MHP'li Osmanağaoğlu: Bilinçli Kötülük Tüketiciyi Mağdur Etmek İçin Pusuda Beklemekte
EGEOLAY/MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Tüketici Haklarının Korunmasına Yönelik Kanun Teklifi görüşmelerinde, “Doğal felaketlerden, salgın hastalıklara, yeni teknolojilerden, ekonomik dalgalanmalara kadar her şey; ticarette bir takım etkileri ve tepkileri tetiklemektedir. Ayrıca bilinçli kötülük de tüketiciyi mağdur etmek üzere pusuda beklemekte ve günceli kendi açısından maniple etmektedir.” dedi.
Editör: Ege Olay
24 Mart 2022 - 13:08 - Güncelleme: 24 Mart 2022 - 13:22
İSTATİSTİKLER DİKKAT ÇEKİYOR
Tüketici Haklarını düzenleyen kanunda değişiklik öngören Kanun Teklifinin TBMM Genel kurulunda görüşülmesine devam ediliyor. MHP Grubu adına konuşan Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu konuşmasında dikkat çeken istatistiklere yer verdi. “Sadece 2021 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan başvuru sayısı 537 bin 479 olarak açıklanmıştır. Söz konusu başvuruların % 52’sinin tüketiciler lehine sonuçlanmıştır. İfadelerini kullanan Osmanağaoğlu “vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine ele alınan uyuşmazlıkların maddi karşılığı ise 870 Milyon Türk Lirası olarak karşımıza çıkmaktadır.” diyerek anlaşmazlığa konu olan meblağa dikkat çekti.
HİLELİ VE SAHTE ÜRÜN SATANLAR CEA KANUNUNA GÖRE DE YARGILANMALI
Sahte ve hileli gıda ürünleri satanların sadece Kabahatler Kanununa göre yargılanmasının yeterli olmadığını söyleyen Tamer Osmanağaoğlu “Vatandaşlarımızın kullanmak zorunda bırakıldığı, aslıyla alakası olmayan sahte ve hileli ürünleri üretenlerin sadece Kabahatler Kanununa göre değil Ceza Kanununda da düzenlenerek cezalandırılması elzemdir. Eğer birisi pul biberin içine kiremit tozu katarak vatandaşın sağlığını hiçe sayıp onun sağlığına kast ediyorsa o kişinin sadece idari bir ceza ile cezalandırılmasının yeterli olmayacağı gerçeğini hepimizin gördüğünü düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
AHLAK VE AHİLİK VURGUSU
Sadece tüketici penceresinden olayların ele alındığı “tüketicinin haklarının korunması stratejisinin” tam anlamıyla başarıya ulaşamayacağını söyleyen Osmanağaoğlu; “İşte Üründe ve hizmette kaliteyi sağlayan, kalitenin devam etmesini temin eden, tüketici odaklı olmayı öğütleyen, tüketiciyi koruyan etkili bir denetim mekanizması kuran, sayısal hedefler ve değerlendirmeler yerine kaliteye öncelik veren norm ve değerlerini hatırlamanın yerinde olacağını düşünüyoruz.” dedi.
Tüketici Haklarını düzenleyen kanunda değişiklik öngören Kanun Teklifinin TBMM Genel kurulunda görüşülmesine devam ediliyor. MHP Grubu adına konuşan Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu konuşmasında dikkat çeken istatistiklere yer verdi. “Sadece 2021 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan başvuru sayısı 537 bin 479 olarak açıklanmıştır. Söz konusu başvuruların % 52’sinin tüketiciler lehine sonuçlanmıştır. İfadelerini kullanan Osmanağaoğlu “vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine ele alınan uyuşmazlıkların maddi karşılığı ise 870 Milyon Türk Lirası olarak karşımıza çıkmaktadır.” diyerek anlaşmazlığa konu olan meblağa dikkat çekti.
HİLELİ VE SAHTE ÜRÜN SATANLAR CEA KANUNUNA GÖRE DE YARGILANMALI
Sahte ve hileli gıda ürünleri satanların sadece Kabahatler Kanununa göre yargılanmasının yeterli olmadığını söyleyen Tamer Osmanağaoğlu “Vatandaşlarımızın kullanmak zorunda bırakıldığı, aslıyla alakası olmayan sahte ve hileli ürünleri üretenlerin sadece Kabahatler Kanununa göre değil Ceza Kanununda da düzenlenerek cezalandırılması elzemdir. Eğer birisi pul biberin içine kiremit tozu katarak vatandaşın sağlığını hiçe sayıp onun sağlığına kast ediyorsa o kişinin sadece idari bir ceza ile cezalandırılmasının yeterli olmayacağı gerçeğini hepimizin gördüğünü düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
AHLAK VE AHİLİK VURGUSU
Sadece tüketici penceresinden olayların ele alındığı “tüketicinin haklarının korunması stratejisinin” tam anlamıyla başarıya ulaşamayacağını söyleyen Osmanağaoğlu; “İşte Üründe ve hizmette kaliteyi sağlayan, kalitenin devam etmesini temin eden, tüketici odaklı olmayı öğütleyen, tüketiciyi koruyan etkili bir denetim mekanizması kuran, sayısal hedefler ve değerlendirmeler yerine kaliteye öncelik veren norm ve değerlerini hatırlamanın yerinde olacağını düşünüyoruz.” dedi.
YORUMLAR