İzmir İş Dünyası 2020 beklentilerini açıkladı

EGEOLAY/İzmir iş dünyasının aktörleri ve temsilcileri 2019 yılını değerlendirerek 2020 yılında ekonomideki beklenti ve öngörülerini açıkladılar. 2020 yılının umut vaad ettiğini söyleyen iş dünyası temsilcileri, ekonomide daha iyi noktalara gelinmesi için atılması gereken adımlara ve özellikle siyasetin ekonomiye olumsuz olası etkilerinin önüne geçilmesi gerektiğine işaret ettiler.

İzmir İş Dünyası 2020 beklentilerini açıkladı
Editör: Ege Olay
29 Aralık 2019 - 14:11
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri:

“Büyümeyi yüzde 3-4 öngörüyoruz”

 

Enflasyon, büyüme, kur ve faiz tarafında oldukça zor bir yılı geride bırakıyoruz. 2020 yılında, önümüzdeki 6 aylık dönemde, faiz, kredi ve bütçenin üzerinde daha fazla kontrol sağlanabilmesi enflasyondaki temel gidişatı belirleyecek. Son dönemde atılan bir takım adımlarla TL bazındaki kredi büyümesinin hızlanması ve baz etkilerinin devreye girmesi ile 2020’de büyümeyi 3 veya 4 aralığında görmeyi bekliyoruz. Yeni bir üretim modeli ile bu ivme desteklenmeli. Bütçe ve mali disiplinden taviz verilmeden ülke kaynaklarının verimli ve üretken şekilde özellikle artan genç işsizliğine çare olabilecek katma değerli istihdam yaratacak ve uzun vadede yeni nesil yüksek teknolojili üretime katkı sağlayacak alanlara yönlendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

 

Esas olan reel sektörün üretimini ve istihdamını korumaktır. Bu kapsamda uzun vadeli bir perspektifle yeni koşullar gözetilerek reel sektör stratejisi yapılması gerekiyor. Bununla birlikte, eş zamanlı olarak ihracat potansiyelimizin yeni üretim teknolojilerine yatırım yapabilecek şekilde kalitesini ve verimliğini dijital dünyanın gerekliliklerine uygun hale getirerek üretimi rekabetçi kılabilmemiz için doğrudan yatırımları ülkemize çekebilecek bir güven ortamını sağlamamız gerekiyor.

 

BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen:

 

“Üretim odaklı yatırımlar artmalı”

 

2020 yılının öncelikle ülkemize sağlık, mutluluk, başarı ve huzur getirmesini dilerim. Ekonomimizin 2018 yılının ikinci çeyreğinde girdiği sıkıntılı süreç, 2019 yılında da başta eksi büyüme rakamlarında ve enflasyon oranlarında gördüğümüz üzere ülkemizin her alanında kendini hissettiriyor. 2018 yılında bu zorlu yola girmemizin ardında yatan temel problemimizin başında, sanayi odaklı büyüme yerine tüketim odaklı harcamalara yaslanmış bir büyüme planlaması ve ekonomiye geri dönüşümü olmayan inşaat sektörünün ana gövdesini oluşturduğu büyüme hedefi geldi. Özellikle büyüme içindeki sanayinin oranını arttırmak için atılması gereken adımların başında üretim odaklı yatırımların artması gerekiyor. Bunun yolu da ithal ara malına bağımlı sanayimizi ithal ara malından kurtarmak, nitelikli üretimi teşvik edecek yaklaşımları ortaya koymak temel hamlelerimiz olmalı.

2020 yılı için bu anlamda 2018 ve 2019 yılından daha olumlu geçeceğine olan inancımızı korurken, IMF’nin Türkiye’nin 2020 büyüme oranı beklentisinin yüzde 3 olması, bu anlamda uluslararası piyasalarda da 2019’dan daha olumlu bir 2020’nin bizi beklediğini de söyleyebiliriz. Enflasyon rakamlarının baz etkisinden çıkacağı 2020’nin ikinci yarısında ülkemizin ekonomik göstergelerinin daha gerçekçi tahlil edileceğinden hareketle, özellikle siyasetin ekonomiye etkisinin azaldığı, üretimin tüketim yerine geçtiği, ithal ara maldan kurtulmuş, büyüme bileşenleri içinde sanayinin payının genişlediği bir 2020 yılı hepimizin temennisi demem sanıyorum yanlış olmaz.

Özellikle hukuk, eğitim, özgürlükler alanında yapılacak yapısal reformların ekonomi üzerindeki olumlu etkisini her fırsatta söylüyoruz. 2020’de bu alanda atılacak reform adımları, yatırım iklimini oluşturacağından hareketle, üretim odaklı yatırımların istihdama olumlu etkisinin artan işsizliğimize çare olacağını da söyleyebiliriz. Bu anlamda özellikle siyaset alanında büyük bir uluslararası kriz yaşamadığımız takdirde hala kırılgan olan ekonomimizin 2020 içinde olumlu adımlar atmasını bekliyoruz.

 

 

 

EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam:

 

“2020 daha iyi geçecek”

 

2018 yılının ikinci yarısından itibaren girdiğimiz ekonomik çalkantılı süreç, 2019 yılında ekonomimizin küçülmesi ile devam etti. Yatay seyreden dövize rağmen yükselen faizler ekonomik yapımızda zorluklar yaratsa da 2019 yılının ikinci yarısından itibaren yapılan faiz indirimleri bir anlamda piyasaları hareketlendirdi diyebiliriz. Dövizin de yatay seyrini sürdürmesine faiz indirimleri de eklenince yatırımları beklemede tutan girişimcilerin ve ekonomik aktörlerin yıl sonuna doğru küçük de olsa adım atmalarına başladıklarını görüyoruz.

2020 ise bu anlamda 2019’a benzer seyredeceğini düşünmekle birlikte, 2019 yılının üçüncü çeyreği ile beraber oluşan olumlu havanın, ufak da olsa iyileşme emarelerinin süreceğini öngörüyorum. Özellikle yatırımlar için finansal kaynağa fazlasıyla ihtiyaç duyan ülkemiz ekonomisinin, oluşan olumlu iklimde kaynaklara daha uygun faizlerle erişmesinin 2020’de önünün de açılacağını düşünüyorum. Bu anlamda 2020 yılının büyüme rakamlarının da artık eksilerde değil pozitif yönde seyredeceğini de belirtebiliriz. 2020 yılında atılması gereken özellikle yapısal reform adımlarının ivedilikle atılması, siyasetin ekonomi üzerindeki etkisinin azaltılmasına yönelik tutum ve kararların alınması da bu beklentilerimizin artmasını sağlayacak doneler. Bu anlamda 2020 yılının 2019 yılına nispeten olumlu geçeceğine olan inancımı koruduğumu da söyleyebilirim.

 

İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt:

 

“Yapısal köklü reformlar yapmalıyız”

 

Temel problemimiz olan nitelikli üretim eksikliği ve ithal ara mala muhtaç sanayimizin yanında tüketim ve inşaat odaklı büyüme çabasına, katlanarak gelen yapısal sorunlarımız da eklenince 2018 yılı ortasında sıkıntılı bir sürece girdik. 2019 yılı bu anlamda bu sıkıntıların yaralarını sarmakla geçerken, ekonomimizi kırılgan hale getiren sorunlar da gün yüzüne çıkarak tartışılır oldu. 2019 yılı böylece sürekli küçülen ekonomi, beraberinde enflasyon ve işsizliği de getirdi. Bu anlamda zor bir yıl geçirdiğimiz gerçek.

2020 yılına gelirsek, 2019 yılından daha olumlu seyredeceğini düşünüyorum. En azından düşen faizler, yatay seyreden ve öngörülebilir döviz oranları, baz etkisiyle de olsa tekrar tek hanelere indirilmeye çalışılan enflasyon, 2020 yılının 2019’a göre daha olumlu ancak tamamen sorunsuz olmayacağını da bize söylüyor. Özellikle genç işsizlik ve her yıl iş gücüne katılan 1 milyon yeni iş gücünü üretime katmak, ülkemizin temel sorunlarının başında geliyor. Bunu yapmanın yolu da nitelikli ve katma değerli üretim ve sürekliliği olan yatırımdan geçiyor. Bu anlamda 2020 yılı büyüme rakamlarında aşağı yönlü seyrin yukarıya döneceği bir yıl olacaktır. Ancak her 10 yılda bir bu sıkıntılarla boğuşmak istemiyorsak özellikle piyasalara güven verecek başta hukuk reformu olmak üzere yapısal köklü reformlara yönelmemiz gerekiyor. 2020 yılının bu adımların atılacağı bir yıl olmasını diliyorum.

 

 

Norm Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Uysal:

“Katma değerli üretim ve ihracatı artırmalıyız”

2019 yılı Türkiye açısından özellikle ekonomik anlamda zorlu bir yıl oldu. 2018 yılının ikinci yarısında içine girdiğimiz zorlu süreç, 2019 yılında da ekonomimizin tüm sektörlerini ve bileşenlerini sarsmayı sürdürdü. Küçülen ekonomi içinde ayakla kalmanın yolunun ihracat olduğunu tüm açıklığıyla görülürken, cari açığın kapanmasında da ihracat önemli bir dayanak oldu. Kendi sektörümüzü değerlendirirsek, 2019 yılı diğer yıllara göre finansal anlamda düşüş sergilediğini söylemek mümkün. Ödeme problemleri, konkordatolar ve tahsilat sıkıntıları nedeniyle iç Pazar yüzde 35 küçülürken, elektrikli araçların tam anlamıyla devreye girmemiş olmaması, son kullanıcıların elektrikli araçlar konusunda kararsızlıkları nedeniyle dış Pazar da yüzde 10 düşüş söz konusu oldu. Özellikle hidrojen yakıtlı araçlar sebebiyle son tüketicinin kafa karışıklığı da bu düşüşte etkili. Ve görünen o ki, 2019 yılındaki bu çizgi, 2020 yılına da sarkacak. Ancak Avrupa’daki beklentinin 2019 ile aynı olması, stabilite beklentisi, 2020 yılının da pek farklı geçmeyeceğini bizlere düşündürtüyor. Ancak her şeye rağmen Türkiye olarak eksi seyreden büyüme oranını pozitife çevirdiğimiz, ihracatla beraber nitelikli ve katma değerli üretimi arttırdığımız bir 2020 yılı dileğimizi paylaşmak isterim.

 

KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Meriç:

“Güven veren adımlar sürmeli”

2019 yılı Türkiye Ekonomisi açısından çalkantılı geçmesine rağmen sanayici üretimden vazgeçmeyerek üretime ve istihdama katkı koymaya devam etti. Yılın sonlarına doğru enflasyon ve faiz oranlarının düşmesi ve teşviklerin arttırılmasıyla birlikte ekonomide hareketlenmeye başlarken piyasalar yatırım için çok uygun bir hale geldiğini söyleyebilirim. 2020 yılında Türkiye’nin için uygun yapısal reformlarla birlikte bir toparlanma evresine gireceği kanaatindeyim. Eğitim, dış politika, iç siyaset ve adalette toplumsal huzur ve barışı sağlamaya yönelik adımlar atılırsa ekonomik verilerde hızlı bir iyileşme göreceğiz. Bu konularda atılacak adımlar Tüketici Güven Endeksinin ivmesini yukarı çekmekle kalmayacak aynı zamanda ticari faaliyetlerin artması için gerekli olan kaynakların da doğru kullanılmasına sebep olacak.

Özellikle kaynak sorunu yaşayan ve yeterince tasarrufu olmayan ülke ekonomilerin ihtiyacı olan yabancı kaynağın güvene ve güvenilir ekonomi yönetimine özellikle baktığını düşünürsek, güvenli adımlar, yapısal reformlar kaynak ihtiyacının büyük olduğu ülkemiz sanayisinin elini de güçlendirecektir. Bu sebeple 2020 yılında ulusal ve uluslararası piyasalara güven veren bir ekonomi yönetimi, zorlu ekonomik süreçten çıkışın anahtarı da olacağını düşünüyorum.

TÜGİAD Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Melih Sebastien Durmuş:

“Genç işsizlik oranları düşürülmeli”

2019 yılını değerlendirerek 2020 yılına baktığımız bu yılın son günlerinde açıklanan verilere göre ülkemizde genç işsizlik oranı yüzde 27.4 oranına ulaştığını görüyoruz. Bu rakamlar bize gösteriyor ki birçok sorunumuz olmasına rağmen, en temel problemlerimizin başında işsizlik sorunu geliyor. İnşaat sektörünün küçülmesi, ödeme güçlükleri, yatırımdan kaçınılması ve bir çok firmanın temkinli olmak adına küçülmeye gitmesi hem ekonomide durgunluk yarattı hem de istihdamda kayıplara yol açtı. Her yıl çalışan ordumuza katılan yeni gençlerin sayısını düşündüğümüzde işsizlik rakamını yerinde tutmak için dahi yeni üretim odakları yaratmamız, istihdam yaratmamız gerekiyor. Genç iş adamlarının örgütlendiği bir dernek olarak gençlerin bu yakıcı sorununun Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu buradan bir kez daha söylemek isterim. 2020 yılında genç işsizlik oranları düşürmek maksadıyla üretim temelli yeni bir model gerekiyor. Zira üretim yerine tüketimi hedeflemiş anlayış bizi önümüzdeki yıllarda tekrar şuan içinde bulunduğumuz sıkıntılı sürece taşıması kaçınılmaz. Üretim temelinde yeni bir sistem kurabilmenin yolu da artık söylemekten anlamını yitirmeye başladığını düşündüğümüz yapısal reformlardan geçiyor. Ayrıca belirtmek isterim, Türkiye Kredi Risk Swapı’nın (CDS) düşmesiyle birlikte yabancı yatırımcıyı ülkemize çekmek için güven tahsis etmemiz de şart. Bunun için de hukukun üstünlüğü başta olmak üzere yabancı yatırımcının ülkemize bakışını olumluya çevirecek önemli reformlara imza atmamız artık kaçınılmaz vaziyette. Bu sebeple 2020 yılının reformların yılı olmasını diliyor, tüm ülkemize sağlık mutluluk ve huzur diliyorum.

 

Ege Finans Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vurucu:

“Dünya ekonomisi yakından izlenmeli”

Öncelikle Ülkemize ve vatandaşlarımıza iyi bir 2020 yılı diliyorum. 2019 yılında  yorucu ve baş döndürücü gelişmeler yaşadık. Ekonominin genel olarak durgun olduğu, bankacılık sisteminin batık ve donuk kredilerle uğraştığı ve reel kesimin de kendine yön bulmaya ve finansa erişebilmek için yoğun çaba içerisinde olduğu bir yılı geride bırakıyoruz. Bu dönemde kamu destekleri ve finans ile ilgili kamu düzenlemeleri özellikle reel kesim için destekleyici olmuştur. 2020 yılının Türkiye açısından çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Özellikle yılın ikinci yarısında olumlu gelişmeler daha belirgin olarak kendini hissettirecektir.

Yeni yılda ülkemizin işsizlik, enflasyon, büyüme gibi temel ekonomik göstergelerinde iyileşmeler olacaktır. Azalan faiz oranları ve artan risk iştahı, yeni yatırımların oluşmasını da destekleyecektir. Bu dönemde özellikle dünya ekonomisindeki gelişmelerin de yakından izlenmesi gerektiğini de düşünüyorum. Buradaki gelişmeler ile ülkemize uygulanabilecek baskı ve yaptırımların da potansiyel bir risk oluşturduğunu da unutmamalıyız. Tüm bunlara rağmen Türkiye 2019 yılına kıyasla çok daha iyi bir yıl geçirecektir. 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum