Sabah kalktığında yüzünü yıkayamadın mı? Akşam bulaşıkları öylece bıraktın mı? Tuvalete gidemiyorsun çünkü sifon çalışmıyor mu? Çamaşır makinesi boş boş duruyor, çünkü giysilerini yıkayacak su yok mu?
O zaman bu yazı tam sana, sevgili İzmirli.
Çünkü artık musluklarımızdan su değil; ihmal, israf, bilinçsizlik ve plansızlık akıyor.
İZSU resmi web sitesinden bugün aldığı verilere göre İzmir`e içme ve kullanma suyu sağlayan barajların güncel doluluk durumu korkutucu bir şekilde aşağıdaki gibi maalesef.
Baraj Doluluk Oranı
Gördes Barajı %0,08
Tahtalı Barajı %9,58
Ürkmez Barajı %14,24
Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı %4,57
Balçova Barajı %34,73
Güzelhisar Barajı %59,06
Gördes Barajı kurudu yani. Tahtalı, Ürkmez ve Alaçatı Kutlu Aktaş Barajları önümüzdeki günlerde kuruyacak. Belediye ve diğer resmi makamlar, bazı bilinçli vatandaşlar sürekli çeşitleri platformlarda durumun vehametini anlatmaya, insanları uyarmaya çalışıyorlar. Peki durumun vehametini ne kadar anladık ne kadar bilinçli davranıyoruz toplumsal olarak? Bence hiç anlamış değiliz.
Neden mi?
Çünkü halen elinde hortum caddeleri ıslatan binlerce esnaf var.
Çünkü halen evinde, balkonunda halı yıkayan insanlar var.
Çünkü halen kapısının önünde arabasını yıkayanlar var.
Çünkü halen dakikalarca traş olurken, dişlerini fırçalarken suyu açık bırakanlar var.
Çünkü halen atık suyu değerlendirmiyoruz.
Çünkü halen atık suyu arıtmıyoruz.
Çünkü halen çocuklara suyun önemi yeteri kadar anlatmıyoruz.
Çünkü halen yapılan binalarda su tasarrufuna yeterli önlem sağlayan tasarımlar yapmıyoruz.
Çünkü halen yağmur suyu kentlerde boşa akıp denize, kanalizasyona karışıyor.
Çünkü halen patlayan su hatları anında onarılmıyor ve sular sokaklara akıyor.
Bu liste bu şekilde daha da uzar gider. Ancak çözümü de çok zor değil. Planlı ve kararlı adımlarla ciddi derece su tasarrufu sağlanarak bu krizi atlatmak, en azından etkileri daha az hissetmek mümkün.
Örneğin;
Şehirlerin altyapısını revize ederek yağmur suyu uzaklaştırma sistemlerini ayırıp bu suları ayrı bir havzada biriktirerek kullanıma alabiliriz.
Kanalizasyon sularını etkin bir şekilde arıtarak sisteme geri kazandırabiliriz.
Belediye tüm evlere ulaşarak hane halkını bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapabilir.
Evlerdeki musluklara basit bir perlatör takarak tasarruf edilebilir.
Evde çıkan atık suyun bir kısmını sifona bağlayan tasarımlar yaparak su tasarrufu sağlanabilir.
Suyu boşa harcayanlara yönelik (cadde ıslatan esnaf, balkonda halı yıkayan, sokakta araba yıkayan vs.) caydırıcı idari para cezası yaptırımları uygulanabilir.
Okullarda bilgilendirmeler artırılabilir.
Evet Emin olunuz ki, bu önlemleri bugünden almaya başlarsak hâlâ geç değil. Ama hâlâ “bana ne” diyenler yüzünden bu şehirde yakında muslukları açtığınızda sadece sessizlik akacak.
YORUMLAR