MHP'den Tekstilciler İçin Meclis Araştırma Önergesi

EGEOLAY/MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu sektör sorunlarını Tbmm gündemine taşımaya devam ediyor. Son olarak 19 MHP’li Milletvekilinin imzasının da bulunduğu bir Meclis Araştırma Önergesini Tbmm Başkanlığına sunan Osmanağaoğlu’nun gündeminde Tekstil sektörünün sorunları vardı.

MHP'den Tekstilciler İçin Meclis Araştırma Önergesi
Editör: Ege Olay
09 Aralık 2019 - 14:30
Önergesinin “gerekçe” kısmında; “Ülkemizin en büyük sektörü olan tekstil ve hazır giyim sektörü sayıları 1 milyona yaklaşan vatandaşımız için de ekmek kapısıdır.  Zaman zaman kayıt dışı istihdamın da küçümsenmeyecek derecede yüksek olduğu bu iki sektörün sağladığı istihdam alanı küçümsenmeyecek derecede önemlidir. Sektörün ülke ekonomisine kazandırıldığı dinamizm ve sağladığı katkı da göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.  411 milyar dolar gibi bir ihracat hacmine sahip olan tekstil sektöründe %4’lük bir pay ile dünyanın 6. büyük tedarikçisi pozisyonunda olan ülkemiz  hatırı sayılır bir yere sahiptir. Diğer yandan 75 milyar dolar ihracat hacmine sahip ev tekstilinde de dünyanın 4. büyük tedarikçisi olan Türkiye çorap sanayisinde de Çin’in ardından en büyük 2. tedarikçi olarak önemli bir yere sahiptir.” İfadelerine yer veren Osmanağaoğlu şu ifadelere yer verdi:

“Ancak tüm bu istatistiklere rağmen tekstil ve hazır giyim sektörünün bir takım sorunları olduğu da ortadadır. Sektörün yapısal sorunlarının yanında ulusal bir tekstil politikasının olmayışı var olan politikaların yeterli olmaması, dünyaca ünlü bir marka üretilememesi, fason üretimin üretimin büyük bir kısmını oluşturuyor olması bu sorunların ortaya çıkardığı sonuçlar olarak karşımızda durmaktadır. Halbuki iş gücü, pazar fırsatları, sektörün birikim ve tecrübesi dünya pazarında çok daha verimli sonuçlar alabileceğimiz bir pozisyon için yeterli kazanımlardır. Tekstil ve hazır giyim sektörünü olumsuz yönde etkileyen sorunların başında rekabet engelleyici finansal sorunların geldiği göz ardı edilmemelidir. Sektörün rekabetçi fiyata sahip ham madde ve yarı mamule ulaşma noktasında yaşandığı sıkıntının aşılması için bazı adımların atılması gerektiği de muhakkaktır. Tekstil ve hazır giyim sektöründeki işletmelerin strateji belirleme konusunda devletin, ticaret sanayi odalarının, üniversitelerin, ihracatçı birliklerinin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının yardımı ve katkısı yerinde bir uygulama olacaktır. Sektörün doğru yolda ilerlemesi için doğru vizyon ve stratejiler geliştirilmesi, sektörün kullanacağı teknolojiler ve kullanım yerlerinin belirlenmesi de yerinde bir uygulama olacaktır.

Maliyet Kalemlerine Dikkat Çekti

Rekabet konusunda özellikle Çin meşeli ürünler ile rekabet etmekte zorlanan sektörün desteklenmesi gelecekte telafisi imkânsız sonuçların doğmasının önüne geçecektir. Söz konusu rekabetin arttırılması için rakiplerine göre fazla olan enerji, doğal gaz, işçilik, vergi, sigorta gibi temel girdilerin maliyetini düşürücü adımlar atmak sektörü rahatlatacaktır. İşsizlik oranlarının önemli bir seviyeye ulaştığı günümüzde tekstil sektörünün ihtiyacı olan nitelikli eleman ihtiyacını karşılayamaması üzerinde durulması gereken bir husustur. Üniversiteler ile sektör arasında işbirliğinin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi hem yeni istihdamın artması suretiyle işsizliğin azalmasına hem de sektörün daha rekabetçi bir vasıf kazanmasına vesile olacaktır. Sektörün sorunlarından birisi olan kendi çalışanlarına yatırım yapmaması ise kesinlikle göz ardı edilmemelidir. AR-GE yatırımlarının sektördeki payının rekabet içinde oldukları ülkelere nazaran oldukça düşük olduğu göze çarpmaktadır. Sektörün AR-GE yatırımlarına yönelmesi için kaynak ayrılması kaçınılmazdır.”

Kaynaklarımızın en etkin şekilde kullanılmasının bir zaruret haline geldiği, içinden geçilen süreçte, dünya bal üretiminde % 5, 7 paya sahip olan ülkemizin, bu payının mevcut arı kovanlarının daha verimli kullanılması suretiyle arttırılarak, dünya bal üretiminde halihazırda 4’ncü sırada olan ülkemizi daha üst sıralara taşımak mümkündür. Ülkemizde yaklaşık 60 bin ailenin yaklaşık 5 milyon 800 bin adet arı kovanı ile arı ve arı ürünü üreticiliği yaptığı bilinmektedir. Güncellenmemiş istatistiklere göre ve dinamiklerin en etkin şekilde değerlendirilmemesine rağmen; 75 bin ton bal üretimi ile ülke ekonomisine 372 Milyon TL katkı sağlanmaktadır.



Arıcılarımızın neredeyse tamamına yakının gezginci arıcılık yaptığı da göz önünde bulundurulursa arıcılarımızın karşılaştığı bazı bürokratik engellerin, çevre duyarlılığı da göz önünde bulundurularak ortadan kaldırılması gerekmektedir. Zamanın oldukça önemli olduğu bir sektör olan arıcılık sektöründe, bürokratik işlemlerin kolaylaştırılması, arıcılarımızın hem motivasyonunu arttıracak hem de üretim noktasında daha başarılı bir performans sergilemesini sağlayacaktır. Doğru yöntemlerin kullanılması ve arıcılarımızın bu yönde profesyonel bir şekilde yönlendirilmesi de doğru ve yerinde bir girişim olacaktır.



Diğer yandan; ülkemize yasal olmayan yöntemlerle sokulan bal, bal mumu ve diğer arı ürünlerinin yurda sokulmasının engellenmesi için daha fazla yasal önlem alınması gerektiği de ortadadır. Arının üretmediği yapay balların pazarlandığına tüm denetlemelere rağmen halen rastlanması bu ihtiyacın varlığının göstergelerindendir.”
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum