Reklam

Ege Üniversitesi'nde yeni hedef; "Ekoturizm"

EGEOLAY/Türkiye’nin alanlarında ilk ve tek olan müzeleri, tarihi yapıları, köşkleri, anıt ağaçları, zengin florası- faunası ve sürdürülebilir yemyeşil kampüsü ile fark yaratan Ege Üniversitesinin yeni hedeflerinden birisi de ekoturizm.

Ege Üniversitesi'nde yeni hedef; "Ekoturizm"
Editör: Ege Olay
11 Eylül 2019 - 10:27
Son iki yılda Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın öncülüğünde gerçekleştirilen değişim dönüşüm çalışmaları ile çehresi gittikçe güzelleşen Ege Üniversitesi, Türkiye’nin en sürdürülebilir ve en güzel kampüslerinden birisi haline geldi. Ana ve hastane kampüsünde yapılan peyzaj ve rekreasyon çalışmaları ile adete botanik bahçesi görünümüne kavuştu. Değişerek güzelleşen “Yeni Ege Üniversitesi”  turizm içerikli yayınlarda yer almaya, tur programlarına dahil edilmeye başladı.



 Ege Üniversitesinin hedefleri arasında artık ekoturizmin olduğunu ifade eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Turizm sektörü hızla büyüyor ve çeşitleniyor. Turizm-çevre ilişkisinin önem kazanması ile birlikte alternatif turizmin bir dalı olan ekoturizm gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan ekoturizm,  bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek oluyor. Ulusal ve uluslararası boyutta ulaşımın kolaylaşması, insanların değişik ve alternatif turizme yönelmesi, bölgemizin iklim koşulları ekoturizmi önemli hale getirdi. Üniversitemizde, ülkemizin kalkınması, katma değer üretilmesi için önemli bir proje seferberliği sürdürüyoruz. Bünyesinde Turizm Fakültesi bulunan üniversitemiz öncülüğünde gerçekleştirilen projelerden bazıları da bölgesel kalkınma öncelikli sosyo ekonomik, sosyo kültürel ağırlıklı turizm içerikli projelerden oluşuyor. Bunlardan en önemlisi Ege Üniversitesi’nin hazırladığı “Efeler Yolu Projesi”.  Turizme can suyu olacak olan bu proje İzmir-Manisa sınırlarındaki Bozdağlar ile İzmir-Aydın sınırlarındaki Aydın Dağları’nda efelerin yaşadığı köy ve yaylaları, saklandıkları efe yatakları, kale ve terk edilmiş eski köyleri birbirine bağlayan 500 kilometrelik bir yürüyüş rotasını içine alıyor. Üniversitemiz kampüsünde ülkemizin önde gelen müzeleri, koleksiyonları, tarihi yapıları ve köşkleri,  bulunuyor.  Botanik Bahçesi, Tabiat Tarih, Etnografya ve Kâğıt ve Kitap Sanatları müzeleri yer alıyor. Son iki yıl içerinde Dört Mevsim Yeşil ve Sürdürülebilir Bir Kampüs anlayışı ile önemli çalışmalar yürüttük.  Yaya Öncelikli Yeşil Üniversite ve Sıfır Atık alanlarında gerçekleştirdiği uygulamalarla örnek bir yükseköğretim kurumu olduk. Tüm bu çalışmalarımızı ve bünyemizdeki bu değerler turizm içerikli yayınlarda yer almaya, tur programlarına dahil edilmeye başladı.   EÜ Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi 2005’ten bu yana Ege Turizmciler Derneği tarafından “İzmir’de Görülmeye Değer Yerler ve İzmir Müzeleri” adlı rehber kitapçıklarında yerini aldı ve turist rehberleri tarafından tur programlarına dâhil edildi. Hedefimiz Ege Üniversitesinin tüm bu güzelliklerini ekoturizme kazandırmak. Bununla ilgili tanıtımlar başta olmak üzere gerekli girişimlerde bulunacağız. İzmir başta olmak üzere Ege Üniversitesinin zenginliklerini, güzelliklerini, değerlerini yerli ve yabancı ziyaretçilerle buluşturacağız” dedi.



Ekoturizm Türkiye için yeni bir kavram



Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezinin “ İzmir’de Görülmeye Değer Yerler ve Müzeler Rehberi”nde ve turist rehberlerinin tur programında yer aldığı ifade eden Merkez Müdürü Prof. Dr. Aykut Güvensen ise “Ekoturizm, Türkiye için yeni bir kavram. Ekoturizm, yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, yerel kültürleri yok etmeden, onların ekonomik kalkınmasına destek olan, sosyal ve kültürel bütünlüklerini korumaya yarar bir yaklaşımdır. Türkiye’deki birçok il ve dünya genelinde çeşitli biyolojik çalışmalar sürdürülüyor. Biyolojik çeşitlilikteki tür kayıpları endişe verici durumda. Türkiye’de 12 bine yakın bitki türü bulunuyor. Türkiye florasının yoğunluğu en çok Ege ve Akdeniz bölgelerinde görülüyor. Bitki zenginliğimizin korunması ve bu konuda çeşitli çalışmaların sürdürülebilmesi için fotoğraf sergilerinin artması ve halka gerekli seminerlerin verilmesi gerekiyor” dedi.



Türkiye’de tek örnek: EÜ Bozdağ Bengisu Uydu Bahçesi



Prof. Dr. Güvensen, “Türkiye’deki yaklaşık 3 bin endemik bitki taksonunun 110’u Bozdağ’da bulunuyor. Burası, Ege Bölgesi’nin en önemli doğal bitki alanı konumundadır. Şuan Bozdağ’da bir güzergâh belirlenmeye çalışılmaktayız.  O güzergahta yöreyi ziyaret edecek olan yerli ve yabancı turistler bitki örtüsünü,  halk tarafından çeşitli amaçlarla kullanılan bitkileri ve diğer geleneksel bir takım çalışmaları görerek hem kültür hem de ekolojik bir gezi yapmış olacaklardır. Sadece Bozdağ’da görülebileceğiniz 20’nin üzerinde endemik bitki türünün tanıtımı yapılıyor ve bunlardan yapılan çaylar ve halk ilaçları orada sergileniyor. Bu gezi ile birlikte bölgede bir ekoturizm yapılıyor. Ege Üniversitesi’nin Bozdağ’da 6 buçuk dönümlük Bengisu Uydu Bahçesi var, Türkiye’de uydu bahçesi olan başka bir botanik bahçesi yok. Bitkileri genelde endemik türlerden oluşuyor ve milyonlarca yıldır o yöredeki ekolojik şartlara uygun adapte olarak yaşatıyorlar. Bozdağ’da yaşayan bitkileri yakın bir lokasyonda yaşatabilme amacıyla  Bengisu Bahçesini bir bağışla aldık. Buraya çitler ve yürüme yolları yapıldı. Şuan Ege Orman Vakfıyla ile de yürüttüğümüz proje var. Bozdağ’ın endemiklerini belirli bir bölgede yaşatmaya çalışıyoruz. Bunların diğer bir alanı da bizim Botanik bahçesi, biz burada Bozdağ’da var olan endemik bitkilerin bir kısmını parsellerimizde yetiştirmeye çalışacağız. Bu çalışmalar sayesinde insanlar bitkileri bir arada görebilme şansını yakalayacaklar, belki orada bir kamp etkinliği düzenleyecekler ya da gölcük ve etrafındaki yörelerde doğa yürüyüşleri planlayacaklar. Bu bağlamda, turizm acenteleriyle daha sıkı bir işbirliği yaparak, Botanik Bahçemize yerli ve yabancı turistlerin ziyaretini sağlamak istiyoruz” dedi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum