Kılıçdaroğlu: 82 milyon Erdoğan'a aynı soruyu soruyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı'nda konuştu.

Kılıçdaroğlu, deprem vergisiyle ilgili soru sorduğunda en ağır eleştirileri aldığını belirterek "Vatandaş "deprem vergilerini" soruyor. Vatandaşa bunun cevabını verin dedim. En ağır eleştirileri aldım. Önlem almadığınız için insanlar ölüyor. Bu vergileri topladın neden dayanıklı binalar yapmadın? "Bay Kemal'e mi anlatacağız bunu" diyor, ben senin ne yaptığını çok iyi biliyorum, sen vatandaşa cevap vereceksin. 82 milyon sana bu soruyu soruyor" diye konuştu.



Kamuoyunun gündeminden inmeyen Kızılay skandalına ilişkin açıklamalarda da bulunan Kılıçdaroğlu, "152 yıllık kurum bu hale mi düşmeliydi? Bütün vatandaşlarımızın vicdanına sesleniyorum. Yazıktır günahtır. Türkiye'ye yazıktır." dedi.



Kılıçdaroğlu aynı zamanda iktidara Suriye'de yaşanan İdlib kriziyle ilgili önerilerde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

Gerçekten üzüntülüyüm. Acıyorum, yaşadığımız sürece acıyorum. Bu grubun bir özelliği var. Elazığ ve Malatya'da yaşananlar, hepimizin ortak acısı. Kızılay, Kızılay olmaktan çıktı. Nasıl üzülmezsiniz... Suriye'de yaşananlar... Nasıl üzülmezsiniz?

ELAZIĞ DEPREMİ

Elazığ'da deprem olduğunda hemen Vali'yi aradım. Daha henüz ölüm haberleri gelmemişti. Biz bir iş bölümü yaparak acaba burada ne oldu, kayıp varsa yaraları nasıl sararız çabası içerisine girdik. Gelirseniz, trafiktir, yoldur, tıkanmadır, enkazdan insanlar çıkıyor, bu aşamada gelmeniz doğru değil dedi arkadaşlar. Daha sonra gittik. Bölgeye insani yardım götürmemiz gerekiyor. Enkazdan çıkan insanın bana anlattığı dert ne biliyor musunuz? "Evladım işsiz" diyor. Buna nasıl üzülmezsiniz? 

Gerçek anlamda bir insanlık dramı var. Öyle gidip merhaba başınız sağ olsunluk basit bir olay değil. İki aylık çocuğunu, 7 yaşındaki çocuğunu, kayınvalidesini, eşini kaybeden bir gençle görüştük. Ben evdeydim çocukların oradaydı dedi. Neden diye sorduğumda, 'Bizim ev soğuk kayınpederin ki sıcak diye oraya gönderdik' dedi. Bu vicdani bir deprem. Bir gece Elazığ'da yattık. Daha sonra muhtarlarla da konuştuk. 



Bölgedeyken ciddi eleştiriler de aldım. Kaynağı biliyor musunuz? Ben bu kürsüde vatandaşların gerektiği bir soruya iktidarın cevap vermesi gerektiğini söyledim. Vatandaş "deprem vergilerini" soruyor. Vatandaşa bunun cevabını verin dedim. En ağır eleştirileri aldım. 

Özellikle AFAD'a teşekkür etmek isterim. Her gittiğimiz yerde Kızılay'ın değil AFAD'ın çadırları vardı.

ERDOĞAN'A DEPREM VERGİSİ ELEŞTİRİSİ

Deprem ile mücadelenin iki ayağı vardır. Birincisi tedbir almaktır. Burası deprem bölgesi, bu işin uzmanları söylüyor. Deprem oldu binalar yıkıldı, onun adı kriz yönetimidir.  Önlem almadığınız için insanlar ölüyor. Bu vergileri topladın neden dayanıklı binalar yapmadın? "Bay Kemal'e mi anlatacağız bunu" diyor, ben senin ne yaptığını çok iyi biliyorum, sen vatandaşa cevap vereceksin. 82 milyon sana bu soruyu soruyor. Ben Van depreminde de gittim. Ailelerle çocuklarla buluştum. Bunların hepsini biliyoruz. Önlemi ne zaman aldın? 604 kişi öldükten sonra.

Vergiyi aldın, 604 kişi öldü. 20 katrilyon lira harcadık diyorsun, daha fazlasını da aldın.

FİLİSTİN

Filistinliler yıllardır kendi toprakları için mücadele ediyor. Dünyada pek çok ülke Filistin'i tanıyor. Şu dakikalarda bir heyetimiz Filistin Büyükelçiliği'nde onlara destek için orda. 

Trump'ın açıkladığı anlaşma barış değil savaş anlaşması, bir devleti yok etme anlaşması. Filistin sadece bizim tarihimiz açısından değil, gençlerimiz açısından da önemli bir yerdir. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün saflarında gencecik pırıl pırıl üniversite öğrencilerimiz mücadele etti. Onların mezarları hala orada.

DIŞ POLİTİKA

Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Suriye konusunu yıllardır dile getiriyoruz. Biz bütün komşularımızla barış içinde yaşayalım diye özlem çekerken neden kavga ediyoruz? Dış politikanın milli olması lazım. Artık dilimde tüy bitti. İktidar muhalefet olmaz, ülkenin çıkarları esastır dış politikada. 

"Asarım keserim" ile bu işler olmaz. Dış işlerinin ayrı bir hukuku, dili vardır. Eğer siz Dışişleri Bakanlığı'nı tamamen devre dışı bırakıp tamamen ben yöneteceğim derseniz dış politikayı yok edersiniz. 

Egemen güçler dış politikada ateşi kendi elleriyle tutmazlar. Maşa kullanırlar. Eğer pinpon topu gibi Amerika ile Rusya arasında gider gelirseniz iki ülke de sizi kullanmaya kalkar. 

Terör örgütlerinin elinden silahı topu alamazsın, sana vermezler, bu görevi niye üstlendin dedik? İmkansız görev olarak tanımladık bunu.

Soçi, Astana süreci bitti, kabak bizim askerimizin başına patlıyor. Ben bunları söylediğimde rahatsız oluyorlar. Şimdi sığınmacılar gelecek. Defalarca söyledim, bu Suriyeliler milletin başına bela olacaklar, 50 sefer söyledim. Bölgeyi oluşturun, AB, BM ile konuşun. Evlerini yapın.(Gerçekgündem)