Meral Akşener:''Hiç Kusura Bakmasınlar ; İYİ Parti'de Güneş Yerinde Her şey yolunda!''

EGEOLAY/İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Meral Akşener:''Hiç Kusura Bakmasınlar ; İYİ Parti'de Güneş Yerinde Her şey yolunda!''
Editör: Ege Olay
22 Kasım 2023 - 12:54
Akşener; İYİ Parti’nin İstanbul Tuzla Belediye Başkan Adayını Akın Gürkan, İstanbul Şişli Belediye Başkan Adayını Ahmet Ünal, Kocaeli Dilovası Belediye Başkan Adayını Emin Yılmaz, Kocaeli Körfez Belediye Başkan Adayını Azmi Cihat Hatipoğlu, Kütahya Gediz Belediye Başkan Adayını Alper İrikara, Isparta Uluborlu Belediye Başkan Adayını Mehmet Aziz Tuna, Bayburt Aydıntepe Belediye Başkan Adayını Aziz Şimşek, Afyonkarahisar İscehisar Belediye Başkan Adayını Abdurrahman Kılıçarslan, Afyonkarahisar Sandıklı Belediye Başkan Adayını Hidayet Şahin, Afyonkarahisar Hocalar Belediye Başkan Adayını Nusret Kaya, Afyonkarahisar Erkmen Belediye Başkan Adayını Bünyamin Balık, Afyonkarahisar Yaylabağı Belediye Başkan Adayını Hasan Öztürk olarak ilan etti.

“CEHLE KARŞI AÇTIĞIMIZ SAVAŞTA HEP EN ÖNDE YÜRÜYEN, CESUR NEFERLERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN!“

Konuşmasına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan Meral Akşener; “Cehle karşı açtığımız savaşta hep en önde yürüyen, cesur neferlerin günü. İlim denizinde her daim seferde, her daim seferberlikte olan; fedakâr yüreklerin günü. Memleketimiz için medeniyet yolunda bir istikbal çizen, irfan meşalesini azimle taşıyanların günü. Yurdumuzu yüceltmeye, Cumhuriyetimizi yaşatmaya, milletimizi hak ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine taşımaya and içenlerin günü… Kutlu olsun!  Bir öğretmen olarak memleketimizin dört bir yanında çalışan, çalışamayan; atanan, atanamayan; öğrencilerine kavuşan, kavuşamayan tüm öğretmenlerimizin gününü tebrik ediyor, her birine sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istiklal kahramanı öğretmenlerimizi, yüreğimizdeki acısı dinmeyen Aybüke öğretmenimizi, Gaziantep’te kaybettiğimiz Ayşenur öğretmenimizi ve tüm şehit öğretmenlerimizi bir kez daha saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun.” dedi

“SEÇİMLERDEN ÖNCE MÜLAKATIN KALDIRILACAĞININ SÖZÜNÜ VEREN AK PARTİ, SEÇİMLERDEN SONRA YİNE SESSİZLİĞE BÜRÜNMÜŞ DURUMDA!”
Öğretmenlerimizin yılın 364 günü yok sayıldığını vurgulayan Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İYİ Parti’nin öğretmenler için verdiği önergelerin reddedilmesine şu sözlerle dikkat çekti; “24 Kasım’da öğretmenlerimizin yüzünün bir nebze de olsa gülebilmesi için İYİ Parti olarak Gazi Meclisimize; tüm öğretmenlerimize bir maaş ikramiye verilmesi, eğitime hazırlık ödeneğiyle ek ders ücretlerinin arttırılması ve 100 bin öğretmen atamasının gerçekleşmesi için önergeler verdik. Ancak maalesef Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. 2023’te Öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneği 1400 lira. 2022’de 1325 liraymış. Artış %5,6. Merkez Bankası bile 2023 enflasyonun %65’i aşacağını söylüyor. 1400 lira ile eğitime öğretmenler nasıl hazırlanacak? Bu ödeneği kafi gören artırılmasının aleyhine oy verenlerin hesapla da vicdanla da bağları kalmamış. Evet, bizim önerilerimizi reddettiler. Peki kendileri ne yapıyorlar? Hiçbir şey… Bugün ülkemizde bir milyona yakın atama bekleyen öğretmen adayımız var. Ama 2023-2024 eğitim öğretim yılının ilk çeyrek tatilini geride bıraktığımız şu günlerde, 2024 yılı öğretmen atama takvimi hâlâ açıklanmadı. Düşünebiliyor musunuz? Öğretmen var, öğretmensiz öğrenciler var ama gereğini yapan bir iktidar yok. Seçimlerden önce mülakatın kaldırılacağını ve adayların KPSS puanıyla atanacağı sözünü veren Ak Parti, seçimlerden sonra yine sessizliğe bürünmüş durumda… Havaya bakıp, ıslık çalıyorlar…”

“ ‘ATANAMAYAN ÖĞRETMEN’ DİYE BİR SORUN ÜRETEN VE BİZZAT KENDİ SEBEP OLDUĞU SORUNU BİR TÜRLÜ ÇÖZMEYEN BU DUYARSIZ İKTİDARA YAZIKLAR OLSUN!”
Akşener, hayatını kaybeden öğretmenleri anarak sözlerine devam etti; “On binlerce genç öğretmen kardeşime söz verdiler ama istediklerini aldıktan sonra; utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan sözlerinden döndüler. KPSS’den yüksek puan alıp; “Bu sefer tamam” diyen gençlerimizin umutları söndürülmeye aynen devam ediyor. Öğretmenlerimiz, atanamadıkları için başka işlerde çalışmaya devam ediyor.  Daha da acısı öğretmenlerimiz, yaşadıkları umutsuzluk ve çaresizlik karşısında hayatlarına son vermeye devam ediyor. Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Cihar Aslan; kuryelik yapıyordu, intihar etti. Daha 26 yaşındaydı. Rehber Öğretmen Mustafa Kaya, ailesine üç satırlık bir mektup bırakıp intihar etti. 28 yaşındaydı. Matematik Öğretmeni Kevser Abdülkadiroğlu; Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Matematik Bölümü’nü birincilikle bitirmişti, intihar etti. Daha hayatının baharında, 21 yaşındaydı. Alim Koç; 33 yaşında, Beden Eğitimi Öğretmeniydi. Esra Temur; 26 yaşında, Sosyal Bilgiler Öğretmeniydi. İbrahim Yeşilbağ; 27 yaşında, Coğrafya Öğretmeniydi. Elif İşler; 28 yaşında, Coğrafya Öğretmeniydi. Merve Çavdar; 25 yaşında, Sosyal Bilgiler Öğretmeniydi. Gencecik öğretmenlerimiz, evlatlarımız, intihar ettiler. Ve ismini duymadığımız, hikâyesini bilmediğimiz okullarda mesleklerini yapıyor olmaları gerekirken çalıştıkları farklı işlerde, iş kazalarında hayatlarını kaybeden daha nice öğretmenimiz var…Her birine, Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında baş üstünde tutulması gereken öğretmenlerimize kara toprağı reva gören bu anlayışa, yazıklar olsun!  Öğrencileri öğretmensiz, öğretmenleri de işsiz bırakan bu eğri düzene yazıklar olsun! Ülkemizde “atanamayan öğretmen” diye bir sorun üreten ve bizzat kendi sebep olduğu sorunu bir türlü çözmeyen bu duyarsız iktidara yazıklar olsun!”

“ÖĞRETMENLERİMİZE KULAK VERİN, CUMHURİYETİMİZİN 100’ÜNCÜ YILINI 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASIYLA TAÇLANDIRIN!”
18 Kasım Cumartesi günü Ankara Ulus Meydanı’nda bir araya gelerek 100 bin öğretmen ataması talebinde bulunan öğretmenleri hatırlatan Akşener; “Milletvekili arkadaşlarıma bu konuda talimat verdim. Öğretmenlerimizin yaşadığı bu zorlukları hafifletmek ve özellikle atama bekleyen öğretmenlerimizin kadro ve mülakat sorunlarını çözebilmek amacıyla Meclis Grubumuzun hazırladığı araştırma önergemiz, yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelecek. Bu vesileyle ben de buradan bir kez daha iktidara seslenmek istiyorum: öğretmenlerimizi içine düşürdüğünüz bu tabloya daha fazla seyirci kalamazsınız! Artık bu sesi duymak zorundasınız! Artık bu talebi yerine getirmek zorundasınız! Söz namustur. Sözünüzü tutmak zorundasınız! Bakın, önümüzde 24 Kasım Öğretmenler Günü var. Gelin, elinizi vicdanınıza koyun; bu 24 Kasım’da öğretmenlerimizi sevindirecek, onlara nefes aldıracak bir adım atın. Gelin, bir kez olsun seçimde söylediklerinizin arkasında durun; söz verdiğiniz gibi mülakatları derhâl kaldırın! Gelin, öğretmenlerimize kulak verin, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını 100 bin öğretmen atamasıyla taçlandırın!” dedi.

“GÖZÜ DÖNMÜŞ NETANYAHU’NUN KARŞISINDA GÜVENLİ BİR YER BİLE KALMADI!”
Akşener İsrail ve Filistin arasında yaşanan savaş hakkında da konuştu; “Ağır hastalar, harabe olmuş yollarda sedyelerin üzerinde taşınıyor. Binlerce insan, güvenli bir yere gitmenin yollarını arıyor. Ama nafile! Çünkü artık maalesef gözü dönmüş Netanyahu’nun karşısında güvenli bir yer bile kalmadı. Birleşmiş Milletler’e ait binalar bile vuruluyor. Bakıma muhtaç insanların kaldığı hastaneler; kadınların, çocukların sığındığı okullar, ibadethaneler bombalanıyor… Yani tüm dünyanın gözleri önünde resmen bir soykırım gerçekleşiyor. Tüm bu tablonun karşısında Birleşmiş Milletler Genel Komiseri ise çıkıp Gazze'ye artık insani yardım sağlayamadıklarını, insanları artık koruyamadıklarını söylüyor. Dünyanın insanlığını kaybetmiş olmasından yakınıyor. Rezalete bakar mısınız? Aslında Genel Komiser diyor ki; ‘Bugün, Birleşmiş Milletler’in bağlayıcı karar alma organı Güvenlik Konseyi’nin varlık amacı resmen ortadan kalkmıştır.’ Buyurun cenaze namazına…”


“TÜRK GÖRÜNCE DOĞRULAN SİLAHLAR, KATİL NETANYAHU’YU GÖRÜNCE SAKLANIYOR.”
Geçtiğimiz Ağustos ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler kontrolünde bulunan Yeşil Hat üzerindeki Pile köyüne kolay ulaşımı sağlamak üzere hazırladığı Pile-Yiğitler Yolu Projesi için başlattığı çalışmaya Birleşmiş Milletler’in müdahale ettiğini hatırlatan Akşener; “Ne hikmetse Gazze’de yaşanan katliamların karşısında eli kolu bağlanan, tüm bu olanlara sadece üzülmekle yetinen Birleşmiş Milletler; mesele Kıbrıs olunca bir anda aslan kesilebiliyor. Hatırlayın, çok değil birkaç ay önce Kıbrıs’ta bir Türk köyüne sadece köylülerin ulaşımını sağlamak amacıyla, yani insani amaçlarla yapılan bir yolu Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerini kullanarak engellemek istemişti. Şu iki yüzlülüğe bakar mısınız? Mevzu bahis, Kıbrıs’ta yol yapımıyken koşa koşa arzı endam eden Birleşmiş Milletler Barış Gücü; Gazze’de yollar bombalanırken büyük bir üzüntü içinde yan gelip yatmayı tercih ediyor. Türk görünce doğrulan silahlar, Katil Netanyahu’yu görünce saklanıyor. Mesele Türklük olunca birden değer kazanan tampon bölgeler; İsrail, Birleşmiş Milletler’e ait binaları vurunca önemini yitiriveriyor.” dedi.

“KAFALARINIZI KUMDAN ÇIKARIN VE NETANYAHU TERÖRÜNE ARTIK ‘DUR’ DEYİN!”
Akşener tüm dünyaya çağrıda bulunarak şu sözlerle devam etti: “Netanyahu, hukuktan muaf değildir! İnsani değerleri, ahlakı ve savaş hukukunu hiçe sayan başta Cenevre Sözleşmesi olmak üzere tüm uluslararası sözleşmelere aykırı davranan bu cani daha fazla cezasız kalamaz. Hedefine evleri, okulları, hastaneleri, ibadethaneleri alan bir katliama meşruiyet kazandırma çabanızdan artık vazgeçin! Mezalime karşı sergilediğiniz çifte standardı artık terk edin! Nükleer silah tehditlerine dünya daha fazla göz yumamaz! Kafalarınızı kumdan çıkarın ve Netanyahu terörüne artık ‘dur’ deyin! Aklınızı başınıza alın ve bu zıvanadan çıkmış faşiste artık ‘dur’ deyin! Uluslararası hukuk gereğince bu katili yargılayın ve çağımıza sürülen kara lekeye artık ‘dur’ deyin!”

“İŞTE SİZE GERÇEK BİR IMF POLİTİKASI; ÜCRETLİNİN, DAR GELİRLİNİN SIRTINA BİN; ALIM GÜCÜNÜ BİTİR, TALEP AZALSIN, ENFLASYON DÜŞSÜN…”
Geçtiğimiz hafta Kırıkkale’ye yaptığı ziyarette bir emekliyle arasında geçen konuşmayı anlatan Akşener, emeklinin “Aldığımız maaş 7 buçuk lira, geçim ölü…” sözlerini hatırlatarak sözlerine devam etti; “İstanbul Ticaret Odası Başkanı geçenlerde bir açıklama yaptı. Dedi ki; ‘Asgari ücret, hedeflenen enflasyon oranında artırılmalı.’ Bunu daha önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dile getirmişti… Niyet belli! Ücret zamlarını, enflasyondan düşük yapmak. Biliyorsunuz, bu arkadaşlar bize seçimlerden önce "IMF’le çalışacaklar" diye, utanmadan çamur atıyorlardı. İşte size gerçek bir IMF politikası…  Ücretlinin, dar gelirlinin sırtına bin; alım gücünü bitir, talep azalsın, enflasyon düşsün… Millet fakirleşmiş mi, insanların hayatları zorlaşmış mı umurlarında bile değil… Buradan ekonomiyi yönetenlere seslenmek istiyorum; sakın ola böyle bir şey yapmayın! Ne seçimlerden önce ne de seçimlerden sonra sakın ola bu yola girmeyin. Kendi hatalarınızın bedelini daha fazla bu milletin sırtına yüklemeyin. Yıllardır, sebep olduğunuz yüksek enflasyonun altında ezilen dar gelirlilere ve ücretlilere daha fazla bedel ödetmeyin! Bedel ödeme sırası artık ekonomiyi krize sürükleyenlere ve krizin neden olduğu enkazın üzerinde sefa sürenlere geldi. Önce siz tasarruf edeceksiniz! Önce siz kemer sıkacaksınız! Önce siz lüks hayatlarınızdan vazgeçeceksiniz! Ne emekli maaşını ne de asgari ücreti enflasyonun altında bırakmayın! Zaten zor durumda olan insanımızı daha da fakirleştirmeyin! Bilinçli olarak zenginleştirdiğiniz, ranta boğduğunuz kesimler var ya; işte gidin enkazı biraz da onların sırtına yükleyin! Biraz vicdanlı olun! Kırk yılda bir iktidar olmanın sorumluluğuyla hareket edin! Milletimize daha fazla çile çektirmeyin!”

“DÜN HAMASİ CÜMLELERLE SAVUNDUKLARI, İTİRAZLARIMIZI DA HER TÜRLÜ HAKARET VE İFTİRAYLA REDDETTİKLERİ 50+1 SİSTEMİNİ BUGÜN DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR!”
Meral Akşener Cumhurbaşkanlığı seçiminde 50+1 sisteminin değiştirilmesi konusunun gündeme getirilmesi ile ilgili; “Krizlerin normalleştiği bir Türkiye gerçeğini maalesef hep birlikte yaşamaya devam ediyoruz. Bugünlerdeki yeni krizimiz ise hakikat krizi… Biliyorsunuz, uzun bir zamandır iktidar için kullanışlı olan tüm alanlarda doğruların sürekli olarak eğilip büküldüğü veya tümden reddedildiği bir garip iklimde yaşıyoruz. Hemen her gün bilgiden ve birikimden yoksun, toplumsal değerlerimizden kopmuş bir zihniyetin patolojik bir şekilde bizzat ürettiği veya üretimini teşvik ettiği bir palavralar silsilesinin gündeme servis edilişine şahit oluyoruz. En nihayetinde de kendi ürettiği palavralara kendi inanan bir iktidarın savrulmalarını hep birlikte yaşıyoruz. Nitekim, geçtiğimiz hafta yine bu savrulmalardan birini yaşadık. Çok değil, daha birkaç yıl önce iktidarın bir daha açılmamak üzere kapattığını söylediği bir sayfa, bir de baktık ki bugün yeniden açılmış. Dün büyük büyük, hamasi cümlelerle savundukları; itirazlarımızı da her türlü hakaret ve iftirayla reddettikleri 50+1 sistemini bugün değiştirmek istiyorlar. Allah’ım sen ne büyüksün. Hem de bizzat, Sayın Erdoğan’ın sözcülüğüyle… Sabah şeriflerin hayrolsun Sayın Erdoğan!” ifadelerini kullandı.

GÜNAYDIN SAYIN ERDOĞAN! SONUNDA YİNE, BİZİM DEDİĞİMİZE GELDİNİZ!”
50+1 sisteminin getirildiği 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu sürecinde “hayır” için çalıştıklarını vurgulayan Akşener; “Biz zaten hesapsız, kitapsız, alelacele getirdiğiniz Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin Türkiye’nin başına bela olacağını daha 2017 yılında söylemiştik! Bu ucube sistemin Türk demokrasisinde derin yaralar açacağını söylemiştik! Zaten var olan kutuplaşma ortamının daha da derinleşeceğini söylemiştik! Ve biz o nedenle, o gün; ‘Hayır!’ demiştik! Tüm uyarılarımıza rağmen bizi dinlemediniz. Yanlışta ısrar ettiniz. Hatalarınızda inat ettiniz. Ezcümle; günaydın Sayın Erdoğan! Sonunda yine, bizim dediğimize geldiniz. Peki bu süreçte kaybeden kim oldu? Ne yazık ki yine aziz milletimiz oldu…” dedi.

“İYİ PARTİ OLARAK İTTİFAK SİSTEMİNİN NEDEN OLDUĞU BU YOZLAŞMAYA KARŞI ÇIKTIĞIMIZ İÇİN 2024 YEREL SEÇİMLERİYLE BİRLİKTE HÜR VE MÜSTAKİL BİR SİYASETİN YOLUNU AÇTIK.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 50+1 sistemiyle ilgili sözlerini hatırlatan Akşener; “Ak Parti iktidarının; ‘Bu ülke koalisyonlardan çok çekti.’ diyerek çıktığı yolun sonunda Türk siyaseti, ittifaklara mahkûm oldu. Aradan geçen yılların ardından Sayın Erdoğan da artık anlamış olacak, geçtiğimiz günlerde çıktı ve dedi ki; ‘Mevcutta 50+1 mecburiyeti, partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil…’ Aynen böyle dedi. Yani tamamen kendi eseri olan ve inatla Türkiye’ye dayattıkları ittifak sisteminden bizzat kendisi şikayetçi oldu. Gerçekten ibretlik… Cumhur ittifakının içindeki çekişmeler, ortaklar arasındaki sorunlar, meclis kürsülerinden gönderilen mesajlar; elbette bizi değil, kendilerini ilgilendirir. Ama ortada duran bir gerçek var; 50+1 şartının dayattığı ittifak sistemi milletimizi iki yumruk arasına mahkûm ediyor. Milletimiz; velinimet olmaktan çıkartılıp, rakama indirgenerek siyasi tercihlerinde seçeneksiz bırakılıyor. +1’e sıkıştırılan siyaset düzeni; kimliksizliğe, kişiliksizliğe ve ilkesizliğe alan açıyor. Ve bu şekilde yapılan bir siyaset de milletimizin siyaset kurumuna olan güvenini derinden yaralıyor. İşte o nedenle, biz İYİ Parti olarak ittifak sisteminin neden olduğu bu yozlaşmaya karşı çıktığımız için 2024 yerel seçimleriyle birlikte hür ve müstakil bir siyasetin yolunu açtık.” ifadelerini kullandı.

“GELİN, ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERE AK PARTİ OLARAK SİZ DE İYİ PARTİ GİBİ TEK BAŞINIZA GİRME CESARETİNİ GÖSTERİN!”
26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da yaptığı konuşmada tüm siyasi partilere yönelik “Gelin, seçimlere ayrı ayrı girelim; vatandaşlarımızın tercihlerini özgürce yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım.” çağrısını vurgulayan Akşener; “Mademki Sayın Erdoğan da 50+1 şartının dayattığı ittifak sisteminden bu kadar rahatsız, o zaman buradan bizzat kendisine sesleniyorum; gelin, Ak Parti olarak ittifak sisteminin ülkemize dayatılmasının siz de bizim gibi önüne geçin. Gelin, Türk demokrasisinin tıkanan nefesini açmak için siz de bizim gibi bir adım atın. Gelin, önümüzdeki seçimlere Ak Parti olarak siz de İYİ Parti gibi tek başınıza girme cesaretini gösterin!” dedi.

“EĞER Kİ TÜM BUNLARI BİR KEZ DAHA ADAY OLABİLMEK İÇİN YAPIYORSAN HİÇ KUSURA BAKMA, ÇOK BEKLERSİN!”
Meral Akşener; “Ama Sayın Erdoğan, eğer ki bu açıklamayı yapmaktaki amacın anayasa değişikliğinin arkasına sığınıp sistem ile birlikte 2 dönem kuralını değiştirmekse işte o zaman hiç kusura bakma, çok beklersin! Eğer ki tüm bunları bir kez daha aday olabilmek için yapıyorsan hiç kusura bakma, çok beklersin! Eğer ki bu ucube sistemi daha da ucubeleştirip tek adam rejimini tahkim etmek için kendine bir yol arıyorsan hiç kusura bakma, çok beklersin!" sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

“MADDE BAĞIMLILIĞI İLE MÜCADELE ÇOK YÖNLÜ VE GENİŞ BİR İŞ BİRLİĞİ GEREKTİRİR.”
Gerçekleştirdiği ziyaretlerde annelerin uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması konusunda yardım istediğini belirten, ülkemizde uyuşturucu kullanımının giderek arttığını vurgulayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; "Son zamanlarda Emniyet Teşkilatımız; konuyla ilgili birçok başarılı operasyon yürütmüş olsa da; uyuşturucu belasına karşı sadece asayiş tedbirleriyle mücadele edemeyiz. Cezaları ne kadar artırırsak artıralım, talep oldukça arzın önüne geçemeyiz. Dolayısıyla, sorunu kökten çözmek için madde bağımlılığına meyli ve uyuşturucuya olan talebi ortadan kaldırmalıyız. Parantez içinde bir şey söylemem lazım bu konuda İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın gayretlerini takdirle karşıladığımızı ifade etmek ister kendisine teşekkür ederim. Aynı zamanda yanlış yollara sapmış kendi teşkilatının içindeki her bir birey içinde gerekeni hukuk çerçevesinde yaptığını ve yapmaya devam ettiğinin de bizatihi şahidiyim. Dolayısıyla o noktada da kendisine şahsi bir teşekkürü borç biliyorum. Genç nüfusumuzun neredeyse yarısını etkileyen bu bela ile mücadele etmek için; özellikle gençlerimize her yönüyle sahip çıkmak, onları yeniden umutlandırmak zorundayız. Madde bağımlılığı ile mücadele çok yönlü ve geniş bir iş birliği gerektirir. Başta güvenlik, sağlık, eğitim ve sosyal hizmet kurumlarımız olmak üzere; sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, iş çevreleri, üniversiteler gibi tüm ilgili kuruluşların iş birliği içerisinde çalıştığı; bütüncül bir stratejiye dayanan, koordine bir mücadele yürütmemiz gerekiyor.” dedi.



“MADDE BAĞIMLILIĞI İLE MÜCADELEYİ BİZ DE YERELDEN BAŞLATACAĞIZ!”
Madde bağımlılığı konusunda İYİ Parti’nin çözüm önerilerini sıralayan Akşener; “Biliyorsunuz önümüzde yerel seçimler var. İYİ Parti olarak; Madde bağımlılığı ile mücadeleyi biz de yerelden başlatacağız. Sosyal hizmetler kapsamında, 5393 ve 5216 sayılı kanunlar; belediyelere madde bağımlılığıyla mücadele konusunda önemli görevler yüklüyor. Ayrıca; ulusal ve uluslararası eylem planlarında yerel yönetimler; bağımlılıkla mücadelenin temel paydaşlarından biri olarak yer alıyor. İşte bu yüzden; 81 ilimizde ve ilçelerimizde göstereceğimiz Belediye Başkan Adaylarımıza, bu konuda çok iş düşecek. Şimdi bizzat buradan, arkadaşlarıma talimat vermek istiyorum: Her biriniz, seçildiğiniz bölgelerde bu konuya öncelikli olarak eğileceksiniz! İYİ Parti’nin kazandığı her bir belediyeyi; bağımlılıkla mücadelenin aktif bir merkezi hâline getireceğiz. İlgili tüm kurum, kuruluş ve kişilerle eş güdüm içerisinde çalışacak; önleyici ve iyileştirici tedbirleri içeren politika ve programlarımızı hızla uygulamaya koyacağız. Bütçe harcamalarını arttırır endişesiyle sadece kısa vadeli projeler ve faaliyetler yürütmeyeceğiz. Bütüncül, çok aktörlü ve sorumluluktan kaçmayan bir yönetim anlayışıyla; sürdürülebilir bir mücadele stratejisi oluşturacağız. Mücadelemizi sosyal-kültürel faaliyetlerle destekleyecek; uyuşturucu tuzağına düşmüş insanlarımızı değerlerimize ve çağın gerektirdiği donanıma sahip olarak topluma geri kazandıracağız." şeklinde konuştu.

“HER ŞEHRİMİZ İÇİN ÖZEL OLARAK; MADDE BAĞIMLILIĞINI ÖNLEME, MÜDAHALE, TEDAVİ, REHABİLİTASYON VE SOSYAL ENTEGRASYON SÜREÇLERİNİ KAPSAYAN BİR 'BELEDİYE EYLEM PLANI' HAZIRLAYACAĞIZ.”
İYİ Parti’nin belediye başkan adayının seçildiği belediyelerde madde bağımlılığını engellemek ve tedavi etmek için; gençlik ve kültür merkezleri, spor tesisleri, Kent Akademileri, Sanat ve Meslek Edindirme ve Sosyal Gelişim Merkezleri, Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri” kuracaklarını söyleyen Akşener; "İYİ Parti olarak ortaya koyduğumuz İYİ Belediyecilik vizyonuyla; her şehrimiz için özel olarak; madde bağımlılığını önleme, müdahale, tedavi, rehabilitasyon ve sosyal entegrasyon süreçlerini kapsayan bir 'belediye eylem planı' hazırlayacağız. Biliyoruz ki; bağımlılık ile mücadelede toplumsal bilincin oluşturulması ve farkındalığın arttırılması da son derece önemlidir. Bu kapsamda düzenleyeceğimiz Bağımlılık Önleme Programlarıyla; öğrenciler, gençler ve aileler için bilinçlendirme ve eğitim toplantıları, sempozyumlar, paneller, konferanslar, salon ve okul toplantıları gerçekleştireceğiz. Bu bilinçlendirme ve eğitim faaliyetlerinin de sürekli, düzenli ve bilimsel değerde yapılmasını garanti altına alacağız. Ayrıca; ailelerimize de danışmanlık, rehberlik, eğitim ve sağlık hizmetleri sunacağız. Çocuklarımızın ruh ve davranış sağlığını korumak için toplum ve aile içi şiddetle karşı karşıya gelme, kötü arkadaş ilişkileri, yaşına uygun olmayan ortamlar, bilişsel ve özgüven eksikliği, aile ilgisinde yetersizlik gibi tüm risk unsurlarına karşı etkin bir mücadele yürüteceğiz." dedi.

“PARTİ İÇİ HESAPLARINI GÖRMEK İÇİN TÜRKİYE’Yİ FEDA EDENLERİN KEYFİ YERİNDE…”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, son zamanlarda ilgili gündeme gelen konular hakkında; "Biliyorsunuz, ilginç günlerden geçiyoruz. Bir yanda sözde muhalif basın, diğer yanda yandaş basın. Türkiye’yi araya alıp mutlu mesut yaşayan iki kutup; İYİ Parti’ye karşı birleştiler. El birliğiyle herkes İYİ Parti’yi tartışıyor. Ne mutlu bize. Neymiş? İYİ Parti zor durumdaymış. Bak sen hele! Seçmene verdiği sözlerin hiçbirini tutmayanların keyfi yerinde, milletimizi enflasyona ezdirenlerin keyfi yerinde, memleketi kaçak hendeğine çevirenlerin keyfi yerinde ama yetkiyi alıp, Türkiye’yi düze çıkarmak için sabırsızlanan İYİ Parti zor durumdaymış. Seçimleri el birliğiyle Sayın Erdoğan’a hediye edenlerin keyfi yerinde, parti içi hesaplarını görmek için Türkiye’yi feda edenlerin keyfi yerinde, yüzde 60 şakşakçılarının, kola kutusu meraklılarının keyfi yerinde; ama tüm itirazlarında haklı çıkan, sözünün değeri daha yeni anlaşılan İYİ Parti zor durumdaymış. Dün; ‘Yüzde 60 ile kazanırız.’ yalanını üretenler, bugün çıkıp İYİ Parti üzerinden yeni yalanlar türetiyorlar. Varsın, olsun. Biz artık alıştık. Çünkü bunların tıyneti böyle. Hiç kusura bakmasınlar; İYİ Parti’de güneş yerinde, her şey yolunda…” sözlerini kullandı.

“İTTİFAKLARA YAPIŞAN ÇAMURLAR, İYİ PARTİ’YE YAPIŞMAZ DİYE KORKUYORLAR!”
Meral Akşener sözlerinin devamında; “Ama bu yaşadıklarımız kesinlikle tesadüf değil. Hatırlayın; dün sözümüz dinlenseydi ve milletin tartısına, milletimizin bizden talep ettiği bir adayla çıksaydık bu en çok kimi üzerdi? Elbette saray ve eşrafını üzerdi. İşte bu nedenle ‘kazanacak aday’ dediğimiz için bizi topa tuttular ama ‘yüzde 60’la alırız’ diyen akılsızlara dokunmadılar. Peki bugün İYİ Parti’nin hür ve müstakil siyasetinden en çok kim çekiniyor? Elbette saray ve eşrafı çekiniyor. Peki sizce saray medyası ve trolleri neden İYİ Parti’ye ittifak baskısı kuran malum odaklara destek veriyor? Sebebi çok açık! Çünkü ittifak içinde flulaşan parti kimliğimizin artık berrak bir şekilde görünmesinden korkuyorlar. Çünkü milletimizle İYİ Parti arasına diktikleri duvarların, ortadan kalkmasından korkuyorlar. Çünkü müstakil kimliğimizle kaşıyabilecekleri bir yaramız, istismar edecekleri bir açığımız olmadığı için korkuyorlar! Çünkü ittifaklara yapışan çamurlar, İYİ Parti’ye yapışmaz diye korkuyorlar! Çünkü milletimizi İYİ Parti’den uzaklaştıracak yeni bir bahane bulamadıkları için korkuyorlar! Ve de en önemlisi: Uydurdukları sahte milliyetçiliğin sefasını artık süremeyecekleri için korkuyorlar. Çünkü dejenere olmamış Türk milliyetçilerinden korkuyorlar! Geleneklerine, değerlerine ve Cumhuriyetine sıkı sıkıya bağlı Atatürkçülerden korkuyorlar! Vatanına, milletine, bayrağına sadık; Türkiye sevdalılarından korkuyorlar! Yani Türkiye’nin iyi ve cesur evlatlarından korkuyorlar!“ ifadeleriyle konuşmasını sürdürdü.

“KENDİNİ MİLLETTEN ÇOK SEVENLERLE, BU YOL AŞILMAZ!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Yandaş medya da, sözde muhalif medya da istediği gibi yazıp çizsin. Korkmaya devam edecekler. Çünkü biz, daha yeni başlıyoruz! Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları, biz biliriz ki; “Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz! Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı dağına!” İYİ Parti olarak, bugün açtığımız yol; işte öyle çetin ve kutlu bir yoldur! Milletin cebine elini sokanlarla, bu yol aşılmaz! Gözünü hırs bürüyenlerle, bu yol aşılmaz! Vicdanını, nefsine esir edenlerle bu yol aşılmaz! Kendini milletten çok sevenlerle, bu yol aşılmaz! Kişisel hesapların peşine düşenlerle, bu yol aşılmaz! Yalandan, dedikodudan, iftiradan medet umanlarla bu yol aşılmaz! Bu yol cesurlarla aşılır! Bu yol erdem sahibi, vicdan sahibi insanlarla aşılır! Bu yol; “önce millet, önce memleket” diyenlerle aşılır! Bu yol, iyilerle aşılır! Emin olun; bu yolu hep birlikte aşacağız! Ve yolun sonunda; mutlaka başaracağız!"

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum