CHP İzmir Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Sözcüsü Türeli'den Kayyum Açıklaması
EGEOLAY/Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi görüşülmeye başlandı. CHP İzmir Milletvekili ve Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli görüşmelere geçilmeden önce yaptığı konuşmada son günlerdeki belediye başkanlarına yönelik operasyon, görevden alma ve kayyım uygulamalarını eleştirdi.
Editör: Ege Olay
05 Kasım 2024 - 13:58
Esenyurt halkının oylarıyla seçilmiş bir kişinin görevden alınmasını, kayyum atamalarını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.
Kayyum atamalarının yanlış olduğunu belirten ve bu durumu protesto ettiklerini belirten Türeli, “Bildiğiniz üzere biz, TBMM ve Sayıştay bütçesinin görüşüldüğü gün Plan ve Bütçe Komisyonundaki toplantılara katılmadık çünkü İstanbul Esenyurt Belediye Başkanımızın önce gözaltına alınması, sonra tutuklanması ve yerine kayyum atanması konusu bizim ciddi anlamda millî irade gaspı olarak gördüğümüz son derece antidemokratik bir uygulamadır. Bu anlamda da İstanbul’da yapılmış bir mitingimiz ve toplantılarımız vardı, onlara katıldık, bunu söylemek isterim. TBMM’nin varlık nedeni olan demokrasi, hukuk devleti ve güçler ayrılığıyla çok yakın ilişkili bir konu olan; bütçe hakkını savunmak için bunu yaptık. Sonuçta, Esenyurt’ta yaşayan seçmenlerin ve belediyeye vatandaşların oylarıyla seçilmiş bir kişinin görevden alınmasını, kayyum atanmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Hemen arkasından da zaten Mardin’de, Batman’da ve Halfeti’de de yine Belediye Başkanlarının görevden alındığını ve yerlerine kayyum atandığını gördük; bu uygulamaları protesto ediyoruz, bunlar son derece yanlıştır.” dedi
Yerel Yönetimler zaten Merkezi Yönetimin ve Sayıştay’ın denetimi altındadır
Yerel yönetimler tarafından yapılan uygulamaların, merkezi yönetim ve Sayıştay tarafından denetim altında olduğunu belirten Türeli, “Bakın, bütçe hakkı ile demokrasi kavramı çok yakın ilişki içindedir; demokratik bir sistemde bütçe hakkı, kamu gelirinin kaynağının nasıl elde edileceğinin ve harcandığı yerin bilinmesi ve bunun yanında, bütçeyi meydana getirecek ve kullanacak makam ve kişilerin seçim yoluyla belirlenmesi demektir. Merkezî hükûmet ve yerel yönetimler bir bütündür. Bu çerçevede sadece kamu gelirlerinin toplanması, kamu harcamalarının yapılması değil, onu yapacak olan kişiler de bu işin, bütçe hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. O kişiyi görevden aldığınız zaman aslında bütçe hakkına aykırı davranmış oluyorsunuz çünkü sonuç itibarıyla, belediye başkanlarının yaptıkları bütün uygulamalar devletin, merkezî hükûmetin vesayet denetimi altındadır, Sayıştay denetimi altındadır. Eğer herhangi bir biçimde hukuka aykırılık varsa denetim kapsamındadır.” dedi
Demokrasinin olmadığı yerde, millî irade gasbının olduğu yerde hangi bütçeyi konuşacağız?
Yapılan uygulamaların antidemokratik olduğunu ve yerel yönetimlere yapılan baskıyı kabul etmediklerini ifade eden Türeli, “Yani böyle bir olay söz konusuyken -dediğim gibi- bu şekilde bir millî irade gasbıyla belediye başkanlarının görevden alınmasını, Esenyurt Belediye Başkanımızın usulsüz, düzmece birtakım iddialarla tutuklanmış olmasını, cezaevinde olmasını ve sadece bizim belediyemiz değil diğer belediyelere de kayyum atanmasını protesto ediyoruz. Son derece yanlıştır, bütçe hakkına aykırıdır. Bu şekilde demokrasi olmaz, bu son derece antidemokratik bir uygulamadır. Bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Eğer hukuki anlamda, yasal çerçevede yapılması gereken bir şey varsa gerekli destekleri elbette her zaman vermeye hazırız ama bu şekilde antidemokratik bir yapının sürdürülmesini doğru bulmuyoruz. Biz şimdi burada bütçeyi konuşacağız; tamam, bütçeyi konuşalım ama demokrasinin olmadığı yerde, millî irade gasbının olduğu yerde hangi bütçeyi konuşacağız? Bizler nasıl seçilmişsek belediye başkanları da seçilmiş kişilerdir. Yani biz bir taraftan yasamanın, seçilmiş olan insanların görevlerini yapmalarını savunurken öbür taraftan belediye başkanlarımızın, yerel yönetimlerin bu şekilde bir baskı altında olmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Tekrarlıyorum: Son derece antidemokratik uygulamalardır, Türkiye'nin demokrasiden ne kadar uzaklaştığının en somut kanıtıdır.” dedi
Kayyum atanması son derece yanlıştır
Esenyurt Belediye Başkanımız hakkında alınmış olan bu kararı yanlış buluyoruz. Bu anlamda da iktidara, Hükûmete sesleniyoruz, bu yanlış uygulamalardan derhâl vazgeçilmelidir. Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in görevden alınması, tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması uygulaması son derece yanlıştır.” Dedi.
TBMM Başkanlığının hem Plan ve Bütçe Başkanlığının hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etmesi demokrasi açısından yanlıştır.
Komisyonun 31Ekim günlü toplantısına katılmama nedeni konusunda ilave açıklamalarda bulunan Aşkın Türeli, “ 31 Ekim Perşembe günü Esenyurt Belediye Başkanımızın tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması nedeniyle İstanbul'da bir mitingimiz vardı; bu yüzden TBMM'de yapılan bütçe görüşmelerine katılamadık. Tabii, parlamentoların varlık nedeni olan bütçe hakkının kullanıldığı ve üstüne üstlük TBMM bütçesinin, Sayıştay bütçesinin konuşulduğu bir ortamda hem TBMM Başkanlığının hem Plan ve Bütçe Başkanlığının hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etmesi demokrasi açısından son derece üzücüdür.
Eğer bu toplantıya katılmış olsaydık, demokrasi tartışması ve bu çerçevede kanun devleti, hukuk devleti ayrımı üzerine konuşacaktık. Bütün dünyada diktatörlükle yönetilen ülkelerde de kanunlar var. Kanunların olmuş olması o ülkenin hukuk devleti olduğu anlamına gelmiyor. Belediye başkanının görevden alındığında belediye Meclisinin toplanıp belediye başkanı yerine belediye başkan vekilini seçmesi gerekirken kayyum atanması son derece antidemokratik bir uygulamadır; burada millî iradenin gasbı söz konusudur. Bu aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına müdahaledir ve o ülke açısından, demokrasi açısından ciddi bir temsiliyet krizini ortaya koymaktadır. dedi.
Kayyum atamalarının yanlış olduğunu belirten ve bu durumu protesto ettiklerini belirten Türeli, “Bildiğiniz üzere biz, TBMM ve Sayıştay bütçesinin görüşüldüğü gün Plan ve Bütçe Komisyonundaki toplantılara katılmadık çünkü İstanbul Esenyurt Belediye Başkanımızın önce gözaltına alınması, sonra tutuklanması ve yerine kayyum atanması konusu bizim ciddi anlamda millî irade gaspı olarak gördüğümüz son derece antidemokratik bir uygulamadır. Bu anlamda da İstanbul’da yapılmış bir mitingimiz ve toplantılarımız vardı, onlara katıldık, bunu söylemek isterim. TBMM’nin varlık nedeni olan demokrasi, hukuk devleti ve güçler ayrılığıyla çok yakın ilişkili bir konu olan; bütçe hakkını savunmak için bunu yaptık. Sonuçta, Esenyurt’ta yaşayan seçmenlerin ve belediyeye vatandaşların oylarıyla seçilmiş bir kişinin görevden alınmasını, kayyum atanmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Hemen arkasından da zaten Mardin’de, Batman’da ve Halfeti’de de yine Belediye Başkanlarının görevden alındığını ve yerlerine kayyum atandığını gördük; bu uygulamaları protesto ediyoruz, bunlar son derece yanlıştır.” dedi
Yerel Yönetimler zaten Merkezi Yönetimin ve Sayıştay’ın denetimi altındadır
Yerel yönetimler tarafından yapılan uygulamaların, merkezi yönetim ve Sayıştay tarafından denetim altında olduğunu belirten Türeli, “Bakın, bütçe hakkı ile demokrasi kavramı çok yakın ilişki içindedir; demokratik bir sistemde bütçe hakkı, kamu gelirinin kaynağının nasıl elde edileceğinin ve harcandığı yerin bilinmesi ve bunun yanında, bütçeyi meydana getirecek ve kullanacak makam ve kişilerin seçim yoluyla belirlenmesi demektir. Merkezî hükûmet ve yerel yönetimler bir bütündür. Bu çerçevede sadece kamu gelirlerinin toplanması, kamu harcamalarının yapılması değil, onu yapacak olan kişiler de bu işin, bütçe hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. O kişiyi görevden aldığınız zaman aslında bütçe hakkına aykırı davranmış oluyorsunuz çünkü sonuç itibarıyla, belediye başkanlarının yaptıkları bütün uygulamalar devletin, merkezî hükûmetin vesayet denetimi altındadır, Sayıştay denetimi altındadır. Eğer herhangi bir biçimde hukuka aykırılık varsa denetim kapsamındadır.” dedi
Demokrasinin olmadığı yerde, millî irade gasbının olduğu yerde hangi bütçeyi konuşacağız?
Yapılan uygulamaların antidemokratik olduğunu ve yerel yönetimlere yapılan baskıyı kabul etmediklerini ifade eden Türeli, “Yani böyle bir olay söz konusuyken -dediğim gibi- bu şekilde bir millî irade gasbıyla belediye başkanlarının görevden alınmasını, Esenyurt Belediye Başkanımızın usulsüz, düzmece birtakım iddialarla tutuklanmış olmasını, cezaevinde olmasını ve sadece bizim belediyemiz değil diğer belediyelere de kayyum atanmasını protesto ediyoruz. Son derece yanlıştır, bütçe hakkına aykırıdır. Bu şekilde demokrasi olmaz, bu son derece antidemokratik bir uygulamadır. Bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Eğer hukuki anlamda, yasal çerçevede yapılması gereken bir şey varsa gerekli destekleri elbette her zaman vermeye hazırız ama bu şekilde antidemokratik bir yapının sürdürülmesini doğru bulmuyoruz. Biz şimdi burada bütçeyi konuşacağız; tamam, bütçeyi konuşalım ama demokrasinin olmadığı yerde, millî irade gasbının olduğu yerde hangi bütçeyi konuşacağız? Bizler nasıl seçilmişsek belediye başkanları da seçilmiş kişilerdir. Yani biz bir taraftan yasamanın, seçilmiş olan insanların görevlerini yapmalarını savunurken öbür taraftan belediye başkanlarımızın, yerel yönetimlerin bu şekilde bir baskı altında olmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Tekrarlıyorum: Son derece antidemokratik uygulamalardır, Türkiye'nin demokrasiden ne kadar uzaklaştığının en somut kanıtıdır.” dedi
Kayyum atanması son derece yanlıştır
Esenyurt Belediye Başkanımız hakkında alınmış olan bu kararı yanlış buluyoruz. Bu anlamda da iktidara, Hükûmete sesleniyoruz, bu yanlış uygulamalardan derhâl vazgeçilmelidir. Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in görevden alınması, tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması uygulaması son derece yanlıştır.” Dedi.
TBMM Başkanlığının hem Plan ve Bütçe Başkanlığının hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etmesi demokrasi açısından yanlıştır.
Komisyonun 31Ekim günlü toplantısına katılmama nedeni konusunda ilave açıklamalarda bulunan Aşkın Türeli, “ 31 Ekim Perşembe günü Esenyurt Belediye Başkanımızın tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması nedeniyle İstanbul'da bir mitingimiz vardı; bu yüzden TBMM'de yapılan bütçe görüşmelerine katılamadık. Tabii, parlamentoların varlık nedeni olan bütçe hakkının kullanıldığı ve üstüne üstlük TBMM bütçesinin, Sayıştay bütçesinin konuşulduğu bir ortamda hem TBMM Başkanlığının hem Plan ve Bütçe Başkanlığının hiçbir şey olmamış gibi toplantıya devam etmesi demokrasi açısından son derece üzücüdür.
Eğer bu toplantıya katılmış olsaydık, demokrasi tartışması ve bu çerçevede kanun devleti, hukuk devleti ayrımı üzerine konuşacaktık. Bütün dünyada diktatörlükle yönetilen ülkelerde de kanunlar var. Kanunların olmuş olması o ülkenin hukuk devleti olduğu anlamına gelmiyor. Belediye başkanının görevden alındığında belediye Meclisinin toplanıp belediye başkanı yerine belediye başkan vekilini seçmesi gerekirken kayyum atanması son derece antidemokratik bir uygulamadır; burada millî iradenin gasbı söz konusudur. Bu aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına müdahaledir ve o ülke açısından, demokrasi açısından ciddi bir temsiliyet krizini ortaya koymaktadır. dedi.
YORUMLAR