Savaş Yılmaz

Savaş Yılmaz

[email protected]

Barışa Giden Yollar Tuzaklıdır

13 Temmuz 2025 - 13:49

Türkiye'de son zamanlarda barış dili hakim oldu ve herkes kelimelerini seçerek konuşuyor, bu barış dilinin hakim olmasının en büyük nedeni ise neredeyse elli yıldır devam eden düşük yoğunluktaki savaştan kaynaklı. Binlerce gencin ve insanın hayatını kaybedip, ağır veya hafif yaralandığı, milyarlarca doların heba edildiği, binlerce köyün boşaltıldığı ve insanların yerinden yurdundan edildiği, organize suç örgütlerinin ortaya çıktığı, kültürel erozyonun yaşandığı bir küçük savaşın etkileri bunlar. Kimileri kabul etmese ve teröristle müzakere edilmez dese de bu iş öyle değil çünkü ortada bir sorun var ve bu sorunu çözmek için çaba sarf edenleri alkışlamak lazım. 
 
Cumhuriyet anayasası tekçi bir sisteme dayalı olup, belli bir ırk ve dili yücelten, diğer ırk, mezhep ve dilleri yasaklayan bir anlayışa sahipti. Tekçi devletin yararları olduğu kadar, çok büyük zararları da oldu muhakkak, hem topluma ve hem de devlete! Eğer siz karşı tarafları bir kümede toplayıp, benim dediğim olacak derseniz, haliyle de kümede iyi veya kötü bir şekilde isyancınızı ortaya çıkarırsınız ve zaten çıktı da. Dinini yaşamak isteyenlerin üzerinde yoğun bir baskı, dilini konuşmak isteyenleri ezececeğiz diktasını kuracağız dediğiniz an ise problemler ortaya çıkar.

Sayın Bahçeli, birkaç ay önce grup toplantısında Öcalan gelip grup toplantısında konuşsun ve silahları bıraktığını söylesin diyerek, kimsenin beklemediği bir konuşma yaptı çünkü daha önceleri Bahçeli'nin açıklamalarına baktığımızda ise karşı tarafı silah kullanarak, yok etmek fikri taşıdığı herkesin malumu. Sayın Bahçeli, Türkiye siyasetini en iyi bilen siyasetçilerden biri, bazen benim de katılmadığım fikirleri olsa da seçmenlerini konsolide etmede büyük başarı sağladı ve aldığı oy ile elindeki güç üzerinden çıkarım yaparsak şayet, ne kadar iyi bir siyaset adamı olduğu belli olacaktır. Özellikle iki bin bir ve iki bin on beş yıllarındaki çıkışı ile ülkeyi başka yollara itti diyebiliriz. Muhakkaktır ki Bahçeli bu demeçleri verirken, Sayın Erdoğan'ın da haberi vardır çünkü böyle büyük bir olayda ve iktidar ortağı olan Bahçeli'nin bu çıkışı öyle bir iki günlük değildir. Özellikle Chp'ye yönelik operasyonların devam edeceği ve Özel'in kısa süre sonra kayyum ile koltuktan indirilmesi olağan görünüyor. Bu operasyonlara Dem partililerin karşı çıkmaması için bu sürece girildi diyenler de var ama bu sürecin kısır çekişmelere kurban edileceğini düşünmüyorum. 

Tarafların birbirlerine güvenleri çok fazla yok ama ellerini taşın altına koydukları belli! Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan'ın, üçüncü kişiler ve partiler aracılığıyla iletişim halinde oldukları ve gelecek günlerde de güzel haberler vermek için uğraştıkları görülüyor. Erdoğan'da, Bahçeli'de ve Türkiye siyaseti, toplumdaki aklı başında herkes de biliyor ki ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Bu anayasa ise tüm tarafları içinde barındıracak bir masa olmalıdır, özellikle cumhuriyeti bir kurduk ve bizim dediğimiz olacak diyen ulusalcı Kemalist tayfa ise bu sürece karşı çıkıyor çünkü İslami kesimin, Kürtler'in ve özgürlükleri destekleyen kesimleri pek sevmezler(!) Avrupayi yaşamı örnek alıp, Avrupayi özgürlükleri yok sayan ve kendine özgür diyen yasakçı bir zihniyetten geldiklerini onlar da iyi biliyor ama bu süreci durdurmak için vatan elden gidiyor naraları atmaktan çekinmiyorlar. Bir zamanların Deniz Baykal'ı gibi zihinlerini özgür yaşama ve diğer ırk, mezhep, din gibi grupların olduğu meclise kapatmışlar, mağrur bir edayla biz savaşı kazandık diyorlar(!) Halbuki Askerlerin çoğu dini nedenlerden ve namus meselesinden dolayı savaşlara katılmıştır, hatta askere yollanan gençlerin çoğu ise dini söylemleri kullanmıştır. 

Ülkede tek bir sesin değil, çoklu fikirlerin olduğu bir meclis kurulması gerekir. Kapsayıcı bir anayasa ile ülkeye küsen topluma tekrardan ülkeyi sevdirmek ise nesiller için iyidir. Ülkede hiçbir ırkın, dilin, mezhebin dışlanmadığı özgür bir ülke olması herkes için gereklidir. Kimsenin kimseden üstünlüğü olamaz ve olmamalı çünkü hiç birimiz isteyerek ne dinimizi ( kısmen seçebiliriz), ne dilimizi ve ne de rengimizi, hatta çoğrafyamızı seçmedik, seçmediğimiz bir şey için kavga edip, ölmeye ve öldürmeye gerek yok. Ülkemize bir saldırı olduğunda hepimizin karşı çıkacağı bir küme oluşturmak lazım, oluşturmadığımız takdirde ise iki bin yetmiş yılına kadar Türkiye diye bir devletin varlığı belki de olmayacak. İşte bu yüzden siyasetçilerin ve toplumun Barış Sürecine destek vermesi lazım..

YORUMLAR

  • 0 Yorum