Dervişoğlu'ndan Bozkurt çıkışı

EGEOLAY/İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye - Avusturya karşılaşmasındaki gol sevinci sırasında Bozkurt işareti yapan Milli Futbolcu Merih Demiral için “O’nu alnından öpüyorum! Ama sadece Bozkurt selamı yaptığı için değil; işini layıkıyla yaptığı, “Türk, öğün, çalış, güven” sözlerinin timsali olduğu için alnından öpüyorum!” dedi. “Bu sembolün arkasına sığınan çakallar ve sırtlanları da biliyoruz.” diyen Dervişoğlu, “Bugüne kadar, ‘Türklüğü ayaklar altına aldık’ diyen güruhların; Bozkurt’u, bu şuuru, bu ruhu pisliklerine alet etme girişimlerini görüyor biliyor ve buradan ihtar ediyoruz: Biz varız ve buradayız! Türklüğe adalet yeminiyle, milletine sadakat yeminiyle, Cumhuriyetine hürriyet yeminiyle, Atasına ise vefa yeminiyle bağlıyız! Meydanı mankurtlara bırakmamak, Bozkurtları diriltmek için buradayız!” şeklinde konuştu.

Dervişoğlu'ndan Bozkurt çıkışı
Editör: Ege Olay
10 Temmuz 2024 - 12:18
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Türkiye - Avusturya karşılaşmasındaki gol sevinci sırasında Bozkurt işareti yapan
Milli Futbolcu Merih Demiral için “O’nu alnından öpüyorum! Ama sadece Bozkurt selamı yaptığı için değil; işini layıkıyla yaptığı, “Türk, öğün, çalış, güven” sözlerinin timsali olduğu için alnından öpüyorum!” diyen Dervişoğlu, sonrasında başlayan tartışmalara da değindi.
“Bozkurt bir ruhtur!” diyen Dervişoğlu, “Benimsersiniz ya da benimsemezsiniz, seversiniz ya da sevmezsiniz. Biz bununla ilgilenmiyoruz. Biz Türk’e yaraşmakla, Türk’e yaraşanlarla ilgileniyoruz. Görevini en iyi yapmakla, alın teri akıtmakla, toprağına layık olmakla ilgileniyoruz. Hak yememekle ve hak yedirmemekle ilgileniyoruz. Bu sembolün arkasına sığınan çakallar ve sırtlanları da biliyoruz. Bugüne kadar, ‘Türklüğü ayaklar altına aldık’ diyen güruhların; Bozkurt’u, bu şuuru, bu ruhu pisliklerine alet etme girişimlerini görüyor biliyor ve buradan ihtar ediyoruz: Biz varız ve buradayız! Türklüğe adalet yeminiyle, milletine sadakat yeminiyle, Cumhuriyetine hürriyet yeminiyle, Atasına ise vefa yeminiyle bağlıyız! Meydanı mankurtlara bırakmamak, Bozkurtları diriltmek için buradayız! Bugün Meclis kürsüsünde, yarın Allah’ın izniyle meydanlardayız.” ifadesini kullandı.

“Bu paket sizin ekonomik çöküşünüzü gözler önüne seriyor”

9. Yargı Paketi’nde yer alan; vergi, resim, harç ve benzerleri alacakların “yeniden değerleme” oranı ile ilgili düzenlemeye dikkat çeken Dervişoğlu, “Mevcut yasal düzenleme diyor ki; ‘ortaya çıkan rakamın on lirayı aşmayan kısımları dikkate alınmaz.’  Yeni düzenlemeyle ne yapıyorlar? ‘Bin lirayı aşmayan kısmı dikkate alınmaz’ diye maddeyi değiştiriyorlar. Peki bu ne demek? Geçmişin 10  lirasının piyasadaki değeri, bugünün 1000 lirasına tekabül ediyor demek. Yani yirmi yılda yüz kat artış, yüz kat fakirleşmek demek.” şeklinde konuştu.  “Saray beyleri! Bu paket sizin ekonomik çöküşünüzü de gözler önüne seriyor, yalanlarınızı kanun maddesi haline getiriyor!” diyen Dervişoğlu, pakete yönelik diğer eleştirilerini de sıraladı.

“İnsan utanır biraz!”

Açıklanan enflasyon oranları ile SSK ve BAĞKUR emeklisi vatandaşların yüzde 24,73, memur emeklisi vatandaşların ise yüzde 19,73 oranında zam alacağını hatırlatan Dervişoğlu, “Bu ülkede enflasyon TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 75. İnsan utanır biraz! Açıklanan bu oranlar, enflasyon oranının tarihi rekorlar kırdığı şu ortamda vatandaşlarımız ile resmen dalga geçmektir.” değerlendirmesini yaptı.

“En düşük emekli maaşı 32 bin TL civarı olacaktı”

AK Parti’nin iktidara geldiği günden itibaren durumu sürekli kötüleşen grupların başında emeklilerin olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Emekliler için yıkım planı 2008 yılında başlamıştır. Ülkemizin sosyal güvenlik birimleri BAĞKUR – SSK – Emekli Sandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu adı altında toplanmıştır. 2008’de sözde reform adı verilen değişiklikle
emekli maaş hesaplama sistemi değiştirilmiştir. 2008 yılında söz konusu değişiklikler yapılmasa idi TÜİK’in verileriyle bile bugün en düşük emekli maaşı 32 bin TL civarı olacaktı.“ şeklinde konuştu.

“Bu taslak meslek kanunu değil, öğretmenlere mobbing kanunu”

Yeni hazırlanan ve meclis gündemine getirilen öğretmenlik meslek kanunu teklifi için  “Yıllardır zıvanasından çıkardıkları öğretmenlik mesleğine son darbe planı” yorumunda bulunan Dervişoğlu, “Bu taslak meslek kanunu değil, “Öğretmenlere Mobbing Kanunudur”. Meslek kanunu adı altında ceza dayatmasıdır. Öğretmen atamalarının tamamen saray ve tarikat kontrolü altına alınmasıdır. Eğitim fakültelerinin kapatılması, paralel eğitim fakülteleri kurulması çabasıdır.” dedi.

Bakan Tekin’e tepki: “Genç fidanlarımızı eğip bükme bakanı”

Öğretmenlerin yaşadığı sorunlara üzerinden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yüklenen Dervişoğlu, “Peki bu meseleler, kişiye özel kanunla bir gecede profesör ve rektör yapılan
Milli Eğitim Bakanı’nın umurunda mıdır? Elbette değildir! Çünkü kendisinin tüm kariyeri boyunca; tarikat, cemaat ve onlara bağlı vakıflar arasında -elbette kendi vakfını da unutmadan-
ballı ihale ve fiyakalı makam dengesi kurmak dışında ve sarayın gönlünü hoş etmek dışında
hiçbir derdi olmadığını görüyoruz. Bir milli eğitim bakanı değil, “Genç fidanlarımızı eğip bükme bakanı” olduğunu biliyoruz. Bu da Vergimatik Mehmet’in bir başka türü. Biri ekonominin, diğeri ise milli eğitimin yıkım projesinin sorumlusu olarak yıkım görevini tamamlamaya çalışmaktadır” dedi.

“Bu daveti uygun ama geç kalmış bir adım olarak görüyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Esad’a her an davet gönderebiliriz" dediğini hatırlatan Dervişoğlu, “Biz bu daveti, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına son derece uygun, fakat oldukça geç kalınmış bir adım olarak görüyoruz. Maalesef bu geç kalınmışlık, bir tedavi geç kalınmışlığı değildir. Ortada artık ağır bir hasta değil, adeta bir ceset vardır. Merakımız, 13 yıllık bu gecikmenin meydana getirdiği ağır tahribatın nasıl giderileceği, bu cenazenin nasıl kaldırılacağıdır.” ifadesini kullandı.

“Sözde bir geri gönderme planı ile bu milletin karşısına çıkmayın”

Türk milletinin, hain 15 Temmuz kalkışması sırasında devletini, sokaklardan topladığını söyleyen Dervişoğlu, “Milletin, devletini yine sokaktan toplamak zorunda kalmaması için, 10 milyonu aşkın sığınmacı ve kaçakla yürüyen bu yıkım sürecini durdurmanın yolu ve adresi bellidir. Yeni maceralar peşinde koşmanın anlamı yoktur. Bu problemin çözüm yeri, milli meclis yani Türkiye Büyük Millet Meclisi; yöntemi, milli mutabakattır. Dostum falanca, katil filancaya dayalı “Şahıs siyasetiniz” yerine, “Devlet siyaseti” yürütmektir. Yıllara yayılacak bir görüşme trafiği ve sözde bir geri gönderme planı ile bu milletin karşısına tekrar çıkmaya çalışmayın. Yapmayın, etmeyin, bu millete daha fazla zarar vermeyin” dedi.


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum