalıntısı olan Bahadıroğlu’nu memnun edebilmek için Türk tarihinin önemli bir bölümünü yok sayacak değiliz. Türk çocukları Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Türk tarihinin büyük simalarını asli kaynaklardan öğrenmeye devam edecektir” diyerek tepki göstermişti.
Bahadıroğlu, Ülkücülerin tepkilerine ise "Konuya hassas yaklaşan Ülkücü camia ile kardeşlik bağlarımız var" ifadesini kullandı.
Daha sonra olay iktidar yöneticileri, durumu şikayet olarak Devlet bahçeliye intikal ettiriyor. Devlet bey Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateşi görevden alıyor. Zaten Sinan başkanın eşi de bir röportajda aynen şu ifadeleri kullanıyor.
Ayşe Ateş, bu kararın Devlet Bahçeli'nin isteği doğrultusunda alındığını söylüyor.
"Sinan, bir gün Devlet Bahçeli tarafından makama çağırılıp görevden alındı. Alınırken de kendisinin bıraktığını söylemesi istendi. O da “Emredersiniz efendim,” diyerek makamdan ayrıldı. İşleyiş bu şekildedir. İtiraz etmek, neden diye sormak mümkün değildir. Sinan için de bu dogmalar geçerliydi."
"Sinan’ın potansiyelini taşıyan her Ülkücü gibi Sinan da MHP Genel Başkanı olma hayali taşıyordu ancak bu hayal, asla bir hırs hâlini almamıştı. Yani hayal ediyordu ama hırs yapmıyordu. Çalışıyor, çabalıyor; bu yolla da teşkilat içerisindeki gücünü arttırmayı hedefliyordu. Zaten bu suikastı planlayanlara rahatsızlık veren, onların gözünün dönmesine sebep olan da Sinan’a karşı yürüttükleri sistemli itibar suikastlarının tabanda karşılık bulmaması ve Sinan’ın sürekli olarak gücüne güç katmasıydı."
Sinan Ateş olayı kim veya kimler tarafından işlendi halen muamma, ama Sinan Ateş tehlike olarak görülmüş ve infazına karar verilmiş. Akademisyen olan Sinan Ateş belki de ülkemizde önemli siyaset liderlerinden biri olacaktı.

FERDİ ZEYREK OLAYI


Manisa ilinde yediden yetmişe herkesin sevgilisi olan, çok kısa sürede halkın sevgilisi olan tam bir aile babası gönül adamı, çocukların kalbinde yer atmış adam olan benimde çok sevdiğim güzel yürekli adam Ferdi Zeyrek beyefendi de şüpheli bir şekilde vefat etmiştir. Kim bilir kimlerin ayağına bastı Ferdi başkan. Ondan başarısızlık bekledi karşı partiler ama o aksine her kesimin başkanı olmayı başardı. Bu kadar milliyetçi vatansever ve halkına sevdalı bir siyaset adamının şüpheli ölümü kafamı karıştırdı yani iyi olan istenmiyor. Bu üç siyaset adamı da halkı tarafından sevilen sayılan toplumda yer etmiş halkın kalbine dokunmuş, gönüllerde iz bırakmış insanlardır. Düşünmeden edemedim acaba Ferdi bey gibi gönül adamı ülkeyi yönetmez’ miydi? On numara bir insandı hem de alasını yönetirdi.
Vefat etmeden yaklaşık bir ay önce bir açıklamasında tehditler aldığını da ifade eden Zeyrek, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bu koltukların böyle bedelleri olabiliyor. Çünkü ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim. Haksız ihale alanlarının hepsinin önüne geçtim. Haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim. Bununla ilgili de insanı yalan yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Geçen hafta böyle bir olay yaşadık. Genel Başkanımla da konuştum. Genel Başkanım da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor diye. Doğru bir yaklaşımdı. Ama buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istenen paraları vereceğim. Ben doğru bildiğim yolda doğru bir şekilde devam edeceğim. Bir süre sonra da dışarıdaki bu kişiler de benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu da aktaran Zeyrek, “Ben bunlara boyun eğecek bir adam değilim. Asla da eğmeyeceğim. Ne bir santim gideceğiz, ne bir adım geri atacağım.”
Böyle dedi Zeyrek başkan ve belirsiz bir kaza ile yaşama veda etti.
Üç güzel insanda hakkın rahmetine kavuştu. Onları yok etmek isteyenler her halde emellerine ulaştılar. Şimdi mutludurlar diye düşünüyorum. Siz onları kaza süsü vererek te olsa yok ettiniz ama tüm milyonların gönüllerine eklettiniz. Onlar gönüllerde hep var olacaklar. Başları eğilmemiş üç başkan olarak anılacak üçüne de yüce yaradan dan rahmet diliyorum. Partisi ne olursa olsun mezhebi ne olursa olsun iyiler iyidir mantığıyla hareket ederek böyle güzel insanlarımıza sahip çıkalım diyorum. Bizler siyasetçileri hep takım elbiseli jan janlı ayakkabılar içinde görüyor olsak ta, kimlerin ne iş çevirdiğini bilmiyoruz.
Biz bilmiyoruz ama maalesef perde arkasında bu tip olaylar hiç bitmiyor.
Siyaset işte böyle sevgili okurlarım, rabbim sonumuzu hayırlı eylesin. Kalın sağlıcakla..

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum