Beynimiz Hormonlarımız ve Gizli Tehlikeler: Cinselliğin Görünmeyen Yüzü

Zerrin ÇAPKIN-EGEOLAY/Cinselliği yönlendiren gerçek güç beyinde saklı. Uzman Dr. Mehmet Emin Yıldırım, dopaminden testosterona cinsel sağlığı etkileyen faktörleri ve hayvanlardan bulaşan ruam gibi beklenmedik tehditleri aydınlatıyor.

Beynimiz Hormonlarımız ve Gizli Tehlikeler: Cinselliğin Görünmeyen Yüzü
Editör: Ege Olay
10 Kasım 2024 - 13:33
Cinsellik, birçok kişi için fiziksel bir etkileşimden ibaret gibi görünse de, aslında çok daha derin bir biyolojik ve psikolojik yapıya sahiptir. Uzman Doktor Mehmet Emin Yıldırım, cinselliğin beyinle nasıl ilişkilendiği ve bunun toplumdaki yansımaları hakkında kapsamlı değerlendirmelerde bulunarak, "Cinselliğin merkezi beyindir. Sanıldığının aksine en önemli cinsel organ penis ya da vajina değil, beyindir. Beyin çok sayıda hormon, nörotransmitter sistemi ve peptid aracılığıyla cinsel işlevlerin düzenlenmesinde büyük rol oynar" diyerek, cinselliğin sinir sistemi üzerindeki temel etkilerini ortaya koyuyor.

Yıldırım, dopaminin, cinsel istek, dürtü ve motivasyonun oluşmasında önemli bir nörotransmitter olduğuna değinirken, "Cinselliğin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için güçlü bir dopaminerjik sisteme sahip olunması önemlidir" dedi. Testosteron ve prolaktin hormonlarının da cinsel işlevde merkezi rol oynadığını vurgulayan Yıldırım, "Cinsel istekten sorumlu bir hormon varsa, bu testosterondur; her iki cinsin de cinsel isteği büyük oranda testosteron seviyelerine bağlıdır. Prolaktin ise, kadınlarda özellikle doğum sonrası dönemde cinsel isteği baskılayabilir" şeklinde açıklama yaptı.

Ruam Hastalığı ve Cinselliğe Yönelik Riskler

Yıldırım’ın aktardığı bu bilgiler, bireyin ruhsal, fiziksel ve hormonal dengesinin cinsel hayatı nasıl şekillendirdiğini gösterirken, bazı hastalıkların cinsel yaşam ve sağlığı ciddi anlamda tehdit ettiğini de ortaya koyuyor. Bu kapsamda, genellikle at ve eşek gibi hayvanlardan bulaşan ve zoonotik bir hastalık olan ruam, cinsel yaşamı da tehdit eden riskli bir enfeksiyon olarak öne çıkıyor. Ruam, Burkholderia mallei bakterisinin neden olduğu ve insanlara çoğunlukla enfekte hayvanların vücut sıvıları ile temas yoluyla bulaşan bir enfeksiyon olarak biliniyor.

Bu bakteriyel enfeksiyon, çeşitli cilt lezyonları, akciğer rahatsızlıkları ve solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Çiftliklerde veya at çiftliklerinde çalışan kişiler için yüksek bir risk taşıyan bu hastalık, ciltte yaralar ve sıyrıklar yoluyla bulaşabilirken, ilerlemiş vakalarda ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle, özellikle hayvancılık sektöründe çalışan bireylerin ruam hastalığı hakkında bilgi sahibi olması ve hijyen kurallarına özen göstermesi önem arz ediyor.

Ruam Hastalığının Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ruamın cilt, akciğer ve burun gibi organlarda ortaya çıkabilecek üç ana formu bulunuyor. En yaygın belirtileri arasında deri döküntüleri, solunum güçlüğü, burun kanamaları ve kilo kaybı yer alıyor. Deri ruamı olarak bilinen formda, ciltte kırmızı döküntüler, ardından nodüller ve ülserler ortaya çıkabiliyor. Akciğer ruamı ise ciddi solunum sorunlarına, burun ruamı ise burunda iltihaplı akıntılara yol açabiliyor. Özellikle enfekte hayvanların sıvıları ile temas eden bireyler risk altında bulunuyor. Ruam, antibiyotiklerle tedavi edilebilirken, erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor.

Cinsiyet Kimliği, Cinsiyet Rolleri ve Cinsel Yönelim

Cinsellik konusunun sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal bir boyutu da olduğunu ifade eden Dr. Yıldırım, bireylerin cinsiyet kimliği, cinsiyet rolü ve cinsel yönelimi arasındaki farkları da vurguladı. "Cinsiyet kimliği, bireyin kendini bir cinsiyet içinde algılamasıdır ve doğum öncesi dönemden itibaren şekillenmeye başlar" diyen Yıldırım, bedensel cinsiyetin, bireyin cinsiyet kimliği ile örtüşmeyebileceğini, bu durumda bireyin "trans" olarak tanımlandığını ifade etti.

Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim arasındaki farkı da açıklayan Yıldırım, "Bireylerin cinsiyet kimliği ile cinsel yönelimleri farklı olabilir. Trans bireylerde de, diğer bireylerde olduğu gibi heteroseksüel, homoseksüel veya biseksüel yönelim gözlemlenebilir" dedi. Yıldırım, bireylerin cinsiyet kimliklerinin gelişiminde özellikle aile içindeki rol modellerin büyük önem taşıdığını belirterek, çocukluk döneminde baba ve anne figürlerinin çocuklar üzerinde sağlıklı bir cinsiyet kimliği gelişiminde belirleyici olduğunu söyledi.

Cinsel Sağlık ve Cinselliğin Sağlığa Etkisi

Dr. Yıldırım, cinsel uyumun yalnızca fiziksel birleşmeden ibaret olmadığını; sevme, dokunma ve paylaşma gibi duygusal yönleri de kapsadığını belirterek, uyumlu bir cinsel yaşamın bireylerin genel sağlığına katkı sağladığını vurguladı. "Sık cinsel ilişkisi olan ve cinsel yaşamından memnun olan bireylerin daha uzun yaşadığı saptanmıştır" şeklinde açıklamada bulundu. Bununla birlikte, cinsel işlev bozukluklarının da toplumda oldukça yaygın olduğunu, ancak tedaviye başvuranların sayısının oldukça düşük olduğunu ekledi.

Eşcinsellik ve Toplumsal Önyargılar

Eşcinselliğin bir bozukluk olarak değerlendirilemeyeceğini ifade eden Yıldırım, "ICD-10 ve DSM-5 gibi uluslararası tanı kılavuzlarında eşcinsellik bir bozukluk olarak tanımlanmamaktadır" diyerek, bu konuda toplumdaki yanlış inanışların düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Eşcinselliğin bireyin cinsel yönelimi olduğunu ifade eden Yıldırım, toplumsal önyargılar nedeniyle eşcinsellerin psikolojik baskı altında kaldıklarını ve bu nedenle hekimlere başvurduklarını ifade etti.

Sonuç

Dr. Mehmet Emin Yıldırım’ın vurguladığı bu noktalar, cinselliğin beynin ve hormonların etkisiyle şekillenen karmaşık bir yapı olduğunu ortaya koyarken, ruam gibi zoonotik hastalıkların ise cinsel sağlık üzerinde tehdit oluşturan unsurlar arasında yer aldığını gösteriyor. Bu bağlamda, sağlıklı bir cinsel hayatın sürdürülmesi, hem bireyin genel sağlığına katkı sağlarken, hastalıkların bulaşma riskini azaltmada da etkili olabilir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum