Reklam

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Türk Siyasetinin En Soldan En Sağa Destek Verdiği Süreçler Yaşıyoruz"

EGEOLAY/Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, SOL Parti Genel Başkanı Önder İşleyen ve beraberindeki heyetle SOL Parti Genel Merkezinde bir araya geldi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Türk Siyasetinin En Soldan En Sağa Destek Verdiği Süreçler Yaşıyoruz"
Editör: Ege Olay
24 Nisan 2025 - 19:13
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz siyasi partileri içinde bulunduğumuz süreç içinde ziyaret ediyorduk. Tabii o süreç, 19 Mart darbe girişimiyle birlikte bir kesintiye uğradı. Ardından da bir kurultay gerçekleştirdik. Çünkü hem İstanbul Barosu’na, hem İstanbul Büyükşehir’e, hem Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyım atamaya çalışan aklın hamlelerini kesmek için bir olağanüstü kurultaya gittik. Kurultayımız sonrasında SOL Parti ziyaret gelmek için talepte bulundu. Oysa son ziyareti de onlar bize yapmıştı. ‘Aramızda teklif yok, biz gelip SOL Parti’yi bir ziyaret etmek isteriz’ dedik. Bugünkü ziyaret hem darbeye karşı meydanlarda direnirken gösterdiğimiz dayanışmayı konuşmak için, hem kurultay sonrası SOL Parti’nin yapmak istediği ziyaret açısından, hem de bundan sonrasına yönelik olarak görüş alışverişinde bulunduğumuz çok değerli bir toplantı oldu” dedi. Özel, şunları söyledi:

“SÜRECİN DEVAMININ TÜRKİYE’NİN UMUDU OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

“Şüphesiz bütün Türkiye olarak, 19 Mart sivil darbe girişimi, bunun ilk önce Saraçhane’de püskürtülüşü, yedi gün yapılan gece mitingleri, sonra Boğaz Köprüsü’nü geçerek İstanbul’da ama Maltepe’de yaptığımız milyonluk miting, sonra da Anadolu Yakası’ndan Anadolu’ya açıldığımız, Samsun ile başladığımız, Yozgat ile devam ettiğimiz, Mersin ile sürdüreceğimiz, Konya’yı, Van’ı ve devamında 19 Mayıs’ta İzmir’i ziyaret edeceğimiz, orada milyonlarla buluşacağımız bir sürecin içindeyiz. Şüphesiz Cumhuriyet Halk Partisi, bu mitinglerde ev sahipliği yapıyor ama mitingin tek sahibi değil. Sahiplerinden biri. SOL Parti’nin de içinde bulunduğu, Türkiye siyasetinin en solundan en sağına kadar partilerin destek verdiği süreçler yaşıyoruz. Sosyal demokratlar, sosyalist demokratlar, muhafazakâr demokratlar, milliyetçi demokratlar ve Kürt demokratların meydanlarda omuz omuza, yan yana durdukları, bir gökkuşağı gibi bu farklı renklerin aynı doğruda, yan yana, birbirinin içine ve işine karışmadan durabildiği değerli bir süreci yaşıyoruz. Bu sürecin devamının Türkiye’nin umudu olduğunu görüyoruz. Çünkü bugün bir sandık koysak, bu sandık erken seçim sandığı da olsa aslında bir referandum sandığı. Otokrasi mi, demokrasi mi? Demokrasi olduktan sonra biz farklı görüşlerimizle, farklı programlarımızla, farklı öneri ve taahhütlerimizle milletin karşısına çıkar, farklı farklı oy isteriz. Milletin verdiği destek doğrultusunda da iktidar olan iktidar olur, muhalefet olan muhalefet olur. Ama bugün farklı farklı görüşlerin, farklı farklı önerilerin oy istemesinin ötesinde biz farklı farklı partiler, muhalefet bir bütün olarak ve iktidara oy vermiş ama bugün olanları hiç doğru bulmayan milyonlar olarak, öncelikli talebimiz; demokrasi ve adalettir. Vazgeçemeyeceğimiz şey, olmazsa olmazımızı da seçim sandığıdır, halkın iradesidir.”

“ÖĞRENCİSİ, EMEKÇİSİ, İŞSİZİ; TÜM GENÇLERE TEŞEKKÜR EDİYORUZ”

“Bir darbe girişimi ile karşı karşıyayız. 31 Mart 2024 tarihinde kurulan yerel seçim sandığına darbe yapıyorlar. Ekrem İmamoğlu ve Cumhuriyet Halk Partili altı belediye başkanı ve DEM’li 10’un üzerinde belediye başkanına kayyım atama üzerinden, CHP’li üç belediye başkanına kayyım, dört belediye başkanını da diğer sebeplerden içeriye alarak ama esas olarak gelecekteki genel seçim sandığına darbe yapıyorlar. Karşısındaki en kuvvetli adayı alıp hapse atıyor. Karşısında bundan sonra kuvvetli adaylara ne yapacağı meçhul. Gözü o kadar karartmış ki gelecekteki seçim sandığını koymamayı dahi göze alabilir… Alabilirdi. Ne zamana kadar? Bu millet en değerli varlığı gördüğü seçme ve seçilme hakkına, sandığa ve demokrasiye bu kadar güçlü sahip çıkana kadar. O yüzden biz bu iradenin, halkın bu iradesinin son derece önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Muhalefeti bir ve bir arada tutarak, demokrasiyi savunmayı, dolayısıyla da Türkiye’nin ortak geleceğini savunmayı çok önemsiyoruz. Aksi takdirde ‘tek adam rejimleri ülkelerinin halklarına ne yapıyor?’ hepimiz gördük ve görüyoruz. Tek adamlar ülkelerini felakete, kendilerini de en sonunda bir felakete sürüklüyorlar. Biz demokrasiyi savunarak hem ülkemizi hem de aslında şu an farkında olmayan o tek adamlık heveslilerinin geleceğini de güvence altına alıyoruz. Demokrasilerde seçimler olur. Devir teslimler olur. Kaybeden gider, kazanan gelir, yönetir. En doğrusu budur. Bu ülke için en hayırlısı budur. Bu ülkeyi yönetenler için de en hayırlısı budur. Demokrasi dışına yeltenenler, aslında bindikleri dalı kestikleri gibi ülkeyi ve kendilerini de felakete sürüklerler. Biz demokrasiyi ve ülkenin ortak geleceğini savunmaya devam edeceğiz. Tabii içeride bolca kulaklarını çınlattıklarımıza da bir selam verelim. Bizim bu süreçle ilgili ortaklaştığımız en önemli tespit; üniversite öğrencilerinin ya da emekçi gençlerin ya da evde oturan ve umudunu kaybetmiş gençlerin bu sürece yürekleriyle koydukları katkıdır. Biz Türkiye’deki hangi görüşten olursa olsun tüm gençlere, ülkenin geleceklerine ve kendi geleceklerine sahip çıktıkları için teşekkür ediyoruz. Hepinize saygılar sunuyorum.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum