CHP'li Bakan: "İklim krizi, sadece o kutup ayısının sorunu değil"

EGEOLAY/Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, “İklim krizini bir avuç insanın kaygısı olarak görmeyin. Bu sorun, o ikonik fotoğrafta, bir kopmuş buzulun üzerindeki kutup ayısının sorunu değil sadece. Bu insanlığın, hepimizin ortak sorunu” dedi.

CHP'li Bakan: "İklim krizi, sadece o kutup ayısının sorunu değil"
Editör: Ege Olay
26 Şubat 2021 - 11:13
İklim krizinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) “Su Kaynakları, Kuraklık ve İklim Değişikliği” Araştırma Komisyonu kuruldu.
Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan TBMM Genel Kurulu’nda konuştu, “İklim krizini bir avuç insanın kaygısı olarak görmeyin. Bu sorun, sadece o ikonik fotoğrafta bir kopmuş buzulun üzerindeki kutup ayısının sorunu değil. Bu insanlığın, hepimizin ortak sorunu” dedi.

İbrahim Kalın’a: ‘Uluslararası dayanışmanın içinde değiliz ki!’

Çevre ile ilgili çalışmalar yürüten 37 tane sivil toplum örgütünün TBMM’ye verilmek üzere başlattığı imza kampanyasını anlatarak “37 tane kıymetli sivil toplum örgütü ‘Paris’i onayla’ diyor. Ben de bir milletvekili olarak imzaladım” diyen CHP’li Bakan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı eleştirdi:“ABD Paris Anlaşması’ndan çekilmişti ancak yeni yönetimle beraber, anlaşmaya tekrar taraf olduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile telefon görüşmesinde,‘Türkiye’nin ABD’nin Paris Anlaşması’na geri dönüş kararını memnuniyetle karşıladığını, iklim kriziyle ilgili mücadelede uluslararası dayanışmanın elzem olduğunu’ belirtmiş. İyi de sayın Kalın, Türkiye beş yıldır imzaladığı Paris Anlaşması’nı Meclis’e getirmiyor. O‘elzem’ dediğiniz noktada sözleşmeyi imzalamayan Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen’le dayanışma göstermişiz; uluslararası dayanışmanın içinde değiliz ki.”
CHP’li Bakan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

‘Yarın sınır kapısında gittiğinizde karbon vergisiyle karşı karşıya kalabilirsiniz’

“Çevre, rant ve yağma ekonomisinin baskısı altında. Oysa Türkiye, yeşil ekonomiye yönelse, yenilenebilir enerjiye yönelse avantajlı duruma geçecek. Dünya Paris Anlaşması’na taraf olmayan ülkelere yaptırım uygulamayı düşünüyor. Yani yarın sınır kapısına gittiğinizde karbon vergisiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Sürecin dışında kalmak, sadece iklim kriziyle müzakere süreçlerinin dışında kalmak değil, aynı zamanda bizim onaylamama gerekçesi olarak söylediğimiz finansal hedeflerimizin de dışına düşmek demek. Eğer Paris Anlaşması’nı onaylamazsak bunun iki ayrı sonucu olacak. Birincisi -bana göre en önemlisi- dünyanın yok oluşuna ülke olarak katkıda bulunacağız. İkincisi, dünya ‘yeşil ekonomi’ denilen bir sürece giriyor. Avrupa Birliği ‘Green Deal’ yani ‘Yeşil Mutabakat’ diyor buna. Siz Türkiye olarak bunun dışında kalıyorsunuz. Türkiye’de ticaret yapan, ihracat yapan firmalarımız rekabette geriye düşecek bir konuma geliyor.”

‘Bunlar küresel yıkımın göstergeleri’

“Dünyanın yok oluşunu anlatan bir Hollywood senaryosu, bir felaket filmi izlemiyoruz. Yaşadığımız her şey gerçek; büyük hortumlar, seller, tayfunlar, kasırgalar, ani yağışlar, bir yılda yağacak yağmurun birkaç saat içinde yağması, çölleşen tarım arazileri, eriyen buzullar, ocak ayında tomurcuklanan meyve ağaçları… Bunların hepsi gerçek. Ve bunlar aslında küresel iklim krizinin de değil, küresel yıkımının göstergeleri.”

‘Yakında savaş mültecilerini değil, iklim mültecilerini göreceğiz’

“İnsanoğlu bir virüs gibi yayılıyor dünyaya ve yayıldığı her yerde kendisinin dışındaki canlı-cansız yaşamı yok ediyor. Eğer canlı-cansız doğaya saygı göstermezsek ve kendimizi ekosistemin bir parçası olarak görmezsek yeni pandemiler yaşayacağız. Suyun azalması ve kuraklık, beraberinde su ve kuraklık krizi getirecek. Gıda, su yokluğu ve suların yükselmesi sebebiyle başta ülkemiz olmak üzereciddi bir göç dalgası başlayacak. O dramatik göç görüntülerini tekrar göreceğiz. Daha önce savaş mültecilerini görüyorduk, şimdi iklim mültecilerini göreceğiz. Varsılların yarattığı, kapitalizmin yarattığı sorundan yine en çok yoksullar etkilenecek. Hem de bu işin hiç sorumlusu olmadıkları, zerre kadar günahları olmadığı hâlde.”

‘Orman arazisine kurulu sarayda, iklim krizi ile mücadele edemezsiniz’

“Bu komisyonun kurulması doğru bir adım ancak yeterli değil. Bir taraftan bu komisyonu kurup diğer taraftan eskiden orman arazisi olan külliyede iklim kriziyle mücadele toplantısı yapamazsınız. Birtaraftan doğaya düşman ‘Kanal İstanbul’u inadına yapacağız’ deyip diğer taraftan iklim kriziyle mücadele edemezsiniz. Bir taraftan kömüre dayalı termik santraller planlayıp diğer taraftan ‘iklim kriziyle mücadele’ diyemezsiniz. Bir taraftan havaalanı, yol, köprü için milyonlarca ağaç kesip diğer taraftan ‘iklim kriziyle mücadele’ diyemezsiniz. İklim krizi, su krizidir, toprak krizidir, hava krizidir, gıda krizidir. İnsanlığın gerçek beka sorunu; iklim krizidir.”

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum