Konumuz sağlığımızın beslenmesi. Sağlığımızı nasıl besleyebiliriz? Sağlığımızı besleyebilmek için neler tüketmeliyiz? Elbetteki aklımıza önce yiyecekler geçiyor.. Ne yersek ne içersek sağlıklı oluruz? Yediklerimiz ve içtiklerimizden başka birşeyler de sağlığımızı etkiler mi? Etkiliyorsa berdir.
İlk olarak sağlık nedir bunu tariflemek istiyorum. Sağlık insan bedeninin ve ruhunun tam bir iyilik hali içinde olması diye tariflenir. Bu tariften insan canlısının iki oluşumdan meydana geldiğini anlarız. Bu iki oluşum ruh ve bedendir. Peki bu iki oluşum birbirleri ile haşır neşir midir? Birbirlerini olumlu ve olumsuz olarak etkilerler mi? Hepimiz biliriz ki bu ikisi birbirini olumlu ve olumsuz yönde çok fazla etkilerler ve sağlıklı olmak bu ikisinin de tam bir iyilik hali içinde olmasıyla mümkün oluyor.
Sağlığı tanımladık peki ya beslenme nedir? Yemek içmek karnımızı doyurmak mıdır? Elbetteki beslenme basit bir karın doyurma.işlemi değildir. Beslenme sağlığımızı devam ettirebilmek için gerekli olan besin öğelerini gereksindiğimiz miktarlarda vücudumuza almaktır diye tanımlanır fakat beslenmeyi en genel anlamıyla ele alırsak ek enerji teminidir diyebiliriz çünki vücudumuza aldığımız besin ögeleri enerjiye dönüşür. . Beslenmemizde bahsedilen besin ögeleri nelerdir, ve bizler bunları vücudumuza nasıl gereksindiğimiz miktarlarda alabiliriz? Besin ögelerimiz; proteinler karbonhidratlar, yağlar, vitamin ve mineraller ve de antioksidanlardır. Peki bu besin öğeleri ne işe yarar? Protein, yağ ve karbonhidratlar vücudumuzda enerjiye dönüşür.
Dönüştürülürken bazı ara maddelere ihtiyaç duyulur. Bu ara maddeler de vitamin ve minerallerdir. Onlar olmadan enerjiye dönüş gerçekleşemez. Peki ya antioksidanlar ne işe yarar. Enerji yapım çalışmaları esnasında bazı zararlı moleküller oluşur. Bu zararlı moleküllere serbest radikal deriz. Serbest radikalleri antioksidanlar zararsız hale getirip vücudumuzu temizlerler.
Tüm bu besin ögelerini gereksindiğimiz miktarlarda nasıl vücudumuza alabiliriz.?
Bunu becerebilmek oldukça zor görünüyor değil mi? Önce ihtiyaçlarımız ne kadar bunu bileceğiz sonra o ihtiyacı karşılayacak kadar yiyecek tüketeceğiz. Bunu nasıl başarabileceğiz işte bu büyük bir sorun. Fakat hiç merak etmeyin bunun da kolay bir yolu bulunmuş. Bu kolay yol ise yiyecekleri beş gruba toplayarak yapılmış. O halde bu beş grup nedir? Bunlar; et grubu, süt yoğurt grubu, tahıl grubu, sebze meyve grubu ve yağ grubudur. Bir öğünde bu beş grubun her birinden en az bir çeşit yiyeceği tüketmek bizim yeterli ve dengeli beslenmemizi sağlayabiliyor. Tabi gruplarda hangi yiyecekler yer alıyor bunları da bilmemiz gerekiyor. Et grubunda her türlü etin yanında peynir ve kurubaklagiller yer alır. Süt yoğurt grubunda süt, yoğut, ayran ve kefir yer alır. Tahıl grubu buğday, yulaf, arpa, pirinç, çavdar ve mısırdan oluşur. Sebze ve meyve grubunu söylemeye gerek yok, yağ grubunda mısır, ayçiçek, fındık, pamuk, zeytin yağları, tereyağ ve hayvan iç yağları yer alır.
Sağlığın beslenmesi dediğimizde bu beslenme sadece yiyeceklerle sınırlı değildir Beslenmeden kast edilenin enerji temini olduğunu biliyoruz. Enerji temininde işe yarayan başka bir şeyler daha var mıdır?...Evet vardır. Bunlar nedir ? Bunların birisi havadır bir diğeri de sudur.
Havanin içindeki oksijen enerji oluşturmada görevlidir ve besin ögelerinin enerjiye dönüşüm işlemleri sulu bir ortamda gerçekleşir. Sulu bir ortam olmadan enerji oluşturulamaz. . Bu nedenle Sağlığın beslenmesinde su ve hava da birer besindir diyebiliriz. Peki hepsi bu kadar mıdır. Elbette değildir. Sağlık İçin mademki beden ve ruhun tam iyilik halinde olması gerekiyor ve madem ki beden ve ruh birbirlerini devamlı olarak olumlu ve olumsuz olarak etkiliyor, o halde psikolojimiz beslenmemizi nasıl etkiler? Orta derecede yahut ağır stres altındayken beslenmeniz nasılsın etkilenir. Hatta genel olarak duygusal bir boşluk içindeysek beslenmemiz ve sağlığımız bundan nasıl etkilenir.
Stres durumlarında vücudumuz buna iki şekilde tepki gösterir. Ya istahımız artar ve ne bulursak homini gırtlak yaparız yahutta iştahımız tamamen kesilir lokmalar ağzımızda büyür büyür büyür yutamayız. Duygusal boşluk yaşadığımızda ise genellikle fazla yemek yemek görülür. Bu durumda iştahta azalma görülmez çünki duygusal boşlukta oluşan genel memnuniyetsizlik hissini yemek yiyerek aşmaya çalışırız. Yemek yemek insanlar için önemli hazdır. Bunu en iyi yeni doğmuş bebeklerde gözlemleyebiliriz. Karın doyurma işlemi başlı başına mutlu olmamızı sağlayan bir etmendir ve duygusal yoksunluğu anlık olarak gidermede etkilidir. Ne var ki etkisi bir dahaki karın açıkmaya kadardır. Peki bu durumlarla nasıl başa çıkabiliriz? Başa çıkamadığımızda sağlığımız günden güne kötülesir. Ya çok kilo alırız yahutta fazla kilo veririz. Her iki durumda da dengesiz beslenmiş oluruz.
Elbette öncelikle stres durumunu ortadan kaldırmaya çalışmamız gerekir fakat bu her zaman mümkün olmayabilir. Mümkün olmayan böyle durumlarda da bizlerin yapacağı bazı şeyler vardır. Eğer çok yemek yiyorsak bu durumda yapılacak en iyi davranış spor yapmaktır. Eğer spor yapma imkanımız yoksa en azından yürüyüş yapmalıyız. Dışarıda yürüyemeyen imkanı olmayanlar evde yürüyüş yapabilir. Evin bir noktasından en uzak öbür noktasına saat tutarak yürümemiz gerekir. Günde en az bir iki saat bu şekilde yürüyebiliriz. Düzenli olarak hareket etmek aşırılaşan iştahı baskılar, normale çeker çünki hareket vücudumuzda endorfin salgılatır. Endorfin vücudumuzun ürettigi bir mutluluk hormonudur. Mutluluk hormonuyla rahatlayan sinir sistemimiz aşırı iştah durumundan vücudumuzu vazgeçirtir. Hareket etmek iştahsızlık durumunda ise tam tersini yaparak iştahı artırır. Böylece her halükarda iştahımızı düzenler normale çeker.
İster aşırı iştahlı olalım, ister aşırı iştahsız olalım her ikisine de iyi gelen bir şey daha vardır. Bu da sanattır. Her türlü sanatsal faaliyet iştah durumumuzu normalleştirir
Besinlerinin de psikolojimize etkisi var mıdır? Yani yiyeceklerle ruhu etkilemek mümkün müdür ? Elbetteki mümkündür. Bazı yiyecekler bizde mutluluk hormonlarının salgılanmasına neden olur. Mutlu olan insan her türlü olumlu duyguya meyilli hale gelir. Şefkat, merhame ve en son merhalede sevgi duygusunu daha çok oluşturur. Bu yiyecekler nelerdir dersek aklıma önce süt ve ürünleri gelir. Bir diğer şey ise karbonhidratlardır fakat şeker ve rafine tahıllar insülin direncine ve glikasyona neden olmalarıyla sağlığımızı bozucu etkiye sahiptirler. Salep böyle değildir. Süt ve salep ikilisinin sakinleştirici etkisi bu bakımdan süperdir. Sekersiz salebin pek çok faydası vardır. Yumuşatıcı olarak vücudumuzun solunum ve sindirim sistemini yumuşatır. Bu da öksürüğe iyi gelmesini mide ve barsaklarımıza iyi gelmesini sağlar. Hemen hemen aynı etkiler ıhlamurda da vardır. O da iyi bir yumuşatıcı ve sakinleştiricidir. Ayrıca vücudu toksinlerden de temizleyicidir. Melisa çayında da benzer etkiler vardır ne var ki troid sorunu olanların kullanmaması gerekir. Ayrıca muz, ceviz, somon, bitter çikolata da mutluluk hormonu salgılatır. Bu içeceklerin yanında birde kahveden bahsetmek istiyorum.Kahve uyarıcı bir içecektir. Uyarıcı etkisi içindeki kafeinden ileri gelir. Belli dozun üstüne çıkmadığımızda kafein dinçlik verir. Kendimizi daha enerjik hissederiz fakat en fazla günde iki fincan tüketebiliriz daha fazla tükettiğimizde tam tersi etkilerle karşılaşırız. Bu nedenle kahve küçük fincanlarla servis edilir. Eski devirlerde içecekler naşrapa ile servis edilirdi. Naşrapalara şimdinin kupaları diyebiliriz. Kahvenin küçük fincanlarla servisi bu bakımdan da manidardır. Bir atasözümüzde bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır deriz. Bir diğer atasözümüz de ise gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül muhabbet ister kahve bahane deriz. Kahvenin muhabbete konu olmasının sebebi büyük ihtimalle kahve falıyla ilgilidir. Kahve ile fal bakılır ve fal bakma esnasında da muhabbet edilir. Aslında fal bakma ritüeli bir sohbet muhabbet aracı olarak kullanılır. Bir diğer atasözümüz olan fala inanma falsız kalmada demek istenen de bu olsa gerek !
Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay
SABAHIN KAHVESİ
O, sabahın kahvesi.
Dışımdayken;
Yoldaşım.
Arkadaşım.
Sırdaşım.
Tanığım.
Sevdiğim.
İçimdeyken;
Uyandıranım.
Uyaranım.
Ayıltanım.
Dinçliğim.
Hareketim.
Enerjim.
Sevenim.
O, sabahın kahvesi
Lacivertin,
Okunan ezanla,
Uyanan doğanın.
İlk ışığın,
Ağaran günün.
Aydınlanan hayatın.
Biten gecenin.
Dağılan kasvetin kahvesi.
O sabahın,
Sevdalı kahvesi!
Dyt. Güner Erbay
Not: Bugünden intibaren Sağlıklı Hayat programı ile BRTV'deyim. Proğram tekrarları YouTube' da yer alacak. Hepinizi bekliyorum


YORUMLAR