Ak Parti İl Başkanı Sürekli;"İzmir için 2020'nin nasıl geçeceği de 2019'dan belli"

EGEOLAY/Ak Parti İzmir il başkanı Kerem Ali Sürekli Basın ile bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.

Ak Parti İl Başkanı Sürekli;"İzmir için 2020'nin nasıl geçeceği de 2019'dan belli"
Editör: Ege Olay
30 Aralık 2019 - 11:20 - Güncelleme: 30 Aralık 2019 - 16:23
Sürekli yaptığı açıklamada;

2019 İzmir için dertlerin yılı oldu... Üzülerek söylemeliyim ki; sudan sele, ulaşım hezimetine pek çok sıkıntıyaşadık. Onlar, salon toplantılarında, canlı yayınlarda toz pembe tablolar çizerken, sokak ve belediye kan ağladı... Tabir-i caiz ise İzmir; somut, elle tutulur, gözle görünür bir yerel hizmet alabilmek için 9 ayda 9 doğurdu...

Kendilerini  " -mış gibi " yapmaya kurmuşlar... 

31 Mart Seçimiyle birlikte, İzmirli hemşerilerimiz, yerel hizmet yetkisini CHP'ye, muhalefet yetkisini de bize verdi...  CHP'li belediye; ilk günden itibaren '-mış gibi yapma' konusunda sınır tanımadı. Halkın arasında, onlardan biri profili çizmeye çalışırken, sadece fotoğraf için tasarlanmış makam minibüsünden el sallayabildiler. Makam minübüsünü önden gönderip, kendilerininmersedesle arkadan gittiğini biliyoruz tabi!Kınık örneğinde olduğu gibi. Gerçekten trajikomik...

İzmir'in sokaklarından çok, yurt dışında sokakları arşınladılar... Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler... Bu geliş, Seferihisar tecrübesinden belliydi... İzmir için 2020'nin nasıl geçeceği de 2019'dan belli...

Bu şehir 3 dönem Aziz Kocaoğlu ile yol yürüdü. Kendisini pek çok konuda eleştirdik... Ama, hakkını da teslim etmek lazım...Kendisi, İzmir'in malına mülküne sahip çıktı... Reklamdan, yaptığı işlerin tanıtımından imtina etti... O; yaptıklarını anlatmazdı, şimdiki başkan ise Kocaoğlu dönemine sırtını dayamış; miras yedi gibi, har vurup harman savuruyor ve yapmadığı işlerin reklamını yapıyor...  

                                      

İzmir Büyükşehir Belediyesi; bir "zaafiyet abidesi" olarak karşımızda...

Hiç hayal kurmamışlar... Liyakat hak getire...

 

Neredeyse bir yıl olacak; halen A takımını kuramamış bir büyükşehir belediyesi tarafından yönetiliyoruz. Bu görevi talep ederken hiç mi hayal kurmadınız? Hiç mi planlama yapmadınız? Kadro değişikliklerinde liyakat hak getire. Yönetici kadrolar, temel hizmetlerde dahi sınıfta kaldı.

Biz, İzmir değişecek diye beklerken, durmadan kadrolar değişti.

İş dünyasında bilinen ve çok kullanılan bir söz vardır; " Güvenmek iyidir, ama kontrol etmek daha iyidir.." Kime güvendikleri, neyi nasıl kontrol ettikleri belli değil.

 

Her krizde yalnız... Her sorunda çelişkili ifadeler... Bir dediği diğerini tutmuyor..

İzmir için üzülüyoruz ama, biz CHP'li belediye başkanı için de üzülmeye başladık...

Kendi zaafı mı yoksa danıştıklarında mı sorun var?

Konaktaki gökdelen meselesi  tam bir muamma...

 

İzmir'in kentsel yapılanması sorunu aşikar... Bunu gerekirse devletle birlikte ele almak niyetini zaten kendilerinde görmüyoruz. Konak'ta hukuki süreçlerin sonunda inşaatına başlanmak üzereolan gökdelene tüm sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarıyla birlikte CHP'li Konak Belediyesi de karşı çıktı. Konak Başkanı hayır derken; İzmir Büyükşehir Belediyesi " Ben istemezükçü değilim" diyerek, yapılmasını destekledi. Sonra ne oldu da; 180 derece döndü ve 'Hayır'cılar kervanına katıldı?

Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Kültürpark'a taşınması konusunda olduğu gibi; gökdelen meselesinde de bir dalgalanma yaşadı...

 

"Temel hizmet" kavramı yerle yeksan...

'Su'dan işleri yüzünden suyumuzdan olduk...

Faytonla uğraşırken, zam yağmuruna tutulduk...

Sıkıştılar mı; çareyi topu bize atmakta buluyorlar...

 

Şehirlerin ve o şehrin yaşayanlarının belediyeden almayı beklediği 3 temel hizmet vardır. Su, temizlik ve ulaşım.  İzmir Büyükşehir Belediyesinin anlayış ve uygulamalarında temel hizmet kavramı yerle yeksan... Temizlik seferberliği adı altında ' herkes kendi kapısının önünü süpürsün" gibi muhteşem bir proje geliştirdiler mesela! Çağ atlamak böyle bir şey olmalı!  Millet alt yapı, kentsel dönüşüm gibi ciddi ve kalıcı işler beklerken, biz temizlikte imece öneriyoruz! Körfezin kokusuyla yaşamaya alıştırılıyoruz...!

 

Su ve ulaşımda halkçıyız dediler... Çok geçmeden su ve ulaşım zamlarını vatandaşın kucağına bıraktılar. Onlar; 'su'dan işlerle uğraşırlarken, İzmir susuz kaldı...Musluklardan 3 gün su akmasını beklerken, şehri sel bastı... 2020 yılının ilk ayında su faturalarımız yüzde 15 zamlı... İzmirlilere yeni yıl hediyesi zamlı su faturası...

 

Bisiklete binerim, faytonu sevmem, yeni düzenleme derken, ulaşıma yüzde 18.6 zam yaptılar. En büyük zam oranı ise emekliye vurdu. 60 yaş üstüne yüzde 66... Onlar arkada kalan yılı Halkçıyız deyip, halka bedel ödeterek geçirirken; 2020'nin halk açısından nasıl geçeceği ortada...   Özetle, sorumlusu oldukları üçtemel hizmeti veremeyen, veremedikleri gibi vatandaşın cebine yüklenen bir belediyecilikle karşı karşıyayız...

 

Daha da kötüsü, vatandaşı zora sokan her hatalarında, eksiklerinde topu bize atmaktan da çekinmiyorlar... Belediyecilik mazaret üretme, eleştirilere kulak tıkama, topu taca atma, selfi çektirme yeri değildir... Halk, sizden hayatlarını kolaylaştırmanızı bekliyor. Çözüm bekliyor. Ama, umut yok gibi görünüyor!

 

İzmir'in malı deniz mi..? Sat sav nereye kadar? Borç boyu aşmış...

Bu kaynaklar nerede kullanılıyor belli değil? Ortada proje de yok!

 

Çalışan bir mekanizmanın elbette borcu olur. Ama ortada bir yatırım, iş, proje yoksa haklı olarak da sorulur... Daha ilk aylardan başlayarak İzmir'in mallarını satma, kredi çekme peşine düştünüz? Kaynak yaratmanın başka yolu yok mu? Bu satışlardan ve kredilerden gelen nerede harcanıyor? Bildiğimiz şu ki; çok yakında alacaklılar, Büyükşehir Belediyesi'nin kapısına dayanacak.

 

Seferihisar'da iki dönemde sattıklarını düşündüğümüzde, İzmir'in aç açık kalacağı ortada! İlk üç aylarında Belediyenin 202 taşınmazı satıldı...Son olarak da İstanbul Beyoğlu'ndaki arsanın satışını reddimize rağmen meclisten geçirdiler...

 

Belediye şirketleri borç batağında... Belediyenin toplam borcu 4,5 Milyar TL... 2020 yılında 1,5 Milyar borçlanma öngörülüyor. İZSU'nun mevcut borcu 500 Milyon TL, 2020 için planlanan 1 Milyar. ESHOT'un da 500 Milyon mevcut, 500 Milyon da 2020 öngörüsü.  Hiç ödenmediği düşünülüdğünde 1 yıl sonra 8,5 Milyar borç olacak...

Kredi notuyla övünüp, bolca borçlanırlarken, 2020 yılının çok kötü geçeceğini de kendileri itiriaf ediyor üstelik!

Toplumsal değerlerden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e uzanan

kabul edilemez bir özgürlük anlayışları var...

 

Türkiye'nin tüm kurumlarında "Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu'nu değiştirip, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu kurdular, daha da ileri gidip bu komisyonun logosunu toplum değerleriyle, genel ahlak ve aile birliği anlayışıyla bağdaşmayan aykırı bir hareketin logosuna benzettiler... Bu özgürlük değildir... Aynı zihniyetle tarihi ve milli değerlerimizin allanıp pullanmasına sessiz kaldılar. Ulu Önder Atatürk'ü dalga geçer gibi resmedilmesine sanat dediler, özgürlük dediler... Özgürlükler, toplumun  birliğini ve dirliğini tehdit etmemelidir... Özgürlük; tarihinizle, milli değerlerinizle, topluma mal olmuş değerlerinizle dalga geçmek değildir...

 

Belediyecilik; elim elim üstünde, başkasına suç atmakla yapılmaz!

Eksiklerini örtmek için tek taktikleri; algı operasyonu...

 

İzmir'in CHP'li yerel idaresi; kendisini savunma noktasında kaldığında, iş yapmadığında, kriz yarattığında, yanlış yaptığında saldırıya geçerek sorumluluktan kaçmayı seçiyor...

Diyorlar ki; "Önümüzü kapatıyorlar..." Oysa, yollarını yapıyoruz, açıyoruz... Köprülerini tünellerini yapıyoruz... Bize iletilen taleplerini dikkate alıyor, gereğini yapıyoruz... Konak Tüneli'ni, çevre yolunu yaptık, kendilerine devrettik... Buca Metrosu dediler, Cumhurbaşkanımız günler içinde onayladı...

Yıllardır CHP'li Belediyenin yılan hikayesine döndürüp, halkı ev fazarcı esnafını mağdur ettiği Özkanlar Pazar Yeri'nin viyadüklerin altına taşınması için  "Karayolları'na yazdık, oyalıyorlar" dediler... Baktık ki; öyle bir yazı aslında hiç yazılmamış... Dayamışlar sırtlarını İzmir halkının hassasiyetlerine, Anadolu sözündeki gibi; "Vur abalıya" derler ya... Onlarınki de o hesap... Hiç çevirme, yorulma, işini takip etme; at topu devlete, vur AK Parti'ye...

Neyse ki yazı yazmadıklarını öğrendik de devreye girdik, geçtiğimiz günlerde de pazar yerinin açılışını yaptık. Sadece Bornova Belediyesi'nin çabası ve özverisi vardı. Büyükşehir yine olup bitenden bi haberdi...

özkanlar pazar yeri viyadüklerin altında açılması ile ilgili karayollarını bahane ettiler... yazıyı yazdıklarından eminler mi..? Daha sonra biz devreye girdik... bornova belediyesi çabamızı destekledi... özverili davrandı...



Başkan Sürekli'den Yeni Yıl Mesajı



  • 2019 yılını geride bırakıyoruz...

  • Zaman, hayatın için de geri döndüremeyeceğimiz en değerli şeylerden biri...

    İçini nasıl ve neyle doldurduğumuz önemli. Çünkü, ancak ürettiklerimizi gelecek zamana taşıyabiliyoruz, iyi ya da kötü iz bırakabiliyoruz...

                                                                                                               

    Nasıl bir yıl geçirdiğimizi değerlendirmeden önce; 2020 yılının tüm hemşerilerim ve vatandaşlarımız için; ülkemiz ve İzmir'imiz için hayırlar getirmesini diliyorum...


 




YORUMLAR

  • 0 Yorum