Murat Koç; Üretim Toplumu Olmalıyız

HALİME ERDOĞAN-EGEOLAY /Tabiri caizse kendini bildi bileli siyasetin içinde olan, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve birçok Sivil Toplum Kuruluşunun içinde çeşitli kademelerde görevler üstlenen İzmirli İş İnsanı ve 25. Dönem İzmir Milletvekili Murat Koç ile Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Ege Ulaşım A.Ş.’de bir araya geldik.

Murat Koç; Üretim Toplumu Olmalıyız
Editör: Ege Olay
08 Temmuz 2019 - 15:58 - Güncelleme: 08 Temmuz 2019 - 16:20
Kendisi henüz çocuk yaşlarda iken sorgulamaya, problemleri keşfetmeye ve bunlara çözüm aramaya başlamış, bu da kendisini proje üretme, hizmet etme ve üretme alanlarda bir adım öne çıkarmış. 

Murat Koç İzmirliler tarafından çok seviliyor özellikle de uzun yıllar siyaset ve ticaret yaptığı ilçe olan Bornova’da bir başka seviliyor. Gerek seçim dönemlerinde, gerek sokaklarda, gerekse sosyal medya üzerinde benim gibi sizlerde şahit olmuşsunuzdur bu sevgiye. İzmirlilerin bu sevgisinin kaynağı da Murat Koç’un İzmirlilere duyduğu sevgi, hepsini kucaklama isteği, hizmet etme sevdası diye düşünüyorum. Yani insanlara sunduğu sevgi büyüyerek kendisine geri dönüyor.

Başarılı bir iş insanı, sevilen bir siyasetçi olmasının yanı sıra başarılı bir eş ve baba olan Murat Koç’un ailesinde millete hizmet etme isteği bir aile geleneği. Bugüne dek katıldığım programlarda Bornova İlçesinde en az Murat Koç kadar Pınar Koç sevgisi ile de karşılaştım. Zira kendisi de en az Murat Koç kadar yardımsever, iyi bir dinleyici ve çözüm üretici. 

İzmir için büyük bir değer olan Murat Koç’a İstanbul seçimlerini, ülkenin ekonomik durumunu, milletin siyasi partilerden beklentisini, erken seçimi sordum. O da tüm içtenliği ve inanmışlığıyla cevapladı. Lafı daha fazla uzatmadan röportajıma geçiyorum.

 

 

 

 

İstanbul seçimlerini geride bıraktık. Sandıktan çıkan mesaj sizce neydi, buradan siyasiler ne anlamalı?



 

Son beş yıl içinde birçok defa seçim yapıldı. Seçim demek ekonomik durgunluk demek, maliyet demek, piyasalarda bekleyiş demek… Bu yüzden çok şükür seçimler bitti diyorum. İnşallah 2023 yılına kadar bir daha seçim olmaz. Seçim sonuçlarını değerlendirmesi gerekenler siyasilerdir. 2023 yılına kadar iktidarı ile ve muhalefeti ile Türkiye’deki şartları, dünyanın içinde bulunduğu ortamı, ekonomik yapıları, dünyanın ülkenin ekonomik durumunu göz önüne alarak, milletimizin vermiş olduğu vekaletin hakkını vererek, ülkemiz ve milletimizin refahına, huzuruna, geleceğine yönelik hayırlı duygular ve düşünceler oluşturur, bunları projeye dönüştürür. Milletimiz de projelere bakar, hangi projeyi kimin ürettiği, üretilen projelerin kendisine ne fayda sağlayacağı, gelecek için hangilerinin daha hayırlı olduğuna bakarak 2023’de sandıkta gerekeni söyler. 

 

 

 

Geçtiğimiz yıllarda bolca sandık başına giden ve bu durumdan şikayetçi olan bir millet var. Bunun bir de ekonomik açıdan ülkeye etkileri var. Buna rağmen erken seçimi dillendirmeye çalışan bir güruh mevcut. Siz bu hususta ne düşünüyorsunuz? 



 

Ülkemiz seçim yorgunu, ekonomi seçim yorgunu, millet seçim yorgunu. Bakınız seçimden başka bir şey konuşulmuyor, düşünülmüyor, tartışılmıyor, dolayısıyla üretilmiyor. Dünyanın ekonomik konjonktürü belli. Millet artık ‘’seçim bitsin, geçim’’ diyor. Bu ülke zamanından önce bir seçim daha istemiyor. Seçim için kim söylem getirirse o bedelini sandıkta öder. 

 

 

Kimse yüksek sesle dillendirmese de yeni bir partinin kurulacağı, bu partide eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın başrol alacağı kulaktan kulağa fısıldanıyor. Türkiye’de birçok parti kuruldu, birçoğunun oy oranı yüzde sıfırlarda seyretti. Sizce yeni kurulacak partinin durumu ne olur?



 

Aslına bakacak olursak Türkiye’de birçok siyasi parti var, sizin de söylediğiniz gibi bu partilerin birçoğu yüzde sıfır noktalarında oy alıyorlar. Çok parti var ama seçime yani meclise giremeyen partileri saymaya gerek yok. Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Sistemimizdeki yanlışlıklar siyaseti tıkamaktadır. Türkiye’nin birliğe, beraberliğe, kucaklanmaya ve kucaklamaya ihtiyacı var. Milletin beklentisi ve isteği bu kadar açık ve net iken yeni bir parti ihtiyacından bahsediliyorsa, tüm siyasi partilerin dönüp kendini sorgulaması lazım, ‘’ben nerede hata yapıyorum ki böyle bir boşluk oluşuyor’’ demeliler. Ülkenin ihtiyaçlarına ve milletin beklentilerine cevap veremedikten sonra elli tane daha parti kurulsa ne? Önemli olan halkımızdan teveccüh görmesi… Bu Siyasi Partiler Kanunu var iken, bu Seçim Kanunu var iken ne kadar parti kurulsa da halkın ihtiyacını karşılamaz. Biz üreten, düşünen, toplumcu siyasetçinin önünü açmalıyız ki, toplumla bütünleşme olsun.

  

 

Ekonomik kalkınma için neler yapılmalı?



 

Bence en önemli mesele bu… Toplum olarak üretim toplumu değil, tüketim toplumu olduk. Bir toplumun gelişmesi, güçlenmesi için önce iyi insan, iyi vatandaş, çalışan ve üreten nesil yetiştiren bir eğitim sisteminin olması lazım. Mesleki eğitimlere önem vermeliyiz. Bakınız Türkiye’de kalifiye eleman, ara eleman sıkıntısı mevcut. Ara eleman olmayınca üretim de olmuyor. Üniversitelerin mesleki eğitime ve uygulamalı eğitime ağırlık vermesi gerekiyor diye düşünüyorum. Bakın 70’li yılların ortaokulları, bugünün üniversitelerinden daha dolu bir eğitim veriyordu. Araştırabilirsiniz, bakabilirsiniz o yılların ortaokul mezunları daha donanımlı, daha bilgililerdi. Toplumları bir arada kılan olmaz olmaz toplumun örf, adet, anane, gelenek ve görenekleridir ve toplum bunlara sıkı sıkıya bağlı olmalıdır. İngiltere’de yazılı anayasa yok, anayasaları örf ve adetleri. 

Ekonomik kalkınma için atılması gereken diğer bir adım kısa, orta ve uzun vadeli planlı kalkınma programlarının oluşturulmasıdır.  Ekonomideki gelişme ülkenin tamamına dağıtılmalı, bir bölgede toplanmamalıdır. Tek noktada toplanan ekonomi birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

Bankacılık sisteminin ekonomiye yüklediği sıkıntılar var, iş aleminin problemleri var, iş aleminde hukuksal, yasal uygulamalardan doğan eksikliklerin çoğunluğu iş hayatına olumsuz etki ediyor, sosyal ve kültürel yaşamda vatandaşın sorunları var. Vergi sistemindeki yanlışlıklar büyük oranda kayıt dışı ekonomiye elvermektedir. Bu da haksızlığa ve haksız rekabete sebep olmaktadır. Daha öncede söylediğim gibi Türkiye’nin kalkınmasını sağlayacak ekonomik projelere ihtiyacı var. Bunların hepsi ayrı ayrı ele alınması ve üzerine söylenecek çok şey olan konular. Daha bunun tarım, sanayi ve teknoloji kısmındaki sıkıntılarımız var. Ezcümle bu nedenlerden dolayı yerli iş alemimiz de artık yurtdışına yöneliyor.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Zafer YILMAZ
    4 yıl önce
    Murat KOÇ'un hizmetlerini kimse Gözden kaçıramaz Çünkü kendisi yapacağı hizmeti hem Toplumsal eksiklere hemde halka hizmet hakka hizmet düsturuyla yapar bunuda Millet vekilliği ve daha sonra yaptığı projelerle ispat etmiştir Hizmet Erliği kendisi ile pekişmiştir Allah Hizmet edenlerin yar ve yardımcısı olsun.