Sibel Bingöl

Sibel Bingöl

[email protected]

Suikast ve 1988'in Siyaset Cinayeti

03 Haziran 2023 - 14:12 - Güncelleme: 04 Haziran 2023 - 13:52

“Suç Makinesi “diye gazetelerin manşetlerine düşen, 14 yaşında bir çocuk;
VELİ CAN ODUNCU
 
Veli Can Oduncu’yu gazeteler hâlâ yazıyor, sosyal medyada hâlâ adı geçiyor. Çünkü, korkunç bir cinayetin kurbanı olan Veli Can Oduncu’nun ailesi, adalet istiyor. Kardeşlerinin ‘katillerinin kim olduklarını bildiğini, suçluların cezasını çekmesini istiyor.’ Veli Can’ı toprağa gömerek ‘hesabı kapattık!’diyenlere, ‘asıl hesap şimdi başladı’ diyerek;
35 yıldan beri adalet peşinde bir aile…
 
Kominist rejimden kaçıp Doğu Türkistan’dan, Türkiye’ye göç eden bir ailenin dramı. Türkiye’de sağcı teşkilatlarda bir dava için yola çıkmış, Zeytinburnu’nda bir cinayete adı karışınca 1978 Yılında, 14 yaşında tutuklanan Veli Can ODUNCU’nun hazin öyküsünü yazıyorum.
 
Türkiye 70 ve 80’lerde FETÖ ve TERÖR tuzaklarını göremedi. Sağcı,Solcu diye ikiye bölündü. Bizim solcu gençlerimiz de sağcı gençlerimiz de aslında aynı sokağın çocuklarıydı. Aynı kahvehanenin çayını içen. PKK için meydan boştu, birlikte top oynayan bizim sokağın çocuklarının hikayesi yarım kaldı. Birileri asıldı,hâlâ unutulmadı; birileri de şişlendi hâlâ ciğerimize batar acısı.  Biri, ‘Nazım Hikmet’ dedi, biri de ‘Necip Fazıl’.  Biri, hilal bıyıklı, ay yıldıza tutkun, biri de ‘özgürlük’ dedi. Yeşil gocuklu, Mavi kaldı aldı. 
İkisi de  güzel çocuklardı.  
 
Siyasetçiler dışardan beslenip, ülkesine haram katmasa PKK ve Fetö gibi hainler içimize kadar sinmeseydi; ülkücüsü de, solcusu da hep:”vatan, bayrak, Atatürk, özgürlük”dedi. 
 
İşkenceyle bir çok suçu üstlenen, daha hayatının baharında soldurulan gençler… Bir çoğunun daha çocuk yaşta hayatları çalındı. 
 
70 ve 80’li yılların Türkiye’si darbeler, kanlı olaylar, ihtilaller, iç karışıklıklar, terör, ekonomi bitmiş; kısır döngü içinde, istikrarsızdı, ta ki 1983’e kadar. Türkiye’nin 1983-1993 dönemine damgasını vuran TURGUT ÖZAL oldu. 1993’den sonra da FETÖ daha güçlü bir teşkilatlanmayla, terör dışardan silah desteği alarak karşımıza çıkacağı yıllar olmuştu. 
 
Turgut ÖZAL; Şubat 1987’de Houston’da baypas ameliyatı oluyor ve odasına girmek yasak olduğu halde Fetullah Gülen girip, bir de Turgut Özal uyurken fotoğraf çektiriyor. Fetullah Gülen’in emniyet atamaları için ricasını Turgut Özal:” 1 dakika asla olmaz” diyerek kabul etmiyor. 
 
18 Haziran 1988 Turgut Özal Suikasti
 
Orhan Tokatlı, Kırmızı Plakalar Kitabında Türkiye’nin Özal’lı yıllarını anlatıyor. Ve sigara kaçakçılığıyla ilgili vurguları var. “Özal,sigara kaçakçılarına ciddi darbe vurduğu için de suikast girişimi yapılmış olabilir.”Diyor 
 
O dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet AĞAR.
 
32.Günün Arşivinde: Suikast günü emniyet zaafiyeti olduğu, partililerin polise kızıp, dışarda bekleyen halkı kontrolsüz içeri aldıkları anlatılıyor. Turgut Özal, planlanan oturma düzeninde değil de kürsüde konuşunca suikastçı 2 el ateş ediyor. Turgut Özal’ın sadece parmağından yaralanarak atlattığı bu suikast, daha önce ceza evinde mahkum olan Veli Can Oduncu’ya teklif ediliyor. Turgut Özal’ı vurması karşılığında yurtdışına çıkarılacağı sözü veriliyor. Veli Can ODUNCU:” Biz dava adamıyız, alnı secdeye değen birini vuramam” diyip kabul etmiyor
 
Yasal yollarla kardeşinin cinayetini aydınlatmaya çalışan Tahir Oduncu: kardeşinin kendisine teklif edilen suikastı görüş gününde bana anlattı.’Evdekilere söyle dikkatli olsunlar, Büyükbaşlardan biri gidecek. Bana söylediler kabul etmedim.’dedi.
 
“Kardeşim Veli Can, bir çok cezaevi değiştirdi. Son olarak nakledildiği yer Gaziantep Cezaeviydi. Cezaevi maltasına (havalandırma) konan kuşlara yiyecek verir, onların kendisine alışmasını sağlardı. 16 Temmuz 1988 tarihinde maltada kuşlarıyla ilgilenen Velican’ı, halen aydınlanamayan bir sebeple arkasından sinsice yaklaşan bir mahkum, Velican’ı şişleyerek katletmiştir. Kardeşi Tahir ODUNCU :”Ceza evinde işkencelerle  başka cinayetleri de üzerine yıktılar ve kardeşim Veli Can; 14 yaşında girdiği ceza evinden, 24 yaşında tabutla çıktı.” Dedi.
 
Tahir Oduncu, kardeşinin yaralı olarak 45 dakika koğuşun kapısında bekletildiğini, kimsenin yardım etmediğini, hastaneye götürülürken kan kaybından öldüğünü belirten Tahir Oduncu:
 
“Kardeşim ağır işkencelerinden geçti.  Dişleri kırıldı. Yapmadığı pek çok suç üzerine yıkılarak, işkence ile imzalatılan ifade tutanaklarıyla 15 yaşında iken 1978 yılında Sağmalcılar cezaevine konuldu. Sağmalcılar, Sakarya ve Gaziantep cezaevlerinde kaldı.” Tahir oduncu kardeşinin geçmişte gazetelerde Turgut Özal’ın oğlu 
 
“Ahmet Özal: Veli Can Oduncu adlı hükümlüye, babası Turgut Özal’ı öldürmesi için teklifte bulunulduğunu ancak Oduncu’nun bu teklifi kabul etmeyince, Kartal Demirağ’ın görevlendirildiğini öne sürmüştü. Özal’a 18 Haziran 1988’de ANAP kongresinde suikast girişiminde bulunulmuş, Oduncu ise bir ay sona 16 Temmuz 1988’de öldürülmüştür.” Ahmet ÖZAL’da konuyu net biliyor ve doğrulayan konuşmaları var.” Diyerek ciddi iddialarda bulunan Tahir Oduncu: 
 
Kardeşimin katilleri asıl cinayeti işleyenler ceza almadı, yargılanmadı. Birileri tarafından kollandı, korundu. Kardeşimin cezaevinde kaldığı sürede ve olay günü orada olanların tekrar sorgulanmasını dosyanın tekrar açılmasını istiyoruz. Şüpheli kişilerin adlarını savcılıkla paylaşıp  dosyanın tekrar açılmasını ve suçluların ceza almasını istiyorum. Üzüntüden kanser oldum ve ölmeden kardeşimin cinayetinin aydınlanmasını istiyorum.” Dedi. 
 
Ferhat TÜYSÜZ gizli tanıktı. Gaziantep Cezaevinde öldürüldü, susturdular. 
 
Yeni kurulan hükümete ve milliyetçilere ve parti liderlerinden konunun aydınlatılmasını dileyen, Tahir Oduncu:
 
“ Bir Ülkücü,dava adamı olarak, eski kirli sayfaları temizleyip; hakkın, adaletin, hakkaniyetin olduğu yeni ve temiz bir sayfa açmanız temennisiyle; kardeşimin davasının aydınlatılıp, suçluların ceza almasını istiyoruz.” Dedi. 
 
Ülkemizde bu tür olayların bir daha yaşanmamasını ve gençlerimizin hiç bir şekilde, hiç bir ideoloji için kullanılıp atılmamasını diliyoruz. 
 
Karanlık, ışığa hep yenilir.
“KORKMA!”

YORUMLAR

  • 0 Yorum